Genç, güzeller güzeli, güzelliği ile erkeklerin başını döndüren deniz kızının bir prense aşık olmasıyla deniz içerisinde ki hayatından feragat ederek aşkı için yapamayacağı fedakarlığın olmadığını anlatan filmdir.

Burgundy’de yaşayan iki Fransız kardeş, yaz tatilinde uzun zamandır görmedikleri annelerini ziyaret etmeye karar verirler. Bunun için ikinci el bir karavan alarak Fransa’nın bir ucundan diğer ucuna bir yolculuğa çıkarlar. Yolda karşılarına oldukça çekici genç bir kadın çıkar. Daha önce hiç deniz görmediğini söyleyen kadın da yolculuğa katılır. İki kardeşle de yakınlaşan kadın, üçlü bir ilişkide aşka yer olmadığını acı bir şekilde kanıtlayacaktır.

Eleonore Berthier, 34 years old, keeps living as a teenager, collecting odd jobs and one night stands. Following a burnout, her mother and sister decide to take action to help her make a fresh start.

In the Po Valley during the 19th century, a rich girl engaged to a well-to-do farmer ends up penniless and is forced to work for her fiancé’s relatives. Peasant unrest, carried to extremes by both workers and landowners, leads to violence and tragedy.

In a small town in the West of France, during the German Occupation, a room is requisitioned by a Wehrmacht captain, Werner von Ebrennac. The house where he now stays is inhabited by young Jeanne, who makes a living by giving piano lessons, and by her grandfather. Quite upset, the two "hosts" decide to resist the occupier by never speaking a word to him. Now Werner is a lover of France and its culture, and he tries to persuade them that a rapprochement between Germany and France would be beneficial for the two nations. Quite unexpectedly Jeanne, little by little, falls in love with Werner. At the same time, the Francophile officer loses his illusions, realizing at last that what Nazi Germany actually wants is to thrall France and to stifle its culture...

Follows Joseph Ferdinand Chavel a French postman who built a palace in the French countryside over 33 years.

An alcoholic writer is visited by an incarnation of his cancer.

Etienne, an often out of work but endearing actor, runs a theater workshop in a prison, where he brings together an unlikely troupe of prisoners to stage Samuel Beckett’s famous play Waiting for Godot. When he is allowed to take the colorful band of convicts on a tour outside of prison, Etienne finally has the chance to thrive.

Madrid’de yaşayan on altı yaşındaki Dario ve komşusu çocukluk arkadaşı Luismi ayrılmaz ikilidirler ve her büyüme macerasına beraber atılırlar. Dario’nun ebeveynleri onun için artık çekilmez olunca evden ayrılır ve önce bir motosiklet hırsızının yanında yaşamaya başlar sonra yaşlı bir mobilya toplayıcısının. Artık her gün yeni ilginçliklere ve tehlikelere gebedir onun için.

Başkan tarafından görevlendirilen hızlı silahşör Red Kit bu kez Daisy Town'da huzur sağlamaya çalışıyor.

Bir grup kanunsuz, emekliliklerini ilan etmeden önce son bir banka soygunu için bir araya gelir... Ancak soygun istedikleri gitmez. Çıkan çatışmada arkadaşlarının bir bölümünü kaybederler. Peşlerindeki kanun adamlarından kaçışları Meksika'da son bulurlar. Bir yandan peşlerindeki belalı bir ödül avcısı, öte yandan da yeni geldikleri ülkedeki cani askerler. Meksika'da huzur değil adeta bela bulan grup kaçışlarının bir son bulduğunu sanmaktadır ancak bu son aslında her şeyin başlangıcı olacaktır. Sam Peckinpah'ın western sinemasını sarsan filmi hala aşılması çok zor bir klasik. "Battle of Bloody Porch" adı verilen klasik final sahnesi 12 günde çekilen filmin öyküsünde toplamda 145 kişi ölüyordu. Toplam 6 kamera ile çekilen bu sahnede, kameralardan biri suda kaybolmuştu.

Başarılı ve artık bekar bir avukat olan Diane, cep telefonunu kaybeder. Telefonu bulan Alexandre, Diane’ye ulaşır ve ikili ertesi gün buluşmaya karar verir. Diane, Alexandre’nin çok kibar ve etkileyici bir adam olduğunu görür ancak tek bir sorun vardır: boyu Diane’den oldukça kısadır. Genç kadın, toplumsal tüm tabuları bir yana bırakarak görür görmez hoşlandığı bu adamla yeni bir ilişkiye başlamaya karar verir.

