Anne and Lore, neighbors and best friends, barely into their teens, board at a convent school where they have taken a vow to sin and to serve Satan. Anne keeps a secret diary, they read a salacious novel, they get a classmate in trouble, they spy on the nuns, they set aside their communion wafers; they make a pact of devotion.

After being sent to a detention centre, a teenage skinhead clashes with the social workers who want to conform him to the status quo.

A young idealistic doctor works at his father's clinic in a small and seedy district. During the war, he contracts syphilis from the blood of a patient when he cuts himself during an operation. Treating himself in secret and tormented by his conscience, he rejects his heartbroken fiancée without explanation.

Harvey, the arrogant and spoiled son of an indulgent absentee-father, falls overboard from a transatlantic steamship and is rescued by a fishing vessel on the Grand Banks. Harvey fails to persuade them to take him ashore, nor convince the crew of his wealth. The captain offers him a low-paid job, until they return to port, as part of the crew that turns him into a mature, considerate young man.

Ten-year-old Fiona is sent to live with her grandparents in a small fishing village in Donegal, Ireland. She soon learns the local legend that an ancestor of hers married a Selkie – a seal who can turn into a human. Years earlier, her baby brother was washed out to sea and never seen again, so when Fiona spies a naked little boy on the abandoned Isle of Roan Inish, she is compelled to investigate.

A southerner in the American Civil War is about to be hanged from a bridge for sabotage when the noose suddenly breaks. After he plunges into the water below, he must find a way to free himself, evade enemy forces and flee to safety.

At their 25th high-school anniversary some bourgeois citizens remember their time in school as a happy one. In reality it was quite the contrary. The school was a madhouse in which the teachers, especially Blomme, tormented the students. As a result one of them became a murderer.

Arbuckle escapes the watch of his domineering wife and heads for Coney Island. Keaton arrives that same day with his attractive, and rather easy, girlfriend, who is immediately stolen from him by St. John.

U.S. Marine Sergeant O'Hara has his hands full training raw recruits, one of whom, 'Skeets' Burns, is a particular thorn in his side. If Burns's lackadaisical approach to the military were not bad enough, he also makes advances on nurse Nora Dale, whom Sergeant O'Hara secretly loves. Nora is oblivious to O'Hara's feelings and is attracted to the handsome 'Skeet.' But an indiscretion turns her against him, and it takes an expedition to China and a battle with a warlord's bandit brigade to sort things out among the nurse and her two Marines.

Buster, MGM Newsreels'in güzel bir ofis çalışanına delicesine aşık olduktan sonra ferrotipi portre fotoğraçılığını bırakıp elden düşme bir kamera alır ve çalışmalarıyla aşık olduğu kızı (ve MGM'yi) etkilemek için kameraman olarak işe başlar.

Sinbad hikayesiyle örtüşen bu filmde, Fairbanks başına buyruk bir hırsız olarak bağdatta dilediğince yaşamaktadır. Bir gün gizlice girdiği sarayda prensesle karşılaşması hayatını değiştirir. Kendini prens gibi gösteren hırsız prensesle evlenmek ister. Sonunda Prensesle evlenmek isteyen diğer 3 soylu prensle bir yarışa tutulur. Buna göre prensese en inanılmaz hediyeyi getiren onunla evlenebilecektir.

Buster Keaton’ın, daha ünlü filmi The General (General, 1927) kadar iyi sayılabilecek, Güneylilerin töreleri üzerine yaptığı usta işi bir taşlama olan Our Hospitality (Konukseverliğimiz), iki aile arasında kökleri eskilere uzanan bir kan davasının saçma cinayetler tarihini anlatan nefis canlandırılmış dramatik bir giriş bölümüyle başlıyor. Bunu asıl öykü izliyor: Buster’ın canlandırdığı Willie McKay, 20’li yaşlarında, New York’ta büyümüş ve kasabasına dönen (ilkel bir trende geçen müthiş komik bir yolculukla) saf bir gençtir. Yolculuk sırasında tanışıp hoşlandığı genç kızla (kanını dökmeye hâlâ yeminli ailenin kızı çıkınca) yakınlaşması yüzünden canından olma tehlikesiyle karşılaşır ve içinden çıkılmaz bir duruma düşer; öte yandan düşmanlarının Güneyli konukseverliği, çatılarının altında olduğu sürece kendisine adabınca davranılmasını gerektirmektedir.

