A glimpse into K-pop group BTS’ world away from the stage, featuring intimate group discussions alongside spectacular concert performances from their world tour.

Mary, annesi ölmüş bir kızdır ve fakir olduğu için de Dominique adında sevilmeyen bir şarkıcı ve bir o kadar da kötü olan bir kadının yanında hizmetçilik yapmaktadır. Dominique’in iki kızı vardır ve bu kızlar da en az onun kadar kötüdür. Joey Parker ünlü ve herkes tarafından çok sevilen bir şarkıcı ve dansçıdır. Mary, ona eskiden beri hayrandır. Bir gün, Joey Manhattan’dan Los Angeles’a menajeri ve aynı zamanda en yakın arkadaşıyla Los Angeles’a gelir ve Mary ile üvey kardeşlerinin okuduğu okulda dans eğitmenliği yapmaya başlar. Mary, onun verdiği kurslara gizlice girerek ders alır çünkü parası yoktur. Bir akşam, maskeli bir balo düzenlenir. Mary ve Joey farkında olmadan birbirleriyle mükemmelce dans ederler. Gece yarısı Dominique eve gelmeden Mary’nin dönmesi gerekir ama giderken mp3 çalarını unutur. Joey, bu gizemli kızı aklından çıkaramaz ve hayatının aşkını bulmaya çalışır.

Red's peaceful morning routine is interrupted by a pesky visitor.

BTS World Tour: Love Yourself in Seoul, Güney Kore’nin popüler grubu olan BTS’in konser görüntülerini beyaz perdeye aktarıyor. Filmde, J-Hope, Jeong-guk Jeon, Nam-joon Kim, Seok-jin Kim, Tae-Hyung Kim, Ji-min Park ve Suga’dan oluşan grup üyelerinin “Love Yourself” adını verdikleri dünya turunun ilk ayağı olan Seul Olimpik Stadyumu’ndaki konser performansları yer alıyor.

Bela geliyorum demez! Lilo ve Stiç, disneyland' ın muhteşem yeni filmi Leroy..

Yönetmenliğini ve senaristliğini Michael Showalter'ın üstlendiği Hello My Name Is Doris'in başrollerinde Oscar ödüllü oyuncu Sally Field, Max Greenfield, Beth Behrs, Wendi McLendon-Covey, Tyne Daly yer alıyor. Kendisinden yaşça küçük iş arkadaşına aşık olan Doris'in yaşadıklarının konu edildiği filmde SXSW Festivali'nde Seyirci Ödülü kazandı.

Brooks Rattigan; en popüler kızla çıkmak, en iyi arabayı kullanmak ve en iyi okula gitmek isteyen genç bir adamdır. Ancak hayallerini gerçeğe dönüştürecek kadar parası yoktur. Para kazanmak için önüne çıkan tüm fırsatları değerlendiren Brooks, bir gün genç bir kızı dansa götürmek için para alınca bunu bir işe dönüştürmeye karar verir. Refakatçiye ihtiyacı olan zengin kızlara eşlik etmek için bir uygulama geliştiren Brooks’un işleri, beklediğinden de iyi gider. Şaşaalı bir dünyaya adım atan Brooks, bu süreçte birçok farklı kişiliğe bürünür. Bir süre sonra gerçekte kim olduğunu sorgulamaya başlayan Brooks, kim olduğuna ve de istediğine karar vermek zorunda kalır.

Kathleen Madigan drops in on Detroit to deliver material derived from time spent with her Irish Catholic Midwest family, eating random pills out of her mother's purse, touring Afghanistan, and her love of John Denver and the Lunesta butterfly.

Üniversiteli iki oda arkadaşı, gizliliği ön planda tutan bir flört uygulaması geliştirir. Ama kısa sürede gelgeç ilişkiler ve karışıklıklar kampüsün her tarafına yayılır.

Uzaylı istilacılar Dünya'nın süper kahramanlarını kaçırdı. Şimdi onların çocukları, hem ebeveynlerini hem de gezegeni kurtarmak için iş birliği yapmayı öğrenmek zorunda.

Based on the book by Megan Shull, The Swap follows the adventures of a rhythmic gymnast named Ellie with a make-it-or-break-it competition, and the younger brother named Jack in a hockey family who's vying for a varsity spot on his school team. But when a simple text causes the two to swap bodies, their paths take an unexpected cross.

Diamond, Destiny ve Ramona bir striptiz kulübünde çalışmakta ve hayatlarını değiştirip zengin ve rahat bir şekilde yaşamanın hayalini kurmakta olan üç genç kadındır. Bu yorucu hayattan bıkan, kolay ve hızlı paranın peşinde olan üç kafadar bir gün bir müşterilerine göz dikerler ve zengin müşterilerini soymak ve sonunda istedikleri hayata kavuşmak için harekete geçerler. Bu üç kadının şansı yaver gitmiştir ve istedikleri her şeyi bu soygun sayesinde elde etmişlerdir. Fakat her şey paraya sahip olunmakla bitmemektedir, asıl önemli olan paraya sahip olduktan sonra değişmemektir ve bunu da bu üç genç kadın anlamak üzeredir!

