Kylie, işlediği suçtan yargılanır. Yargılamanın sonucunda mahkeme tarafından 8 ay boyunca doğup büyüdüğü annesinin evine ev hapsine mahkûm edilir. Annesi Miriam batıl inançları olan cahil bir kadındır. Evlerinde daha önce yaşamış kimselerin hayaleti dolaştığına inanmaktadır. Evde bir müddet sonra Kylie’de evde garip olaylara tanık olur. Acaba annesinin söyledikleri doğrumu, yoksa Kylie annesinin söylediklerinden etkilenip de bu olayları annesi gibi yorumlamaya başlamıştır.

A film depicting the revenge of a couple who are fooled by the physical pleasures of a couple at work.

Logan's Run, insanların en fazla 30 yaşlarına kadar yaşamalarına izin verildiği 23. yüzyılda geçen bir ütopyayı anlatır. Genç ve üretken insanların yaşadığı, çalıştığı ve eğlendiği bu modern toplum, H. G. Wells'in 'mikro-dünya'larına bir göndermede bulunur. Kendi içine kapanık, kendi suyunu ve havasını üreten bir kentin insanları vardır filmde. Bu insanlar dünya üzerinde çok küçük bir alan içinde yaşayıp kendilerini çevreleyen şehir sınırları dışına çıkmamaktadırlar. Sınırları aşmak yasalara göre suç sayılmaktadır. Yasalara göre dışarıda günah, suç, ilkellik vardır. Ütopyanın insanları yaş aralıklarına ayrılmışlardır ve her aralığı simgeleyen, belli bir renk elbiseyi giymektedirler. 30 yaşına gelen insanlar, tüm toplumun katıldığı bir gösteri ile yeniden doğuş törenine mutlulukla giderler. Ölüp hayata yeni baştan başlayacağını düşünen insanlar için bu törenler onur vericidir.

A haunted doll teaches one little girl why children shouldn't play with undead things.

Jug Face bir çukurdaki yaratık için kurban edilebileceğini düşünen bir topluluktan kaçmaya çalışan hamile bir genç kızın öyküsünü anlatıyor. Çukurdaki varlık topluluğun güvenliği için kendisine kurban verilmesini istemektedir. Kurban edilecek kişinin yüzü seramik bir çömlek üzerine kazınmıştır. İhmal edilen varlık topluluğun üzerine tarif edilmeyen bir bela salar. Bunun üzerine kasaba büyük bir trajediye sürüklenir. Çukurun istediği şey yapılmak zorundadır...

Filmde, Korku Seansı (The Conjuring) filminde tanıştığımız oyuncak bebek Annabelle’in kökeni işlenmektedir. Kaliforniya’da yaşayan John Form hamile olan eşi Mia’ya doğacak çocuklarının odasında ki oyuncak bebek koleksiyonuna eklemesi için nadir bir vintage porselen bebek satın alır. Aynı gece Form ailesinin komşuları evlerinde şeytani bir tarikatın saldırısına uğrar. Mia ve John komşularına yardım etmeye çalışırken saldırganlar onların evine girer. Polisin müdahalesi sırasında erkek saldırgan polis tarafından öldürülürken kadın saldırgan, Mia ve John’un doğacak kızlarının odasında oyuncak porselen bebeği tutarken intihar eder. İntihar eden saldırgan kadın, komşularının kızı Annabelle’dir ve Form ailesi ilerleyen günlerde evlerinde doğaüstü olaylar yaşamaya başlar.

İnsan canavar diye bir şey olmadığına ne zaman inanır? Ya da şöyle soralım: Canavarlar ne zaman saklanmaktan vazgeçer? Altı yıl önce eşini kaybeden Amelia, gemi azıya almış altı yaşındaki oğlu Samuel’i terbiye etmekte zorlanmaktadır. Samuel rüyalarında, sürekli ikisini de öldürmeye gelen bir canavar görmektedir. Evde bir gün birlikte Babadook adında ürkütücü bir masal kitabı okurlar. O andan itibaren Samuel, rüyasında gördüğü canavarın Babadook olduğuna inanmaya başlar. Ama belki de Babadook gerçekten vardır... Jennifer Kent’in bu ilk uzun metrajlı çalışması,Polanski’ninklasik ev içi korku filmleri geleneğine uygun psikolojik bir gerilim.

