Catch the spark after dark at Disneyland Park. And say farewell to one of the Magic Kingdom's most celebrated traditions - The Main Street Electrical Parade. Where else, but in The Main Street Electrical Parade, could you see an illuminated 40-foot-long fire-breathing dragon? And hear the energy of its legendary melody one last time? It's unforgettable after-dark magic that will glow in your heart long after the last float has disappeared.

Gerrie, Richard, Rikkert, Robbie and Barry from Maaskantje are in a big fight with the village of Schijndel. When a zombie kills someone from Brabant, things get out of hand.

A documentary about unemployed people who bought fruit and vegetables at moderate prices at the wholesale market and sold these in the streets of Frankfurt. Since they had no permits they were constantly with their bulky carts on the run from the police. One part of the film was shot at the fairgrounds in front of the wholesale market. Newspaper and lottery ticket vendors, propagandists offering their ware for a few pfennigs, all convey the mood of a time when need made people inventive.

Hapisten yeni salıverilmiş ünlü soyguncu, Alman asıllı suç üstadı Doc Erwin Riedenschneider (Sam Jaffe) Cincinnati'ye gelerek vakit kaybetmeden yeni bir soygunun hazırlıklarına başlar. 'İçerde'yken bir mücevher şirketini soymak için kusursuz bir plan yapmıştır, ama bunun için bir ekip toplaması ve para kaynağı bulması gerekir. Para kaynağı için düzenbaz avukat Alonzo D. Emmerich'e (Louis Calhern) başvurur. Ekibin diğer elemanları ise at çiftliği alma hayalleri kuran İrlanda asıllı meteliksiz kabadayı Dix (Sterling Hayden), soygunda şoförlük yapacak olan kafe sahibi kambur Gus (James Whitmore) ve kasa açma uzmanı Louis'dir (Anthony Caruso). Bir de bu kişiler arasında ara buluculuk yapan at yarışı oynatan kumarhane sahibi Cobby (Marc Lawrence) vardır....

Bu hikaye size her biri kendi yaşam planları olan üç karakterden bahsedecek. Üçü de karakter olarak birbirine benzemiyor ve yolları yavaş yavaş ayrılmaya başlıyor. Samir adında genç bir adam, hayattaki asıl şeyin zengin ve başarılı bir insan olmak olduğuna inanıyor. İş dünyasında belirli zirvelere ulaşmayı başardı ve ailesine iyi para sağlamaya başladı. Samir karısının işe gitmesine karşı çıkar. Evde kalan karısının Akash ile buluşacağı talihsiz iş gezisinden sonra hayatında çok şey değişecek. Bilgiç Samir sadece işte değil, özel hayatında da işleri halledebilecek mi?

500 franklık sahte bir banknot elden ele, dükkandan dükkana dolaşarak sonunda durumun farkında olmayan masum bir adamın eline geçer. Hayatı altüst olan adam, suça ve cinayete yönelmek zorunda kalır.

A duo of Edgar Allan Poe adaptations about a greedy wife's attempt to embezzle her dying husband's fortune, and a sleazy reporter's adoption of a strange black cat.

Frantisek Vlâcil’in, 18. yüzyıl Bohemya ormanlarında geçen, iddialı ve çok katmanlı ortaçağ epiğinin teması, paganizmden Hıristiyanlığa geçiştir. Filmde, masum, manastıra bağlı klan liderinin önder kızının (Magda Vâsâryovâ), vahşi pagan savaşçısı Mikolos Kozlik’e (Frantisek Veleck) esir düşüşü ve cinsel sömürüye maruz kalışı anlatılır.

Bir biyoloji öğretmeninin, dersinde Darwin'in evrim teorisini anlattığı için tutuklanmasını anlatan film Stanley Kramer'a ait. Evrim teorisi üzerine çekilen filmin hikayesinin bir mahkeme salonunda bıçak altına yatırılması da kuşkusuz son derece yerinde bir tercih. Sabit fikirlilik üzerine son derece zeki söz dalaşlarıyla felsefi/düşünsel yönü ağır basan bir film.