Gwynplaine babasının ihaneti üzerine kral tarafından suratı çizilerek kalıcı bir gülümsemeyle cezalandırılmıştır. Gezgin şovmen olan Gwynplaine kör kız Dea'ya aşık olur . Kral öldüğünde kötü şaklaban Gwynplain'i yoketmeye çalışır.

Güneyli bir demiryolu mühendisi olan Johnny Gray, General adını verdiği tren motorunu neredeyse kız arkadaşı Annabelle Lee kadar sevmektedir. Sumter Kalesi'nden İç Savaş'ın ilk ateşleri açılınca Johnny orduya yazılmak ister. Fakat mühendis olarak daha faydalı olduğuna karar verilir. Johnny reddedilmiştir. Annabelle onu bir korkak olduğunu düşünüp terk eder.

Hikaye, düğün hediyesi olarak kendin yap bir ev alan iki yeni evli Keaton ve Seely'yi içeriyor. Ev, sözde "bir hafta" içinde inşa edilebilir. Reddedilen bir talip, ambalaj sandıklarını gizlice yeniden numaralandırır. Film, Keaton'ın evi bu yeni "düzenleme"ye göre bir araya getirme mücadelesini anlatıyor.

After the entire flora goes extinct, ecologist Lowell maintains a greenhouse aboard a space station for the future with his android companions. However, he rebels after being ordered to destroy the greenhouse in favor of carrying cargo, a decision that puts him at odds with everyone but his mechanical companions.

Birbirinden değerli sanatçıların rol aldığı filmde, virajlı bir yolda çok süratli giden bir araba uçuruma yuvarlanır. Kazayı gören araçların sürücüleri, ağır yaralanan kazazedeye yardım için yanına gittiklerinde ölmek üzere olan adam onlara W'nun altındaki hazineden söz eder ve ölür. Hepsi birbirinden uyanık olan kazanın tanıkları, birden her şeyi unutup hazinenin peşine düşerler... Aralarında zamana karşı müthiş bir yarış başlamıştır... W'nun ne olduğunu bulan, paraya da konacaktır.

Beth, Calvin, ve oğulları Conrad, öteki oğullarının ölümünün acısıyla yaşamaktadırlar. Bundan en çok etkilenen Conrad, acı ve suçluluk duyguları içinde intihar etmeye çalışıyor, ancak başarılı olamayıp terapiye başlıyor. Beth, ölen oğlunu daha çok sevdiğinden Conrad'a yardımcı olamıyor. Calvin ise ikisinin ortasında kalıyor ve ortak bir yol bulup aileyi ayakta tutmaya çalışıyor.

Gezgin bir serseri olan Charlie, bir sirke tamirci olarak işe girer ve kısa sürede aynı gösterinin yıldızı olur. Ve umulmadık bir şekilde sirk sahibinin üvey kızına aşık olur.

Bu film Bruce Lee'nin Hollywood'da çektiği ve en meşhur filmi olarak günümüze gelen Enter the Dragon'dan sonra çektiği ve her şeyiyle, senaryosuyla, çekimleriyle, castıyla, mekân tasarımlarıyla kendisine ait olan ve kendisince de en büyük, en önemli projesi olarak görülen üzerinde uzun uğraşlar verdiği bir yapımdır. Ancak Game of Death, ne yazık ki onun ölümü nedeniyle yarım kalmıştı ve bunun üzerine işi ele alan bir yönetmen senaryoyla oynayarak, Bruce Lee'nin olduğu sahnelerde kimi zaman dublör kimi zaman Lee'nin karton maskesini kullanarak filmi tamamlamıştı. O yüzden bu film 1973 yılı yapımı olup, Bruce Lee'nin film sırasında ölmesinden dolayı geri kısmı dublörle tamamlanarak ancak 1978 yılında gösterime sunulmuştur.