Filmin aslında baş karakteri bir aynadır. Bu muhteşem, antika ayna aslında sıradan kötü bir karakter değil. Aynanın nereden geldiği, ilk sahibinin yok oluşuyla tam bir sırra dönüşüyor. Zararsız gibi görünen yansıma, doğa üstü güçlerle, kendisine bakanın aklını ele geçirebiliyor. Aynanın son sahipleri olan Kaylie ve Tim, ailelerinin ölümleri üzerine ilişkilerini düzeltmeye çalışan iki kardeştir. Kaylie, yaşanan trajediye aynanın neden olduğunu düşünerek, bu olayı çözmeye karar verir. Kaylie olayları araştırmaya başladıkça, tarih kendini tekrarlayacaktır. Kardeşlerin ilişkileri daha da kötüleşir, neyin gerçek olduğunu anlayamaz bir hale gelirler; çünkü onlarda aynanın tutsağı haline gelmişlerdir.

Fransa'nın başkenti Paris sokaklarının altında, sayısız ruhun ebedi istirahatgahı olan ve kilometrelerce uzanan yeraltı tünelleri boyunca mezarları bulunur. Bir kaşif ekibi, 6 milyon cesedin bulunduğu düşünülen kemik labirentine girdiğinde bu ölüler şehrinin barındırdığı sırrı ortaya çıkarır. Bir delilik ve dehşet yolculuğu olan ‘As Above, So Below’, hepimizin peşini bırakmayan kişisel şeytanları ortaya çıkarmak üzere insan ruhunun derinliklerine ulaşıyor.

Cadılar Bayramı öncesi büyük bir karnavaldan kaçırılan 5 işçinin başından geçen olaylardan ilham alan filmde, esir alınan işçiler yalvardıkları bu insanların insafına kalmışlardır. Ne yapacaklarını bilemedikleri bu durumdan çıkmak için buldukları ve “31” ismini verdikleri kaçış planları 12 saat süren bir manyağın türlü davranışları karşısında işleri hiç de kolay olmayacaktır.

A night in Los Angeles becomes a psychological war for survival when an Uber driver, James, and his passenger, Jessica, pick up Bruno, who is charismatic but manipulative.

Suspecting that people are transforming into malevolent shape-shifters, Wyatt flees to New York City to seek out his estranged childhood friend Christian.

Inspired by a true story, this film tells the shocking tale of a mother and daughter who are nothing like they seem, their tumultuous relationship ending in a brutal murder.

Years after teacher Panor's affair with student Ta's father led to the death of his mother, Daun, other family members use black magician Dis to shift Daun's soul into Panor's body. Things go wrong, and soon bloody havoc visits the family. Meanwhile, Dis pursues Panor's three-eyed devil, wanting to possess its powers himself in this gore-filled spine-chiller.

Türünün ilk örneği sayılabilecek film, 1980'lerin gerilim-korku filmi havasını çok güzel yansıtıyor. Ouija Board yani; Cadı tahtası ile tanışan Linda'nın hayatının nasıl alt üst olduğu konu ediliyor.

Rivalries, dark secrets, and sexual tension emerge when three best friends find themselves stranded on a yacht in the middle of the ocean under suspicious circumstances.

A couple trying to save their marriage during a zombie apocalypse.

Haftalar süren Avrupa seyahatlerinden sonra, hâlâ olgun bir ruha sahip olmayan William kendisini Kopenhag'ın ortasında bulur. Diğer Avrupa şehirlerinden farklı olarak Kopenhag, babasının doğum yeridir. Genç Effy ile tanıştıktan sonra, William'ın büyükbabasını bulabilmek için maceraya atılırlar. Effy, sahip olduğu coşkunluk ve zekâ ile, William'ın daha evvel tanıştığı hiçbir kıza benzememektedir. Zamanla William, hayatında ilk defa bir kıza gerçek manada bağlanır. Bir yandan da ailesinin kirli geçmişiyle uğraşacaktır.

Childhood friends Matías and Jerónimo reach adolescence and experience sexual attraction to each other, before being separated by circumstances. Later, as young adults, they meet again, and the film follows themes of complicated relationships and sexual tensions, as well as issues of homophobia

Sarah Lind ' in filmdeki canlandırdığı karakterin adı olan Molly' ye yıllar boyunca iblisler musallat olur ve ruhsal bozukluk yaşamasına sebebiyet verirler. Ailesi en sonunda Molly' yi hastahanenin ruh hastalıkları bölümüne yatırmak zorunda kalır. Fakat bu Molly için pek te kolay olmayacaktır çünkü peşindeki iblis burada da rahat bırakmayacaktır...