Canterbury'e giden bir grup keşiş, yolda vakit öldürmek için birbirlerine öyküler anlatmaya başlarlar. Fakat bütün bu öykülerin ortak bir yanı vardır: hepsi de son derece açık saçık öykülerdir. Bu noktadan itibaren sırayla anlatılan öyküleri dinlemeye ve izlemeye başlarız. Açık saçık olmalarının yanında aslında hepsi de, kilise ve papazların yaşam tarzlarına yöneltilen bir eleştiri ve insan doğasında bulunan zaafların mizahi bir yoldan ele alınmasını içermektedir.

After the suspicious suicide of a fellow cop, tough homicide detective Dave Bannion takes the law into his own hands when he sets out to smash a vicious crime syndicate.

Shinu adında neşeli ve çekici bir genç adam, küçük Hint kasabası Ooty için gerçekten büyük bir sorun haline geldi. On beş kez okuldan atıldı ve polisin bir kısmı ondan ve maceralarından bıktı ve başka bir eyalette çalışmaya başladı. Bu nedenle, Shinu eğitimine Bangalore şehrinde devam etmeye karar verdiğinde yerel halk rahat bir nefes aldı. ve genç hergeleyi uğurlamak için dışarı çıktı. Öğrenci hayatı, güzel ve arzu edilen kızların yanı sıra çok eğlenceli ve pervasız partilere sahip bir erkeği kendine çeker. Ama tanrı Krishna'nın heykelciğinin yanında Shin, hayatının aşkı olan güzel Sunaina ile tanışır. Asıl zorluk, kızın sevilmeyen polis müfettişi ile gangster Angad'ın görgü kurallarıyla evlenmek zorunda kalması ve havalı gangster Aisha'nın kızının en genç adam için çıldırmasıdır.

Marilyn Monroe'nun başrolü Don Murray ile paylaştığı, 1950'lerde Amerika'da geçen film. Marilyn Monroe güzelliğine, oynadığı Cherie karakterinin naifliğini de katmış olduğu bu filmde seyredeni bir kez daha büyülerken, pek yakışıklı Don Murray'nin canlandırdığı fena halde aşık bir kovboy olan Bo'nun hal ve hareketleri, "bir kadını kendinizden uzaklaştırmak istiyorsanız neler yapmalısınız?" sorusunun cevabı niteliğindedir.

1904 yılı Fransa yapımı sessiz film. Filmin yönetmenliğini Georges Méliès üstlenmiştir. Film, Jules Verne'in Voyage à travers l'impossible adlı romanından uyarlanmıştır.

Police Lt. Leonard Diamond vies to bring a clever, well connected, and sadistic gangster to justice all the while obsessing over the gangster's girlfriend.

A man, objecting to being filmed, comes closer and closer to the camera lens until his mouth is all we see. Then he opens wide and swallows camera and cinematographer. He steps back, chews, and grins.

Baron Victor Frankenstein hayatın gizemini keşfetti ve kendini insanın kanını donduracak olaylar zincirinin akışına bıraktı; Korkunç suratlı lanetlenmiş bir yaratık ve öldürmeye karşı bir eğilim. Christopher Lee, Frankenstein'ın Laneti"nin "herşeyi başlatan film" olduğunu söyledi. İngilterenin Hammer stüdyolarından çıkan bu heyecan verici klasik film, Lee ve Peter Cushing'in (Victor) birlikte oynadığı bir dizi korku hiti başlattı.

Profesyonel bir poker oyuncusu olan ve The Cincinatti Kid lâkabıyla tanınan Eric Stoner, ülkedeki en iyi pokerci olduğunu kanıtlamak için, büyük poker ustası Lancey Howard'ı yenmek üzere New Orleans'a gelir. Burada, eski arkadaşı Shooter'ın yardımıyla, poker dünyasının en büyük isimlerinin kapıştığı masaya oturma fırsatını yakalar.

Centring on the activities of a gang of assorted criminals and, in particular, their leader – a vicious young hoodlum known as "Pinkie" – the film's main thematic concern is the criminal underbelly evident in inter-war Brighton.

After World War I, Armistice Lloyd Hart goes back to practice law, former saloon keeper George Hally turns to bootlegging, and out-of-work Eddie Bartlett becomes a cab driver. Eddie builds a fleet of cabs through delivery of bootleg liquor and hires Lloyd as his lawyer. George becomes Eddie's partner and the rackets flourish until love and rivalry interfere.