With her father on trial, 15-year-old Mignon leaves Paris to stay with her Italian relatives. The rather prim, snooty teen at first struggles to fit in with the more earthy Forbicioni family, each with their own problems. Eventually she bonds with her lovestruck little cousin Giorgio—who'll learn important life lessons over the course of his summer with Mignon.

At 39 years of age Mirko has just left prison. In the outskirts of Rome, a new future waits for him. When he is elected president of the homeowners’ committee, he realises that he can dream of a different kind of existence. Not only for himself and his family, but for the whole suburb where he lives. This film deals with a “bandit” who, with the help of his best friend Boccione, wants to turn the indifference of the suburb into solidarity and the roads into luxuriant fields of tomatoes, becoming the bearer of a happiness he does not know how to reach. It is the story of a fragile and irrational dream: offering a future to those who do not even believe they deserve a present.

Splendor is the name of an old movie theater managed by Jordan (Mastroianni), who inherited it from his father. The theater is in decay and only generates debts and trouble, but Jordan gets aid in his almost quixotian quest from projectionist Luigi (Troisi) and ushurette Chantale (Vlady). However, Jordan is finally forced to sell the Splendor to businessman Lo Fazio (Piperno), which plans to transform it in some kind of furniture store. When Jordan leaves the theater for the last time (the very first scene), he recalls the glorious days of Splendor and movies in general.

When a brothel closes because of new laws, four of the prostitutes decide to go into business running a restaurant. They discover they cannot escape their past.

Serafina, Pulcinella and Isabella are three lusty, beautiful members of a traveling theatrical troupe touring the French countryside in the 17th century, leaving in their wake a crop of broken hearts. This picaresque romantic comedy is based on the 1863 novel Le Capitaine Fracasse by Theophile Gauthier. In the story, the company stops at a castle owned by the scruffy young Baron de Sigognac, who is deeply smitten with the charms of the middle-aged (and somewhat morose) beauty Serafina. He decides to travel with the company, and Serafina perversely tries to get him to woo the youngest of the company, the newly bereaved Isabella.

A successful businessman whose destiny leads him to a secluded Swiss chalet where his life is put on trial by a group of retired law professionals. The men assemble to analyze Sordi's rise to power and his increasingly immoral behavior as he attained success, and the warped perceptions of right and wrong he has adopted to remain successful.

Vanni, Gregorio and Livia are brothers. The first is a well-known pianist, the second has abandoned his career as an aspiring violinist to become a deejay. When Vanni discovers that his father has disappeared into thin air, together with Gregorio they decide to call his sister Livia. The three relatives travel the length and breadth of Tuscany to find their missing parent.

In a high school in the outskirts of Rome, it's the last day before the summer holidays. A literature teacher reminisces the past year and wonders what will become of the students he cared for as if they were his children.

The film presents the tale of Agnese Ascalone, daughter of prominent miner Vincenzo Ascalone, and takes place in a small town in Sicily. Agnese is seduced by her sister Matilde's fiancé, and has a tryst with him for which she confesses and tries to repent, only to be discovered by her mother and father.

Yıl 1938. Hitler ile Mussolini Roma"da büyük bir törenle buluşurlar. Şehirdeki hayat durur, halk bu tarihi olaya tanıklık etmek için tören alanına akın eder. Boğucu bir evliliği olan ev kadını Antonietta (Sophia Loren) da o gün kocası ve çocuklarını törene uğurlamıştır. Apartmanda yalnız kaldığını düşündüğü bir anda, kendisi gibi törene katılmayan Gabriele (Marcello Mastroianni) ile tanışır. Çok geçmeden Gabriele"nin cinsel tercihi ve antifaşist tutumu yüzünden işini kaybettiğini öğrenecek, kendisinden çok farklı bu erkeğin çekimine kapılacaktır. Alışılmadık ilişki üzerinden son derece başarılı bir faşizm eleştirisi yapan Özel Bir Gün, İtalyan sinemasının iki ünlü oyuncusunun benzersiz performansı ile akıllarda yer ediyor.

15 years after the monumental "I mostri" which was a great example of Italian sketch comedy, 3 of the greatest Italian directors ever (Risi, Monicelli, Scola) the best Italian writers ever (Age, Scarpelli) the best Italian actors ever (Tognazzi, Gassmann, Sordi) one of the most beautiful woman in the world (Ornella Muti) participate to this great tribute.

At the end of World War II, Giovanna, a war bride living near Milan refuses to accept that her husband, Antonio, missing on the Russian front, is dead. There's a flashback to their brief courtship near her hometown of Naples, his 12-day leave to marry her, ruses to keep from deployment, and the ultimate farewell. Some years after the war, still with no word from Antonio, Giovanna goes to Russia to find him, starting in the town near the winter battle when he disappeared. Armed with his photograph, what will she find?

