A tiger escapes from a circus truck as it passes by a small town, and hides itself in the surrounding woods. This throws the town into a panic and everyone wants the animal killed immediately, except for the daughter of the sheriff. She wants to capture the tiger and put it in a zoo, thereby saving the tiger's life. Her determination starts a nationwide campaign among children to raise the money to buy the tiger from the circus, but first, she, her father and an Indian tiger trainer must find the tiger before the National Guard do, who have orders to kill it on sight.

Annabel Cotton (Mia Wasikowska) güzel, doğaya ve yaşama yürekten bağlı ama ölümcül kanser hastası olan bir genç kızdır. Enoch Brae (Henry Hopper) ise ailesini bir trafik kazasında kaybettikten sonra yaşamayı yük gibi gören, her şeyden usanmış genç bir adamdır. Farklı kişiliklerde görünen bu iki genç insan tesadüfen bir cenaze töreninde tanışırlar ve farkında olmadan ortak bir hayat deneyimini paylaşırlar. Enoch, Annabel'in ömrünün gitgide kısaldığını öğrenince geriye kalan vaktinde onu mutlu etmeye adar. İkisi birlikte kaderi, öfkeyi, acıyı ve gençliği ardından da ölümü sorgulayacaklardır... Kuralları şimdi onlar koyarlar ama Annabel'in zamanı da hayran olduğu doğa dengesi karşısında hızla tükenmektedir...

Klasik amerikan gençlik filmlerinden senaryo bakımından farklı olan Lise Macerası filminin yönetmen koltuğunda Dan Beers bulunuyor. Komedi, Erotizm ve fantastik türlerini içeren film izleyiciye keyifli anlar yaşatıyor.

Mavi Meanies her heryeri dondurarak Pepperland'i ele geçirir, Bu yıkımdan tek kurtulan olarak, Lord Amiral, sarı renkli denizaltı ile kaçar ve Pepperland 'da bulunan Beatles'ın yardımına katılmak için dümeni Londra'ya kırar.Sarı denizaltının özelliği ise Anti-müzik füzeleri ve yeşil elma bombaları atabilmesidir. 1968 yapımı İngiliz animasyon filmi için harcanan bütçe 250.000 Sterlindir.

Bulaştığı tarikattan ve karizmatik tarikat liderinden kurtulmak için çabalarken hayatı alt üst olan Martha, pek sık görüşmediği ablası Lucy'den yardım ister. Yinede neler yaptığını açıkça ablasına söylemek istemez. Tatsız anıları canlandıkça eski tarikatının onu takip ettiği hissine kapılır, ancak bu yüzden gerçekle bağını kaybetmeye başlar. Cannes'de belirli bir bakış bölümünde gösterilen bu etkileyici psikolojik gerilim, kendi zihnine yeniden hakim olabilmek için mücadele veren genç bir kadının değişimini izleyen benzersiz bir film.

Mike Mills, otobiyografik öğeler taşıyan filminde, babasıyla sürprizli ilişkisini gayet içtenbir şekilde anlatıyor. Beginners, yıllar süren evliliğinden sonra, karısının ölümü üzerine eşcinsel olduğunu açıklayan 75 yaşında bir baba ve oğlu arasındaki ilişkiyi ve içten sevgiyi anlatan "harikulade yaratıcı bir komedi". Mike Mills'in 2005 yapımı ilk filmi Başparmak İstanbul Film Festivali'nde gösterildiğinde büyük ilgi toplamıştı.

Efsanevi punk grubu Joy Division'un heyecan ve hüzün dolu hikayesi... Ian Curtis adlı genç müzisyen dönemin ve punk tarihinin en ünlü grubu olan Sex Pistols'ın bir konserinden çıktıktan sonra, aynı tarz müzik yapmaya karar verir ve Joy Division adlı grubu kurar. Curts'in liderliğindeki bu yeni punk grubu kısa sürede Manchester müzik piyasasını etkileyecektir. Bir anda yükselen ve 24 yaşında intihar eden Ian Curtis'in hikayesi eşi Debbie Curtis'in anıları eşliğinde anlatılıyor...

Rachel is a rambunctious girl from a polygamist colony in southern Utah. On Rachel’s 15th birthday, she finds a forbidden cassette tape. Having never seen anything like it before, Rachel plays the cassette tape, and finds glorious rock & roll thereupon. Weeks later, Rachel realizes a miracle has occurred - and the cassette tape must have something to do with it. She leaves her family and runs away to the closest city: Las Vegas. There she searches for the singer of the band on the cassette tape.

Three women seek justice due to the difficult daily situation which sexual harassment causes in the streets of Cairo, Egypt.

