There is an author who has been dumped by his girlfriend and has no inspiration for a next novel. In an attempt to find a solution to both crises, he, along with his publisher friend, decides to seduce a young woman with the singular purpose of keeping a diary of the seduction and then dump her before publishing the book about it. Unfortunately he falls in love with her.

In the wake of a banking crisis, four middle class friends throw a 'white glove' hold up, only to find out that their bank has already gone bankrupt.

The documentary investigates the lives and characters of Kamala Harris and Donald Trump as they seek the presidency. In a historic election, those who know the candidates best reveal key moments that shape how they would lead America. Award-winning filmmaker Michael Kirk and his team sat down with Trump and Harris’ friends, advisors and critics, as well as authors, journalists and political insiders to present deeply reported narrative arcs of both candidates’ lives, going all the way back to their childhoods. What emerges in FRONTLINE's "The Choice 2024: Harris vs. Trump" is the story of two fighters: One seeking vindication and promising a return to greatness, and the other seeking to move beyond the past and promising a greater future.

District Attorney Tom Logan is set for higher office, at least until he becomes involved with defence lawyer Laura Kelly and her unpredictable client Chelsea Deardon. It seems the least of Chelsea's crimes is the theft of a very valuable painting, but as the women persuade Logan to investigate further and to cut some official corners, a much more sinister scenario starts to emerge.

1855 yılında ingiltere'de gerçekleşen tarihin ilk ve en büyük tren soygunu... Kırım savaşındaki askerler için gidecek olan altını o zamana kadar denenmemiş bir usûlle soymayı planlayan iki kafadar soyguncuyu ve macerasını anlatır. tabii bu gözüpek ikiliye bir de kadın yardım eder, ortaya sürükleyici bir macera çıkar...

Amerikan sinemasının en inatçı muhaliflerinden ve en büyük yaratıcılarından Robert Altman'ın yeniden gündeme geldiği doksanlı yıllarda kotardığı en iyi filmlerden birisi. Güney Kaliforniya'da yaşayan mutsuz insanları, çiftleri, aileleri, arkadaşları, aşıkları, telefon seksi yaparken kızını besleyen kadınları anlatan filmin oyuncu kadrosunda Hollywood'un dev isimleri yer alıyor * 3 saat olması seyirciyi zorluyor lakin güzel filmdir

Yüzyıl başı İngilteresindeki sınıfların birbirleriyle olan ilişkilerini ve iç hesaplaşmalarını anlatan bir James Ivory filmi. Viktoryalı aristokrat kapitalistlerin (Wilcoxlar) hayatta tek ilgilendikleri şey paradır. Daha hümanist burjuvaların (Schlegeller) insani durumlarla ilişkileri daha yoğundur. İşçi sınıfı ise yaşam mücadelesi vermektedir. Aristokrat erkeklere aşık olan iki kız kardeş, Helen ve Margaret Schlegel aile tarafından reddedilir. Margaret aristokrat ailenin annesiyle arkadaş olur ve böylece 'Howards End' malikanesinde yıllarca sürecek bir trajedi başlamış olur.

Samuel ve Nadia için hayat güzel sürüyordur. İlk bebeklerinin doğmasına çok az kalmıştır. Sağlık görevlisi belgesini almak için çalışan Samuel’in hayatı bir gün tamamen değişir... Nadia, Samuel’e saldıran adamlar tarafından kaçırılır. Samuel kendine geldiğinde telefonu çalmaktadır. Polis gözetiminde hastanede yatan adamı oradan çıkarmak için sadece üç saati vardır. Samuel’in kaderi, polisin hırsızlık suçundan peşinde olduğu Sartet’e bağlıdır. Eğer karısını bir daha görmek istiyorsa çok hızlı davranmak zorundadır.

Journalist David Farrier stumbles upon a mysterious tickling competition online. As he delves deeper he comes up against fierce resistance, but that doesn’t stop him getting to the bottom of a story stranger than fiction.

Erik, a loner, finds a friend in Dexter, an eleven-year-old boy with AIDS. They vow to find a cure for AIDS together and save Dexter's life in an eventful summer.

1907 de Sholom Aleichem tarafindan yazilmis olan "Tevye ve Kızları" adli kitabın 1964'te broadway de sahnelenen muzikalinin adı. Rusya'da kucuk bi yahudi kasabasinda yasayan sütçü Tevye'nin ailesinin geleneklerini korumak istemesini ve değişen dünyaya ayak uyduramamasını anlatır. Büyük kızı kendi sectiği zengin kasap yerine fakir bi terziyle evlenmek istemektedir. Tevye iki arada bi derede kalır ve olaylar gelişir...

2048 yılında geçen film, Godzilla ve diğer büyük canavarlar tarafından ele geçirilen dünyayı terk etmek durumunda kalan insanları konu ediyor. Tau Ceti e isimli bir gezegene giden insanlar, buradaki yaşam olanaklarının yeterli olmayışı sebebiyle uzay gemisini terk edemezler. Ardından Haruo isimli birinin, dünyaya geri dönmek ve gezegeni canavarların elinden kurtarmak fikriyle bir grup insanın atıldığı macerayı izleyeceğimiz Godzilla: Monster Planet‘in senaryosu, Tokyo Anime Awards’ta En İyi Senaryo ödülünü kazanan Gen Urobuchi tarafından yazıldı.