Sergio driving a taxi in a white Naples overflowing sadness and garbage. Pouring rain leads her clients through the city trying to process the death of his brother, who started ten years earlier for Tibet and never returned. A pop singer, a recycler of fragments of life, a radio announcer, an old uncle, alternate seats on its bearing, each in its own way, a trace of his brother loved. Stubborn not to go over and get lost in an endless race, Sergio is overwhelmed by memories and the music produced in pairs with Alfredo, which in Buddhism and in its foundations had found the strength to cope with the disease. Those notes that he believed buried and laid to always return overbearing and demanding a soundboard that resonate and express his being sound. Putting his hand on the piano, Sergio Alfredo feel again, giving the past with the present and realizing itself in the feeling.

Matteo is a young successful businessman, audacious, charming and energetic. Ettore instead, is a calm, righteous, second grade teacher always living in the shadows, still in the small town from where both come from. They’re brothers but with two very different personalities. A dramatic event will force them to live together in Rome for a few months, bringing up the opportunity to face their differences with sympathy and tenderness, in a climax of fear and euphoria.

Varlıklı bir Amerikalı işadamı olan Bay Greenleaf, Avrupa’da sorumsuz ve şımarık bir hayat yaşayan oğlu Philippe ’i (Maurice Ronet) tekrar Amerika’ya geri dönmeye ikna etmesi için Tom Ripley (Alain Delon) ’i görevlendirir. Bu görevinin karşılığında Tom 5000 dolar alacak ve tüm masrafları karşılanacaktır. Avrupa’da yaşadığı rahat hayatı bırakmaya hiç de niyeti olmayan maceracı ruhlu Philippe, Tom’u sürekli oyalamaya başlar. Kızgın Güneş, 1960 Fransa İtalya ortak yapımı psikolojik gerilim filmdir. Özgün adı Plein soleil olan film İngilizce konuşulan ülkelerde Purple Noon adı ile gösterilmiştir. Film Türkiye’de Eylül 1961’de gösterime girmiştir.

1907 yılında İsveç'te geçen filmde Fanny ve Alexander isminde iki kardeşin babaları öldükten sonra değişen hayatları anlatılıyor. Babaları ölünce, anneleri Emily bir pederle evlenir. Katı bir adam olan üvey babalarının kontrolü altında hapis hayatı süren Ekdahl Ailesi, aile büyükleri ve dostları müdahale edene kadar zor günler geçireceklerdir. 5 Saatlik bir TV dizisi olarak planlanan sonradan kısaltılarak sinemaya aktarılan Ingmar Bergman'ın bu 3,5 saatlik yapıtı, 84 yılında En İyi Yabancı Film Oscarı'nı da evine götürdü.

Genç sörf eğitmeni Nick ve ağabeyi, daha iyi bir hayat kurma hayalleriyle Kanada'dan ayrılıp kokain cenneti Kolombiya'ya yerleşirler. Nick kısa bir süre içerisinde, vardıkları küçük kasabada yaşayan Maria adında bir genç kadınla tanışır ve aralarında hızlı bir çekim yaşanır. Nick bir süre sonra, yolsullara yardım için çalışan Maria'nın sıra dışı bir aileye sahip olduğunu öğrenir. Bölgenin en büyük kokain tüccarlarından olan Pablo Escobar'ın yeğeni olan Maria, Nick'i de çalkantalı bir yaşamın içine doğru çekecektir. Maria'ya tutkun olan Nick, hayatında bir şeylerin ters gittiğini çok geç fark edecektir.

Tanınmış bir yazar ve eşi, on yıllık evliliklerinin ardından ilişkilerinin bitme noktasına geldiğini farketmeye başlarlar. Kadın bu evlilikten sıkılmıştır. Bir aile dostuyla olan evlilik dışı ilişkisi, adamın aniden ölmesiyle kadını iyice umutsuzluğa itmiştir.Film bir günü ve bir geceyi anlatır. Şafak sökmeye başladığında, çiftin katılmış olduğu parti de bitmektedir ve alışkanlıklar, korku, yalnızlık ve acı, çifti son kez bir araya getirir...

Büyük beğeni kazanan bir yarı otobiyografi olan Amarcord, 1930larda Mussolini hakimiyetinden hemen önce küçük bir Adriyatik köyündeki yaşam üzerine odaklanmaktadır. Bahar geldiğinde köyde bir festival düzenlenir ve yeni yaşamı kutlamak için sembolik bir şenlik ateşi yakılır. Meydandaki bu buluşma, film boyunca gerçekleşecek birçok buluşmanın ilkidir. Her bir araya geldiklerinde, topluluğun renkli üyeleri kendilerini bütünüyle ortaya koyup tuhaf kişiliklerinden övünç duyarlar. Fesat hâkim olur her yerde. Filme yayılan kaotik hava filmde açık bir olay örgüsü görülmesini zorlaştırır. Amarcord gerçeküstü birkaç sekansa bölünür ve bunlardan birkaçı rengârenk köy ortamında oradan oraya dolaşıp duran Titta adlı genç bir adamın çevresinde gelişir. Siyaset ve aile ilişkileri grotesk bir uyumsuzluk ortamında birbirine karışır. Amarcord 1975 yılındaki En İyi Yabancı Film Akademi Ödülü de dahil tam 13 ödül kazandı.