A modern adaptation of the classic children's story 'Alice through the Looking Glass', which continued on from the popular 'Alice in Wonderland' story. This time Alice is played by the mother, who falls asleep while reading the the bedtime story to her daughter. Walking through the Looking Glass, Alice finds herself in Chessland, a magical and fun world. There she meets the Red and White Queens, as well as many other amusing friends on her journey across the chessboard countryside onto become a crowned queen.

In the third Wallander film, starring Krister Henriksson, a bestial double murder is investigated in which the victims have been subjected to torture and where many point to the act of revenge. Henning Mankell's sharp-eyed commissioner has the assistance of daughter Linda, newly graduated police officer, and criminal inspector Stefan Lindman.

Burned out from the hubbub of the Chicago gallery world, artist Kelly returns home to the picturesque Grand Valley just in time for Christmas. Leo, businessman and all-star dad to his children, struggles to balance his time this holiday season. When he is assigned to review a hotel in Grand Valley for its value, he sees this as the perfect opportunity for a Christmas family vacation. It isn’t long until Kelly and Leo’s worlds collide.

Adını, geçmişini, hangi sebeple orada olduğunu en ufak şekilde bile hatırlamayan Ida, nehir kenarında uyanır. Tamamen yabancı gelen bu yerde ne işi vardır? Çantasındaki para nedir? Hangi ülkenin vatandaşıdır?

Filmmakers James Franco and Travis Mathews re-imagine the lost 40 minutes from "Cruising" as a starting point to a broader exploration of sexual and creative freedom.

A young student is haunted by recurring dreams of her mother murdering her father, but her nightmare is just beginning as she tries to prove to her loved ones that she is not insane.

Yargıç Clarence Thomas’ın ABD’nin Anayasa Mahkemesi’ne üyeliği söz konusudur. Fakat eski meslektaşı Anita Hill, aleyhine ifade verir; İfadesinde Clarence’ın kendisine cinsel tacizde bulunduğunu söyler.

Japonya’nın kültürel gangster filmi türü ‘yakuza filmi’ni bozmak için yola çıkan devrimci bir alt tür örneği. Dünya sinemasında alana dair var olan öğeleri aynı potada eriten “Branded to Kill”, dünyanın en önemli iki kiralık katilinin rekabetine odaklanır. Bunlardan ikinci sırada kalanın psikolojisini Godardiyen bir fetiş unsuruna çevirirken, siyah-beyaz pelikülde biçimci evreler ve katıksız bir anti-kahraman üretmiştir. Hatta David Lynch’den Takashi Miike’ye uzanan geniş bir skalada da iz bırakmıştır.

Sevgili eşini kaybeden Alan çocuklarını da yanına alarak yeni bir daireye taşınır. Fakat çok geçmeden evde başka varlıkların da olduğunu fark ederler. Çocuklarının hayatı için endişelenen Alan evde araştırma yapmaları ve bu sıra dışı olayların gerçek yüzünü çözmeleri için bir grup parapsikolojisti evine çağırır. Ekip 3 gün boyunca yaptığı çekimlerle insanın tüylerini diken diken eden görüntüler elde edecektir...

Daisy and Viola are siamese twin sisters on the verge of turning 18 living in the suburbs of Naples. They are blessed with beautiful voices and thanks to their performances at weddings, communions and baptisms, they get the livelihood for the whole family. Kept isolated from the rest of the world by their own father who just exploits them in order to make money, their life turns upside-down when one of them falls in love for the first time and they discover that they can be separated.

Genç ve güzel bir kadın, Chord adında kötü bir adam tarafından kaçırılır. Bu kadını kurtarmak içinse, elinden geleni ardına koymayacak bir adam vardır. Katillere karşı vicdansız ve masumlara karşı merhametli... Daha önce video çalışmaları ve kısa filmleriyle tanınan sinemacı Nacho Vigalondo'nun yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği ve görselliği ile şaşırtan filmin başrollerini Sasha Grey ve Elijah Wood üstlenirken Neil Maskell, Iván González ve Brian Elder gibi isimler onlara eşlik ediyor.

Rock müzik ilâhı şarkıcı Dylan’ın hayatının yedi farklı dönemi, aralarında kadın oyuncuların da yer aldığı altı kişilik bir oyuncu kadrosu tarafından canlandırılıyor. Filmin özgün ismi I’m Not There, Dylan’ın orijinal albümünde yer almayan meşhur parçasına gönderme yapıyor. I’m Not There, hikâyesini Dylan’ın şarkı sözü yazarlığındaki şiirsel anlatı üslûbuna uygun anlatıyor.