Devlet, zombilerin beyin yeme ihtiyacını ortadan kaldıran cihazı yarattıktan sonra düzen, gelenekler ve maç öncesi buluşmalara odaklanan Seabrook Lisesi, Zombietownlı çocukların entegrasyonu için çalışmalıdır. İnsan ve zombi öğrenciler birlikte yaşamakta zorlanırken amigo kız Addison ile zombi Zed arasında filizlenen dostluk, liselerini ve topluluklarını bir arada tutabilecek güçtedir.

Mitcihie Rock Kampını bir yıl boyunca özlemle beklemiştir. Kamptan çok Shane'i görmek istemektedir. Yaz kampına gelir ve arkadaşlarını görmenin mutluluğu içindedir. Fakat bu mutluluk kısa sürecektir. Çünkü Rock Kampına karşı bir rakip kamp daha vardır. Camp Star... Camp Star'ın sahibi Brown'un eski bir arkadaşıdır. Düşman daha doğru bir tanım olur. Ve amacı Brown'ı yerle bir etmektir. Bunun içinde Rock Kampı ile rekabete girerler... Belki görünüşte kaybetmiş gözükmektedirler ama bu işler belli olmaz değil mi...

Sam, Clover ve Alex, Beverly Hills’li sıradan üç genç kızdır. Uluslararası ajan olarak seçilince, tamamen şok olurlar. Ciddi eğitimlerden geçen kızlar, ilk görevlerine yollanırlar: Kaçırılmış olan ünlü veteriner Peppy Wolfman’ın yerini belirlemek. Kızlar; bu kayboluşların ardında Fabu adlı başarısız eski bir mankenin olduğunu fark ederler. Bu kişi aynı zamanda “Mükemmelleştirici” makinesini de icat etmiştir ve plânı, uzay istasyonunda muhteşem bakışlara sahip insanlar yaratmaktır. Acaba zekice plânları ve kızlara özgü casusluk aletleriyle Sam, Clover ve Alex dünyayı kurtarabilecek midir?

Binbaşı ram babasının son nefesinde bir kardeşi olduğunu öğrenir komutanı ise kızını koruması için ram'i görevlendirir hem kardeşi hemde generalin kızı aynı okuldadır ram'de okula öğrenci olarak kayıt olur.

Lise yıllarının sonu ayrı bir heyecan içerir. Anaokulundan başlayan temel eğitim bölümü artık geride kalır ve hayata yön vermeyi sağlayacak olan asıl kapı şimdi açılır. Bu ikisi arasındaki zaman da tamamen öğrencinindir. Sınav stresini artık arkalarında bırakan öğrenciler, üniversiteye başlamadan önceki yaz tatilinin tadını doyasıya çıkarabilir. Şikago’da yaşayan bir grup genç de, hayatlarının bu dönüm noktasındaki yaz tatillerinde gönüllerince eğlenmeyi planlar. Üniversiteye gitmeden önceki son yazlarında arkadaşlık, aşk ve aile ilişkilerinde bir yolculuğa çıkan gençler, bir yandan da yetişkin olmanın beraberinde getirdiği sorunlarla başa çıkmaya çalışır.

Wonder Woman’ın devamı niteliğinde çekilen film, 1984 yılında geçmektedir. Diana Prince, bu kez iki yeni düşmanla karşı karşıyadır: Bir Tanrı’nın elinden çıkma nesnenin gücünü kendi çıkarı için kullanmaya çalışan varlıklı iş insanı Max Lord ve yaşadığı bir trajediden sonra kötü kadın haline gelen Barbara Minerva, nam-ı diğer Cheetah.

Sam her daim kaybetmeye mahkum bir hırsızdır. Mesleği gereği en iyi dostu Khalid‘le birlikte Galeries Lafayet'teki değerli eşyaları çalmak için Noel Baba kılığına girerler. Fakat Sam, soygun esnasında bir grup çocuğun kendisinden masal anlatmasını istemesiyle, Aladdin’in gözüyle Bağdat’ın kalbine doğru zor bir yolculuğa adım atmak zorunda kalır. Halka zulmeden kötü kalpli Vezir’i alt edip, elinde tutsak bulunan arkadaşı khalid’i kurtararak, kral’ın biricik kızı Prenses Shallia’nın da kalbine sahip olur. Böylece Masalın mutlu bir sonla bitmesini sağlar.

Bundan 60 yıl önce orijinal FANTASIA gösterime girdiğinde, sinema tarihinde büyük bir devrim gerçekleşmişti. Walt Disney, o zamana dek görülmemiş bir kalitedeki müziksel ve görsel estetiği birarada, uyum içinde sunmuştu izleyiciye. Disney, beğeniler değişip teknik olanaklar arttıkça filmin de revizyona uğramasını istemişti ayrıca. İşte bugün, Disney'in arzusu gerçekleşmiş durumda: Çok sayıda yönetmen, ressam, seslendirme sanatçısı ve besteci, bu görkemli sanat eserinde bizi estetik hazzın zirvesine bir kez daha taşımak için buluştular.