A hapless talent manager named Danny Rose, by helping a client, gets dragged into a love triangle involving the mob. His story is told in flashback, an anecdote shared amongst a group of comedians over lunch at New York's Carnegie Deli. Rose's one-man talent agency represents countless incompetent entertainers, including a one-legged tap dancer, and one slightly talented one: washed-up lounge singer Lou Canova, whose career is on the rebound.

Allen Interiors’dan sonra yine birbirinden farklı üç kızkardeşin hikayesini anlatıyor. Merkezde Hannah olmak üzere kızkardeşleri Holly ve Lee’nin birbirleriyle ve erkeklerle olan ilişkileri üzerinden giden filmde Allen komediyle dramayı harmanlıyor. Ailenin en mükemmeli ve kızkardeşlerinin kıskandığı Hannah; iyi bir eş, iyi bir kardeş, iyi bir anne ve başarılı bir aktristtir. Lee kendisinden yaşça büyük bir adamla bir ilişki yaşamaktadır. Holly ise hiçbir işinde ve ilişkisinde dikiş tutturamayan en küçük kardeştir. Ancak Hannah’nın hayatı aslında o kadar da mükemmel değildir çünkü kocası uzun zamandır kızkardeşi Lee’ye aşıktır. Bir yandan da Hannah’nın eski kocası Mickey hayatın anlamını aramaktadır. Film; aile, ilişkiler, fedakarlıklar ve en önemlisi de hayatın anlamı üzerine mizahla kavrulmuş derin felsefeler barındırıyor. Ayrıca Woody Allen’a en iyi senaryo dalında oscar kazandırmıştır..

1920'lerde, sansasyonel bir karakter olan Leonard Zelig’in (Woody Allen) eğlenceli, bir o kadar da fantastik “belgeseli” olan bir yapım. Leonard Zelig kimle tanışırsa onun karakteristik özelliklerini taklit eden bukalemunvari bir adamdır. Huzuru ise sadece psikiyatristi Dr. Eudora Fletcher’ın (Mia Farrow) kollarında bulmaktadır.

Birbirinden farklı türlerde iki paralel hikaye içeren film; bir yandan karısını aldatan New York’lu doktor Judah’ın dramatik hikayesini, bir yandan da evliliği mutsuz giden belgeselci Clifford’ın trajikomik hikayesini anlatıyor. Judah metresinden şantaj mektupları alırken, ondan nasıl kurtulabileceğini düşünüyor. Clifford ise yeni tanıştığı Halley’e karşı yoğun duygular beslemeye başlıyor. Woody Allen’ın insan doğasını tüm çıplaklığıyla irdelediği bu filmi, suç ve vicdan kavramlarını da ele alıyor. Yönetmenin Maç Sayısı, Cassandra’nın Rüyası gibi filmlerinin habercisi ve öncüsü olan bu filmin aynı zamanda üç tane Oscar adaylığı mevcut.

Woody Allen’ın kendi çocukluğundan yola çıkarak çektiği bu filmi, radyonun altın çağı ışığında Yahudi bir aileyi, ikinci Dünya Savaşı korkusunu ve paralelde farklı farklı kişilerin aşk ve kariyer hayatlarını sunuyor bizlere. Flashbacklerle ilerleyen film, Allen’ın dış sesiyle şarkılarla anıları ilişkilendirerek sürüyor. Allen 40’lara nostaljik bir bakış getirirken, dönemin popüler kültür aracı olan radyoyu çeşitli radyo hikayeleriyle anlatıyor. Yönetmenin yarı-otobiyografik bu filminin en iyi senaryo ve sanat yönetimi dallarında da oscar adaylığı bulunmaktadır.

Uncouth, loud-mouth junkyard tycoon Harry Brock descends upon Washington D.C. to buy himself a congressman or two, bringing with him his mistress, ex-showgirl Billie Dawn.

Young Polish nobleman Jakub is saved from imprisonment by a stranger. In return, the stranger wants to obtain a list of Jakub’s fellow conspirators. As he follows his mysterious savior across the country, Jakub is affected by the overall chaos and moral corruption; he goes insane and becomes a mass murderer.