Harry Dean’in dünyanın en zengin adamlarından birinden bir tablo çalma planında bir şey eksiktir: ilk hamlesini yapmak için kullanacağı güzel bir kadın. Nicole bu iş için uygun bir aday gibi görünür. Ama Harry Nicole’e aşık olunca planı hiç istemediği bir yönde ilerler. Koleksiyon yöneticisi Harry Deane güzel sanatlar uzmanıdır ama küstah patronunu suistimal etmekte de bir o kadar iyidir. Ama bu değişmek üzeredir. Plan, patronunu sahte bir Monet tablosunu almaya ikna etmektir. Bu işte kendisine yardım etmesi yani İngiltere’nin en zengin adamını kandırması için Teksaslı bir kızı işe alır. Ancak plan uygulamaya konulur konulmaz, Deane rodeo kraliçesine aşık olduğunu fark eder. Bu da planında birçok soruna neden olur...

Erin’ın kıvrak zekâsı ve süzgeçten geçmemiş dürüstlüğü, bekârlığa yeni adım atmış olan Garrett’ı etkisi altına alır. Aralarındaki elektrik bir yaz aşkının ateşini yakar ama her ikisi de bu ilişkinin Erin’ın San Fransisco’daki evine dönmesi ve Garrett’ın işi için New York’ta kalmasıyla biteceğini düşünmektedir. Ne var ki, ikisi de ilişkiyi bitirme konusunda kararsız kalırlar.

Katherine 'Kit' Gordy problemli davranışları olan genç bir kızdır. Bu sebeple de özel bir yatılı okul olan Blackwood Okulu'na gönderilir. Bu gizemli okul eksantrik müdüre Madam Duret tarafından yönetilmektedir. Okulun labirent vari koridorlarında yollarını bulmaya çalışan Kit ve sınıf arkadaşları, okulda kaldıkları süre içinde müdürelerinin özel güçlerini ve Blackwood Malikanesi'nin asırlardır doğaüstü bir sırrı sakladığını keşfederler.

Alex is in love with Sandra since childhood but has never dared approach her.He asks Antoine, a lonely writer to help him seduce her, because in his time he was the only one to conquer the heart of the mother.

Genç bir çocuğun zamansız hikayesi olan La Luna (Ay), Dedesinin ve babasının ona ilk iş deneyimine götürmesini konu alıyor. Eski bir botta, uçsuz bucaksız denizin ortasında dururlar ve beklerler… Çocuğu bekleyen büyük bir sürpriz vardır tabi ki. Peki ufaklık bu yolu takip edecek mi?

“Freud’un bahsettiği biçimiyle ‘tekinsizlik’ filmin ruhuna cuk oturdu.” Simon her şeyden önce utangaç bir adamdır. İşyerinde herkesin unuttuğu, annesi tarafından küçümsenen ve rüyalarının kadını tarafından bir türlü fark edilmeyen bir adamdır. Dışlanmışlığını ve dünyanın ona kayıtsızlığını değiştirmek içinse elinden pek bir şey gelmemektedir. Ta ki, işyerine ona tıpatıp benzeyen James gelene kadar. James onun fiziksel olarak ikizidir ama karakter olarak tam zıttıdır. Kendine güveni, karizmatikliği ve kadınlarla çok iyi geçinebilmesiyle bir anda herkesin gözdesi oluverir. Simon’ın tam da korktuğu gibi, James yavaş yavaş onun bütün yaşamını ele geçirmeye başlar. Dostoyevski’nin ‘Öteki’sinin oldukça yaratıcı bir uyarlaması olan film, kurduğu karanlık ve Kafkaesk atmosferle dikkat çekiyor. Richard Ayoade bu ikinci filminde, nev-i şahsına münhasır mizah anlayışıyla tedirgin edici ama oldukça da komik, daha önce pek görmediğimiz tuhaf bir dünya yaratıyor. Tek kelimeyle muhteşem!

Gözden düşmüş , içine kapanık ve özgüven sorunları yaşayan bir müzisyen olan Dave, aynı zamanda küçük yeğeninin anaokulu öğretmeni Caroline’den hoşlanmaktadır. Caroline ile vakit geçirmek isteyen Dave’in fırsat ayağına gelmiştir. Yeğeninin anaokulu gezisi vardır. Dave ve Caroline gezide beklemedikleri bir durumla karşı karşıya kalırlar.

Hayata tutunmaya çalışan dört intihara eğilimli insandan bahsediyor. Filmin başından sonunun ne olacağını bilmenize rağmen izlemekten kendinizi alamıyorsunuz...