In 1992, teenager Sandi Tan shot Singapore's first indie road movie with her enigmatic American mentor Georges – who then vanished with all the footage. Twenty years later, the 16mm film is recovered, sending Tan, now a novelist in Los Angeles, on a personal odyssey in search of Georges' vanishing footprints.

ABD 'nin 2.Dünya Savaşı 'na katıldıktan sonraki ilk yaz olan 1942 yılının yazında New England 'a bağlı Nantucket adasında tatillerini geçiren 15 yaşlarındaki yeni yetme hayalperest Hermie (Gary Grimes) ve iki arkadaşı Oscy (Jerry Houser) ve Benjie (Oliver Conant) için savaş çok uzaklardadır.Onların tek derdi yeni uyanmaya başlayan cinsel dürtüleri ile nasıl baş edecekleridir.Arkadaşları ilk cinsel deneyimlerini akranları olan kızlarla yaşamaya çalışırken Hermie kocası savaşa gitmiş bir pilotun yalnız yaşayan karısı Dorothy (Jennifer O'Neill) 'ye aşık olur.

Makedonya'da yaşayan Suat eski bir tır şoförüdür ve ölümcül bir hastalık nedeniyle yatağa düşer. Oğlu Sakip'i yanına çağırır ve ölmeden önceki tek arzusunu açıklar. Suat seneler önce İstanbul'da imam nikahı kıyarak bir kadınla evlenmiştir ve bu evlilikten bir çocuğu olmuştur. Ancak Suat bebekken terk ettiği bu çocuğu hiç görememiştir. Ölmeden önce tek dileği Selim adındaki ikinci çocuğunu bulup ondan helallik istemektir. Buna göre oğlu Sakip'ten İstanbul'a gidip kardeşini bulmasını ister. Sakip babasının emektar arabasına atlayıp elinde yalnızca kardeşinin adı ve eski bir adresle İstanbul yollarına düşer.

1942, in the middle of Northeastern Brazil, two very different men meet along the road: Johan, an aspirin salesman avoiding the German draft, and Ranulpho, a rural Brazilian seeking escape from the drought.

Anna learns in prison that her mother has passed away in Seattle. Prison officials grants Anna a three day furlough to attend her mother's funeral. Anna embarks on a long trip to Seattle. Hoon is a Korean immigrant who works as a gigolo. Hoon is now on the run from a wealthy client's furious husband. These two seemingly lost souls are about to share three memorable days together.

When a factory is bound to close, a group of workers decides to take action against the owner.

Zé is a very poor man whose most prized possession is his donkey. When his donkey falls terminally ill, Zé makes a promise to Saint Bárbara: If his donkey recovers, he will carry a cross - like Jesus - all the way from his city to Saint Bárbara's church, in the state capital. Upon the recovery of his donkey, Zé leaves on his journey. He makes it to the church, but the priest refuses to accept the cross once he discovers the context of Zé's promise.

Yaralı asker ile usta ressam babası kızıl saçlı bir esin perisi yüzünden birbiriyle çatıştığında ya sonuç trajedi olacak ya da yeni bir sanatçı doğacaktır. 2012 Cannes Film Festivali´nin kapanış filmi, ressam Pierre-Auguste Renoir ile müstakbel film yapımcısı oğlu Jean Renoir´ın öyküsünü anlatıyor. 1915´te, 21 yaşındaki Jean savaşta kötü bir yara alır ve iyileşmek için babası ünlü empresyonist ressam Auguste Renoir´ın Fransız Rivierası´ndaki evine gider. Bu Akdeniz cennetinde babasının son modeli ve hayatının neşesiyle tanışır; özgür ruhlu, ışık saçan Andrée´yle... Andrée´nin büyüsü Jean´ı da tutsak eder. Bu tutsaklık, irade yoksunu ve savaş yorgunu Jean´ı bir sinemacıya dönüştürecektir...

A young couple, Ganga and Nakulan, arrives at the ancestral home called Madampalli of the latter. Hailing from a family that follows tradition and superstitions, Nakulan's uncle Thampi objects to the couple's idea of moving into the allegedly haunted mansion, which Nakulan ignores. The couple moves in anyway following which seemingly supernatural events begin to happen.

Bu tek kişilik gösteride, zorbalık gören oğluna yardım etmek için 3000 yıllık Latin tarihini inceleyen John Leguizamo'nun karşısına hem mizah hem hayal kırıklığı çıkıyor.

Inspired by actual events in the late nineties when Hasidic Jews were recruited as mules to smuggle ecstasy from Europe into the United States.