Max, eğitimcisi Amerikan deniz komandosu Kyle Wincott'u kaybedene kadar sıkı eğitimli asker köpeği olarak Afganistan'da ön saflarda hizmet vermektedir. Sahibinin ölümünden sonra travma yaşayan Max, ülkesine gönderilir, fakat onunla tek iletişime geçebilen insan Kyle'ın erkek kardeşi Justin'dir. İkili inanılmaz bir dostluk kurarak bir sırrı çözecekler ve hesaba katmadıkları şekilde heyecan ve aynı zamanda tehlike yaşayacaklardır.

Alex ve kız kardeşi ve eşi mutsuz olan çiftlerin ilişkilerini bozan bir şirket yaratmışlardır. Zengin bir çiçekçi adam kendilerini kızının evlenmesine engel olmaları için kiralar. Sorun Alex'in bunu sadece 10 gün içinde yapması gerekmektedir. Çünkü görevi çok karmaşık çift kesinlikle birbirlerine mükemmel ve aşık gibi görünür...

En başta İngiltere olmak üzere tüm dünyada büyük ilgi gören film, kuşaklar ve kültürler arası farklılıklara eleştirel bir bakış açısıyla bakıyor. Ailesi ile birlikte İngiltere’de yaşayan 18 yaşında Hintli bir genç kız olan Jess’in anne ve babası, kızlarının hayallerinin aksine onu kibar ve geleneklere bağlı biri olarak yetiştirmeye çalışmaktadır. Oysa Jess'nin tek hayali, kendi dünyasının kahramanı olan David Beckham gibi futbol oynamaktır.

Bir önceki filminde (OSS 117 : Le Caire, nid d'espions) Mısır macerasını izlediğimiz Fransız İstihbarat Teşkilatı'nın en yetenekli ajanı Hubert Bonisseur de La Bath'ı bu sefer istihbarat ajanlarının gizliliğini korumak için bir mikro filmi almak için Rio görevinde izliyoruz.

1985 yazında Alex, Normandiya açıklarında alabora olmuşken David kahramanca onu kurtarır. Hayatlarının en deli dolu zamanlarında tanışan bu iki genç, birbirlerinin en iyi dostu olur. Alex, hayallerindeki arkadaşı bulmuştur fakat bu dostluk, beraberinde ona karmaşık duygular getirir. François Ozon'un bu seneki Cannes Film Festivali'nin resmi seçkisinde yer alan filmi, Aidan Chambers'ın "Dance on My Grave" adlı romanından uyarlandı.

Max Nichols‘ın ilk yönetmenlik deneyimi olan Two Night Stand, günümüz sanal dünyasının tek gecelik ilişkilerine ayna tutuyor. Alec (Miles Teller) ve Megan (Miles Teller) yaşadıkları tek gecelik ilişkiyi bir geceliğine daha uzatmak isterler ama duygusal bir ilişki istememektedirler.

Gerçek olaylardan esinlenerek, bir grup şöhret meraklısı genç, interneti kullanarak ünlü kişilerin izini sürerler. Amaçları da bu kişilerin evlerini soymaktır. Utangaç ve beceriksiz Zack, okul arkadaşları tarafından kabul görmek ister. İlk bakışta hoş görünen ama aslında hain biri olan Natalie ile yakınlaşır. Birlikte zengin ve ünlülerin dolabından alışveriş yapmaya başladıklarında Zack için istediği popülerite gelir. Çok geçmeden hırsızlık yaparlarken yakalanma korkusunun tehdidi altında çok sayıda pahalı giysiler, ayakkabılar ve giysilerin sahibi olmaya başlarlar. Bu gençlerin suçları medyanın dikkatini çekmeye başlar...

Bu yapmacık dünyada gerçek bir şey bulmak ve ona bağlanmak isteyen Amerikalı gezgin Richard, Thailand'a gelir. Bangkok'ta ucuz bir otelde kalan çılgın gezgin, Fransız bir çift ve Daffy adında ilginç bir adamla tanışır. Dünya üzerinde hiç kimsenin dokunmadığı, turistler tarafından işgal edilmemiş gizli bir cennetten, bir adadan söz eden Daffy, Richard'a elde çizilmiş bir harita bırakarak ortadan kaybolur. Fransız çifti de yanına alan Richard keşfedilmemiş sahili bulmak üzere yola çıkar * Filmin başlamasıyla birlikte dünya üzerindekinden farklı bir yaşam tarzı benimsemeye çalışan bir gençle tanışıyor dakikalar geçtikçe onun gibi düşünen insanların da (bizler de dahil) var olduğuna tanık oluyoruz. Filmin sonuna doğru da aslında mevcut sistemde kafamıza eseni yapamayacağımızı görüyoruz * anarşist düşünceye uygun yaşam tarzını çok iyi anlatmış, özellikle de bu durumun neden hesap edildiği gibi uygulanamadığını