Pek zeki sayılmayacak taşralı genç Norville Barnes'ın kafasında çocuklar için ideal olduğunu düşündüğü bir oyuncak projesi vardır. Bunu gerçek yapabilme hayalleri içinde büyük şehire gelir ve en alttan işe koyulur: devasa bir şirket olan Hudsucker Industries'de memur olarak çalışmaya başlar. Bunlar olurken şirket yönetim kurulu, başkan Waring Hudsucker'ın trajikomik intiharı ile sarsılır. Gücü ele geçirme fırsatını kaçırmak istemeyen müdürlerden Sidney Mussberger, kendisine projesini anlatmaya gelen Barnes'ın naifliğinden yararlanmaya çalışır ve bir aptalı yönetim kurulu başkanlığına getirerek şirketi parmağında oynatabileceğini düşünür. Oysa Barnes'ın çılgın projesi basit bir hulahoptan başka bir şey değildir ama beklenmedik başarısı işleri karmakarışık edecektir.

Returning to Earth as an imitator, the legendary Mexican artist Pedro Infante must prove that he is no longer a womanizer to enter paradise.

1839 yazında Küba Sahillerinden içinde 53 tane Afrikalı köle bulunan bir gemi hareket eder. Cinque'nin önderliğinde gemide isyan çıkarırlar ve mürettebatla savaşarak gemiyi ele geçirirler. Artık Afrika'ya dönmek için bir şansları vardır. Mürettebattan sağ kalan son iki kişinin onları doğru yere doğru götürdüklerine inanmaktan başka şansları yoktur. Bir Amerikan savaş gemisi tarafından yakalanırlar. Korsanlık ve cinayetle itham edilirler. Açılan dava artık aristokrasiyle özgürlüğün savaşıdır.

Bir uçak kazası sonucu, Alaska’nın vahşi topraklarında entellektüel milyarder Charles Morse ile moda fotoğrafçısı Robert Green, hayatta kalma mücadelesinde karşı karşıya kalırlar. Bu arada birbirleriyle ilgili bazı gerçekler de açığa çıkar.

2012 tarihli ilk filmin devamı niteliğinde olan yapımda kayıp bir öğrenciyi arayan iki özel dedektifin yaşadıkları beyazperdeye geliyor. Öğrenciyi bulmak için evini araştıran dedektifler bir VHS kaset koleksiyonu bulurlar. Fakat bunlar içlerinde korkunç görüntüler olan sıradışı kayıtlardır. izledikleri herbir kasette, kaybolan öğrencinin akıbeti hakkında daha karanlık ipuçlarına doğru sürüklenirler. 8 ayrı yönetmenin ortak çalışması olan korku ve gerilim filmi 5 ayrı kısa bölümden oluşuyor....

Genç ve güzel manken Valentine arabasıyla emekli bir yargıcın köpeğine çarpar. Yargıcın evine giden Valentin, onun gizlice komşularının telefonlarını dinlediğine tanık olur. Bu rahatsız edici duruma rağmen aralarında beklenmedik bir dostluk gelişir ve yaşamları rastlantıların gizemi ile şekillenir. Aşkı kaybeden yaşlı bir adam ve aşkı arayan genç bir kadın, olası bir birlikteliği belki de 40 yıl farkla kaçırmışlardır. Ama paralel bir öyküde Valentin’in henüz varlığından haberdar olmadığı bir başka erkeğin, genç yargıç Auguste’ün öyküsü de devam etmektedir. Aslında birbirleri için yaratılmış bu iki genç insanın yolları asla kesişmez, ya da öyle zannederiz.

J.G Ballard'ın oto-biyografik romanından uyarlanan "Güneş İmparatorluğu", Shangai'in Japon istilasına uğradığı 1941 yılında başlıyor. Zengin bir ailenin mutluluk içinde yaşayan genç üyesi Jim Graham şehirde yaşanan büyük kaos sırasında ailesini kaybediyor ve her gün onlarca insanın öldüğü bu karmaşada yapayalnız kalıyor. Uçaklara büyük bir ilgi duyan ve hep uçmayı hayal eden Jim, sonunda Soo Chow toplama kampına gönderiliyor ve burada geçirdiği aylar boyunca yepyeni insanlarla tanışarak, yaşamın ailesinin kendisine sunduğu kadar toz pembe olmadığının farkına varıyor.

FBI ajanı Chester Desmond, Twin Peaks isimli bir kasabadaki cinayet olayını araştırmak üzere görevlendirilir. Ceset Laura Palmer isimli bir lise öğrencisine aittir. Olayı araştırmaya başlayan Desmond, Palmer'ın lisenin en popüler genç kızı olduğunu öğrenir.Herşeyiyle sağlıklı ve normal bir hayat sürdüğü izlenimi veren, okulun en yakışıklı öğrencisi Bobby ile sevgili olan Laura, herkesten sakladığı bir sırra sahiptir. Bunu en iyi arkadaşı Donna bile bilmemektedir...