Bubba, an intellectually disabled man, is falsely accused of attacking a young girl. Disguised as a scarecrow, he hides in a cornfield, only to be hunted down and shot by four vigilante men. After they are acquitted due to lack of evidence, the men find themselves being stalked one by one.

Antikörper, Dostoyevski’nin "Tanrı yoksa, her şey mübahtır" sözleri ile açılır. Kamera basit bir apartman dairesinin içinde dolanmaya başlar. Sonradan azılı bir seri katil olduğunu öğrendiğimiz Gabriel Engel yeni kurbanının vücudandan boşalttığı kan ile son eseri olan tablo üzerinde çalışmaktadır. Bu giriş sahnesinde verilen Engel’in iç sesi bize katil hakkında çok önemli ipuçları verir: “Dünya adil değil. Bizim gibi insanlara karşı bile. Pedro Alonso López, And Dağları Canavarı, 300 seks cinayeti işledi. Şimdi, 20 sene sonra, onu kim hatırlıyor? Hiçkimse. Karındeşen Jack dünyaca meşhur, ne için? Beş fahişe. Sadece beş! Peki ya Charlie Manson? O hippiye imparator dediler, ama tek bir cinayeti bile kendisi işlemedi.”

Çok uluslu silah şirketi 'Palisade Savunma' Avrupa satışından sorumlu çalışanlarını bir haftasonu tatili ile ödüllendirir. Bu tatilde çalışanlar hem paint-ball oynayacak hem de birbirlerini daha yakından tanıyacaklardır. Altı çalışandan oluşan ekip beklediklerinden çok daha mütevazi tatil köyüne gelirler. Çapkın Harris, herkesi burada eskiden bir grup özel eğitilmiş askerin karıştığı bir katliam gerçekleştiğine ikna etmeye çalışır. Ona inanmayanlardan biri de bilgisayar dahisi Steve'dir; çünkü LSD almıştır ve etraftaki geyiklerin kendisine hakaret ettiklerini düşünmektedir! Ertesi gün ekip, programlarının değiştiğini öğrenerek hayal kırıklığına uğrar. Zira aklını savaşla bozmuş birinci sınıf askerlerden oluşan bir grup tarafından takibe alınmışlardır. Böylece mesleklerinde en çok kullanılan lafın ne kadar doğru olduğunu anlarlar: Öl ya da öldür!

Bailey Downs’taki bir üniversite de 1 yıl önce, 2 gencin şüpheli ölümüne dair cevaplar arayan öğrencilerin orada mahsur kalması, ve şehrin geri kalanının da Noel Baba’nın eski dostu yeni düşmanı Krampus’un nefretinden payını alması, gerilim dolu bir korku filmi

With nowhere else to hide, a group of mercenaries and their prisoners take cover inside a long abandoned Bulldog tank. But, while they try to keep the forces outside at bay, the real enemy is already among them, locked inside the 'Belly of the Bulldog'. After collaborating closely with Ben Wheatley on FREE FIRE, HIGH-RISE, A FIELD IN ENGLAND and KILL LIST, director Nick Gillespie makes his feature debut.

Four friends plan a camping trip at a small campground to spend an evening around a fire, telling each other campfire stories that all supposedly happened close to the area that they're staying at. Strangely enough, their campground happens to sit right beside an old creepy cemetery, named "Ha Ha Cemetery." As the night goes on, the group slowly starts to realize their stories are starting to tie together, and what starts off as a quiet night, soon becomes a night of terror. What would make a group of campers decide to camp out beside an old cemetery? What secrets does "Ha Ha Cemetery" hold? Prepare yourself for four deadly tales of terror.

When a lost traveler on Halloween night comes across an isolated rural gas station, she thinks she's found her way home. Unbeknownst to her, the eerie gas station is the residence of a family of degenerate, devilish creatures.

In his latest film, Shirome, Stardust Promotion's relatively new pop idol unit Momoiro Clover star as a group of girls who enter an old abandoned school hoping to have their wishes granted by a spirit called Shirome. The girls initially had no clue they were being filmed for a movie at all. Instead, they were told that they were being filmed for an upcoming television show exploring haunted locations. The result is a faux documentary style in the same vein as "The Blair Witch Project" and "Paranormal Activity".

Korvatunturi dağlarının derinliklerinde, 486 metre derinde Yılbaşının en bilinmedik sırrı yatmaktadır..Artık onu kazıp ortaya çıkarmanın vakti gelmiştir. Bu yıl Herkes Noel Babaya inanıyordu...

Yarıda bırakılan bir piknikten arta kalanlar ormanın küçük sakinleri tarafından birer birer paylaşılıp taşınırken, yaralı bir uğur böceği de piknikten kalan paketlerden birinin içine girer. Bu arada oraya gelen siyah karıncalarda uğur böceğinin içinde olduğu paketi yuvalarına götürmek için yola koyulurlar ve böylece karıncaların dünyasına uğur böceği için heyecanlı bir yolculuk başlar.

Jenny, Sean, Barry ve Heather arabalarıyla yanlış bir yola saparlar. Daha sonra da yanlışlıkla bir arabaya çarparlar. Jenny hariç diğerlerinin hepsi cani bir ailenin üyeleri tarafından öldürülmüştür. Jenny ormanın içinde bir arabaya rastlar ve yardım ister.Ama arabanın sahibi Vilmer Sawyer, Jenny'e arkadaşlarının ölülerini gösterir.Çünkü arkadaşlarının katillerinden biride odur.Arabadan kaçan Jenny ormanın içine saklanır.