Following the events of Ju-on: The Beginning of the End, Mai, the older sister of elementary schoolteacher Yui Shono, goes to look for her sister, who disappeared after a year while working in an elementary school. Mai soon discovers the Teriyaki household who tells her about what happened to her sister. Mai will now uncover the dark secrets of Ju-on and will try to end the curse once and for all.

A woman vanishes. Her husband inquires into the strange circumstances of her disappearance. Did she leave him? Is she dead? As he goes along searching, he plunges into a world of nightmare and violence...

Yıldızlarla dolu oyuncu kadrosu, bilgisayar grafikleri ve en yeni tekniklerle çekilen bu sıra dışı film, izleyicilerin bir tablonun içinde yaşamalarına olanak sağlıyor: Filmin konusu ve mekânı Flaman üstat Pieter Bruegel’in İsa’nın çarmıha gerilişini ve İspanyol işgali altındaki Felemenkleri betimleyen 1564 tarihli “Çarmıha Gidiş” adlı yapıtı. Sinematik deneyim açısından Sokurov’un Rus Hazine Sandığı’yla kıyaslanan film, tabloda yer alan 500 tarihi, dini ve askeri kişilikten on ikisini izliyor: Çarmıha gerilmiş bir çiftçi, Bakire Meryem, varlıklı bir kasaba sakini, hatta tuvalde gizlenmiş simgeleri açıklayan Bruegel’in kendisi.

Devout Buddhists, Norbu and Dolma live with their young son Tashi in a clan in Tibet. Norbu is a highwayman. After Norbu is charged with stealing from the temple, he and his family are banished. Impoverished and marginalized, they can do little when their beloved son becomes ill. Tashi dies of a fever. After a second son is born, Norbu focuses his every action on keeping this child alive, seeking re-admission to the clan for his wife and child, then risking all to save them from isolation and starvation in winter.

Mourning the accidental death of his wife and having just moved to New York with his young son, laconic police psychologist Cal Jamison is reluctantly drawn into a series of grisly, ritualistic murders involving the immolation of two youths.

A professor was appointed member of the jury of a beauty contest and falls for a beautiful contestant. In order to get the girl he must win the "Tour of Italy", so professor sells his soul to the devil to get the winning and the girl.

Shortly after returning home one evening with her husband, Alma is visited by her one-time lesbian lover Carole. In the ensuing emotional torrent, Alma allows herself to be abducted by Carole and taken to a hotel, pursued by a young girl - an unnamed friend of Carole - and an eccentric bystander posing as a private detective. Before Alma and Carole can resolve their situation, Alma's husband Andrew appears on the scene and, in a mad frenzy, attempts to reclaim his wife…

Annesini yitiren genç kız Tristana, yaşlı bir beyefendi olan Don Lope’nin himayesine verilir. Don Lope ticaret ve dine dair sosyalist görüşlerine rağmen onurlu kişiliğiyle sevilen ve sayılan bir adamdır. Tek zaafı kadınlara olan düşkünlüğüdür. Himayesindeki masum genç kıza âşık olur, onu baştan çıkarır, sevgilisi olur, bir yandan da kızı kendisi gibi özgür olduğuna ikna eder. Tristana özgürlüğünü kullanıp genç sanatçı Horacio ile romantik bir ilişki yaşamaya başlayınca Don Lope kendi dünya görüşünün sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaktır.Tristana ur çıkan bacağının kesilmesinin ardından Don Lope’nin evine geri geldiğindeyse, işler tersine döner.

A look at the life and legend of Sir Alex Ferguson, from his working-class roots in Glasgow through to his career as one of the greatest football managers of all time. While recovering from a traumatic brain haemorrhage in 2018, Sir Alex intimately recounts vivid details of his life and career to his son, including his legendary 26-year tenure as manager of Manchester United.

450 kilometers from the Earth, during these six months when the world seems to be moving into the unknown, a dialogue is woven between the astronaut and the visionary work of Saint Exupéry that he took to the space station

A macho man in a family on the eve of deer-hunting season must deal with the eldest son's curse of never having bagged a buck.

A man talks about how the three panel Garfield comic called 'The Pipe Strip' changed his life.

A middle-aged man's family loses patience with him as he struggles with his seemingly directionless life.