Two destitute New Yorkers meet cute in Central Park and then separate and independently get tangled up with some gangsters only to be reunited again in the end.

If hugs are tangible why am I hugging the void

Soğuk Baltık ülkelerinde yaşayan genç bir kadın olan Karen, hapishaneden yeni kaçmış olan balıkçı Antonio ile evlenir. Ancak Antonio'nun yaşadığı Stromboi kasabasındaki hayatları Karen'ın bir türlü alışamayacağı doğal bir felaketle tehdit altındadır: Bir volkan.

Birbirlerine ve kızlarına yabancılaşmış olan Georg ve eşi Anna, anne babasının ilgisizliği yüzünden ilgi çekmek için kör taklidi yapmaya başlayan Eva'nın içinde bulunduğu durumu görünce yaşadıkları hayatın sıradanlığını ve anlamsızlığını fark eder. Her gün birbirinin aynı olan yaşamlarından kurtulmaya karar veren Georg ve Anna, tatile çıkacaklarını söyleyip kendilerini eve kapatırlar. Planları, önce bütün eşyalarını, anılarını yok edip ardından anlamsız hayatlarından ebediyen kurtulmaktır.

Casanova meets a new servant who will witness his last moments in life, from a castle with its libertine 18th century atmosphere to the poor, shadowy Northern lands. There, his rationalist way of thinking and mundane world will succumb to a violent and romantic force, represented by Count Dracula.

A young man returns from Rome to his sister's satanic New York apartment house.

16 - 17 yaşlarında, büyüyüp de küçülmüş gibi görünen küçük, tatlı ve ateşli bir yeni yetme Monika! Evden tüyüp, bir an önce özgürlüğüne ve hayatın zevklerine doğru kanatlanmayı bekleyen bir küçük kadın! Genç, toy ve saf Harry, Monika’nın cilvelerine kayıtsız kalamaz. Hatta ona sırılsıklam aşık olur. Günün birinde evden kaçmak için fırsat kollayan Monika, babasının sarhoş bir anında ona vurmasıyla bavulunu toplayıp Harry’nin evine koşar. Evde kalmaları mümkün olmayınca Harry, Monika’ya babasının motorunda kalmayı önerir. Şehrin sıkıcılığından, işe gitme zorunluluğundan sıkılan gençler her şeyi geride bırakıp Harry’nin motor ile adalara doğru açılırlar.

Afflicted with a terminal illness John Bernard Books, the last of the legendary gunfighters, quietly returns to Carson City for medical attention from his old friend Dr. Hostetler. Aware that his days are numbered, the troubled man seeks solace and peace in a boarding house run by a widow and her son. However, it is not Books' fate to die in peace, as he becomes embroiled in one last valiant battle.

Kont Valmont, Madam Merteuil tarafından saf ve bakire Cecile'i baştan çıkarmak için tutulur... Valmont işe başlar ancak olaylar arapsaçına döner...

7. sanatın en büyük ustalarından Ingmar Bergman'ın 1953 yapımı filmi The Naked Night (Gycklarnas Afton) bir sirkte yaşanan olayları konu ediniyor. İsveç'te gezici Alberti Sirki'nin ortaklarından biri olan Albert Johannson üç yıl aradan sonra yaşadığı kasabaya gelir ve karısıyla çocuklarını görür. Bu süre zarfında sirkte çalışan Anne ile ilişki yaşamaya başlamış ve eski yaşamından alabildiğine uzaklaşmıştır. Öte yandan Anne metresi olduğu adamın karısıyla bir araya gelmesinden rahatsız olmuş, kıskançlık duygusu yüzünden ne yapacağını şaşırmıştır..

Mildred Pierce, dönemin tipik kadın portresinin sıradan bir ürünü gibidir. Ancak kendisini aldatan kocası kısa bir süre sonra kendisini terk eder. Mildred, bir anda kendisini daha yalnız ve daha güçlü bir halde bulur. Artık çevresindeki herkese bağımsızlığını ve kusursuzluğunu ilan edecektir. Önünde ise kızının velayetini almak üzere bir dava vardır.

Mickey, Goofy ve Donald azgın dişlilere, çarpık yaylara, sağır edici çanlara ve uyuyan bir leyleğe karşı savaşırken çılgınlar gibi gülme zamanı. Bir çan kulesini temizlemek için gösterdikleri yiğit çabalar gerçek bir sirke dönüşürken mizahın yeni doruklarına ulaşmalarını izleyin!

İki kız kardeş babalarının yanında yaşamaktadır. Kardeşlerden küçüğü beklenmedik şekilde hamile kalmıştır ve sevgilisini aramaktadır. Evin büyük kızı kocasıyla sorunları nedeniyle yanına bebeğini alarak baba evine sığınmıştır. Bu sorunların ortasında kendilerini küçük yaştayken terk eden ve ölü olarak düşündükleri annelerinin şehre döndüğünü öğrenirler.

A tough cop meets his match when he has to guard a gangster's widow on a tense train ride.

"Günahkâr Gönüller", 1866 yılında Avusturya işgalinin son günlerinde Venedik'te işgalcilere karşı tepkilerin dorukta olduğu bir zamanda, direnişin başındaki Kont Ussoni'nin evli yeğeni Kontes Livia Serpieri'nin Avusturyalı Teğmen Franz Mahler'le yaşadığı yasak aşkı anlatır. Visconti romandan farklı olarak filminde bu aşkı biraz daha geri plana iterek savaşı ve direnişi öne çıkarmıştır. Ayrıca Visconti teğmenin romandaki Remigio Ruz olan adını filmde büyük besteci Gustav Mahler'e olan hayranlığından dolayı Franz Mahler yapmıştır. Çöküşü ve çürüyüşü yücelten, bunu yaparken de zerafetle ustaca harmanlayan bu destansı film başta İtalya olmak üzere birçok ülkede sansüre takılmıştı. Film 1968'de ABD'de kesilerek gösterilebildi. "The Wanton Contessa" adlı bu İngilizce versiyonun bazı diyalogları Tennessee Williams ve Paul Bowles tarafından yeniden yazılmıştır.

Hilary Duff filmde garsonluk yapan bir kızı canlandırmaktadır. İşleri o kadar yoğundurki kendine hiç zaman ayıramıyordur fakat bir gün karşısına aradığı aşk çıkar fakat olaylar hiçte onun beklediği gibi yürümez.

On the beaches of Kenya they’re known as "Sugar Mamas" —European women who seek out African boys selling love to earn a living. Teresa, a 50-year-old Austrian and mother of a daughter entering puberty, travels to this vacation paradise, moving from beach to beach.

Dünyaya hiçbir göktaşı çarpmadı, hiçbir terörist dünyayı tehlikeye atmadı, atom savaşı başlamadı ama bir şeyler ters gitti. Açıklanamayan bir olay Dünyayı etkisi altına aldığında birçok yer ile iletişim kesilir. Sadece Doğu Avrupa’da küçük bir alanda elektrik vardır. Askeri güçler araştırmaya başladıklarında arabalarda, yollarda, hastanelerde, tren istasyonlarında ve daha birçok yerde cesetlere rastlar. Dünyadaki hayatı kim ya da ne yok etmektedir?

Genç Paul, ordudan yeni terhis olmuştur ve sivil hayata alışmakta zorlanır. Paul’ün kız arkadaşı kendisine bir pop şarkıcısı olarak kariyer inşa ederken, o hızla değişen kültüre ayak uyduramaz. Hem sosyal hem de siyasi açıdan kendini yabancı hisseder.