Jester: İntikam Gecesi, kasabalarını terörize eden varlıktan kurtulmanın yolunu arayan iki kız kardeşin hikayesini konu ediyor. Jester olarak bilinen kötü niyetli bir varlık, Cadılar Bayramı gecesinde küçük bir kasabanın sakinlerini terörize eder. Babalarını kısa süre önce kaybeden, yıllardır görüşmeyen iki kız kardeş, bu kötü varlığı yenmenin bir yolunu bulmak için bir araya gelir. Çok geçmeden kardeşler, yalnızca karanlık geçmişlerindeki yanlışları nasıl düzelteceklerini çözerek hayatta kalabileceklerini fark ederler.

Bir kumarhane sahibinin peşisıra Las Vegas'a giden bir grup milyarder, eğlenmek amacıyla üzerine bahis oynanabilecek yeni şeyler aramaya başlarlar. Alışılagelmiş kumar yöntemlerini uygulamak yerine, altı yabancıyı Vegas'tan Silver City'e kadar yarıştırarak galip gelene 2 milyon dolar ödül vermekte karar kılarlar nihayet. Yarışçılar aslında zavallı kurbanlardır: Birbirinden sakar ve talihsiz bu insanlar, zenginlerin eğlencesi uğruna acayip olaylara bulaşacak, başlarına gelmedik kalmayacaktır...

İki çift, Amerika'nın en karanlık bölgelerine doğru bir yolculuğa çıkarlar. Amaçları, Dr. Satan adıyla tanınan bir yerel efsanenin izini sürmektir. Araştırırken kaybolurlar ve ilginç bir aileye denk gelirler. Ailenin ilgi alanları; cinayet, yamyamlık ve şeytani ayinler başta olmak üzere, çiftlerimiz için pek çok sürpriz hazırlamaktadır.

Art adlı manyak bir palyaço, Cadılar bayramı gecesinde yolda duran 3 genç kadına terör estirir.

Rebecca ve Tyler, bir süreliğine daha önce hiç tanışmadıkları anneanne ve dedelerinin yanına tatile giderler. Başlarda her şey oldukça sakin ve güzeldir. Torunlarının her isteklerini yerine getiren çiftin sadece bir kuralı vardır o da gece olduğunda çocukların odalarından dışarı çıkmamalarıdır. Ancak bir gece Rebecca odalarının dışından gelen sesler üzerine kapıyı açınca evde anneanne ve dedesinin farklı yüzleriyle karşılaşır. Artık tek istekleri evden sağ salim kurtulup annelerinin yanına dönebilmektir.

Bencil ve kendini beğenmiş lise öğrencisi Tree her gün maskeli bir katil tarafından öldürüldüğü yeni bir güne uyanmakla lanetlenmiştir. Tek kurtuluş yolu bu maskenin arkasındaki katilin kim olduğunu öğrenmesidir. Aksi takdirde sürekli hergün yeniden öleceği bir güne uyanıp duracak, bu korkunç tekrarlar yüzünden aklını oynatacaktır.

Hancock aslında başkalarının ne düşündüğünü umursayan birisi değildir. Halkla İlişkiler Uzmanı Ray Embrey’in hayatını kurtardıktan sonra alaycı süper kahramanımız kendisinin de zayıf bir tarafının olabileceğini fark etmeye başlar. Hancock’un bugüne kadar karşılaştığı en büyük sorun bu yönüyle yüzleşmek olacaktır. Ayrıca, bu da Ray’in karısı Mary’nin, onun işe yaramazın teki olduğu konusundaki ısrarını kırmak için bir fırsattır.

Jackson Maine, son zamanlarında kariyerinde düşüş gösteren yetenekli bir müzisyendir. Bir gün, henüz keşfedilmemiş genç bir yetenek olan Ally ile tanışır ve ikili arasında tutkulu bir aşk başlar. Ally'nin yeteneğinin farkedilmesi için çalışan Jack onu sahnenin büyülü dünyası ile tanıştırır. Kısa süre sonra ise Ally artık ünlü bir müzisyen olmuştur. Kendi kariyerini Ally'nin gölgesinde bırakan Jack, kaybolan ihtişamını geri kazanmaya çalışır. Ancak bu sandığı kadar kolay olmayacaktır.

Ailesini küçük yaşta kaybeden Wade Watts (Tye Sheridan), gerçek dünyanın sıkıntılarından kaçmak için zamanını The Oasis adlı bir oyun evreninde geçirir. Oyunun milyoner kurucusu oyun evreninin içine bir anahtar saklamıştır ve öldüğünde tüm servetini ve oyunun kontrolünü bu anahtarı bulana vaad etmektedir. Wade de bu macera dolu hazine avının peşine düşmüştür. Bir süre sonra her şey bir oyun olmaktan çıkıp acımasız bir rekabete dönüşür. Zira şirket hissedarları ve paragöz oyuncular hazineye herkesten önce ulaşabilmek ve diğer yarışmacıları saf dışı bırakabilmek için her şeyi yapmaya hazırdır.