U.S. Navy pilot Lt. Jake Grafton and his bombardier buddy, Lt. Cmdr. Virgil Cole, are two soldiers embedded in the Vietnam War growing frustrated by the military's constraints on their missions. Despite the best efforts of their commanding officer, Cmdr. Frank Camparelli, to re-engage them, this disillusioned pair decide to take the war effort into their own hands with an explosive battle plan that could well get them court-martialed.

Askerden döndükten sonra New York'ta iş arayan Brian Flanigan (Tom Cruise), üniversite diploması olmadığından gece okuluna gitmeye başlıyor. Bu arada barmen olarak part time bir iş buluyor. Patronu Doug Coughlin (Bryan Brown) işin püf noktalarını öğretince, ikisi de şehrin en popüler barmenleri oluyorlar. Para biriktirip, işin az ama paranın çok olduğu Jamaica'ya gidiyorlar. Orada Jordan (Elisabeth Shue)'la tanışıp, ona aşık oluyor. Ancak zengin ve yaşlı biriyle ilişkiye girince Jordan onu terk ediyor.

Michael's health club is beseiged with a series of terrible murders involving killer saunas and other grisly devices. Michael's wife killed herself a while before and her brother holds Michael responsible. Michael needs to stop the bloodshed before he loses all of his clients.

Hayatını başarılı bir eşin (William Hurt) gölgesinde yaşayan Alice (Mia Farrow) yaşadığı eklem ağrılarına çözüm bulmak için doktor Yang (Keye Luke)'ın muayenehanesine gider. İlginç doktor Yang'a göre sorun yürekte ve beyindedir. Alice, çocuklarının okulunda gördüğü karizmatik dul Joe (Joe Mantagno)'dan hoşlanmıştır. Alice, doktor Yang'ın görünmezlik iksiri sayesinde Joe'yu yakından tanıma fırsatı bulduğu gibi kocasının da ne haltlar karıştırdığını anlayarak yaşadığı suçluluk duygusunu bastıracaktır

Joseph, babasının ölümünün ardından bu olayın peşini bırakmasa da başı, beladan kurtulmaz. En sonunda Stephen Chase isimli üstüyle tartışır ve sonunda ülkeyi terk etmeyi aklına koyar. Bu yolculukta ona eşlik edecek kişi ise Chase'in kendisinden nefret eden kızı Shannon olur. Shannon, Joseph'e yardımcı olur ve birlikte Amerika'ya kaçarlar. Amerika'ya vardıklarında Oklahoma'daki arazi satışlarında bir yer satın alma hayalleri kurarlar ve bunu gerçekleştirmek için büyük bir azimle çalışmaya başlarlar. Zorlu şartlar altında hayallerine yaklaşan ikili hem Shannon'ın ailesine hem de olumsuz şartlara karşı savaşmak zorundadır.

Motorsporları dünyasının, araba yarışlarının heyecanını ve gerilimini perdeye taşımayı amaçlayan 'Driven' biri genç diğeri tecrübeli iki yarışçının hikayesini anlatıyor. Jimmy genç, yetenekli ama bir türlü kendini tam olarak işine veremeyen bir pilottur. Hırslı ağabeyinin baskıları da onu zor durumda bırakmaktadır. Üstelik pistlerdeki en önemli rakibinin kız arkadaşına aşık olmuştur. Onun bu aklı dağınık halinden endişe duyan araba sahibi Carl Henry, eski bir yarışçı olan Joe Tanto'dan yardım ister. Eskiden çok iyi yarışlar çıkardığı ve ilerisi için büyük umutlar vadettiği halde feci bir kaza sonucu pistleri terk etmiştir Joe. Geri dönmeyi kabul eder ama böylece tecrübesiyle Jimmy'i zirveye çıkarma amacının yanısıra başka işleri de üstlenmiş olur: Geçmişiyle hesaplaşmak, artık rakibi Moreno ile evlenmiş olan eski karısı Carthy'e karşı duygularını gözden geçirmek gibi.

Britt Reid (Seth Rogen), Los Angeles’ın en bilinen medya şirketinin varisidir. Babası (Tom Wilkinson) beklenmedik bir şekilde ölüp ona bir medya imparatorluğu bırakana kadar çılgın partilerin baş aktörü olarak amaçsız bir hayat sürer. Babasının yaratıcı çalışanı Kato (Jay Chou) ile benzersiz bir arkadaşlık kurduklarında, ikisi de hayatlarında ilk kez anlamlı birşey yapabilme şansları olduğunu düşünürler ve böylece suç ile savaşları başlar. Ancak, bunu yapmak için önce kendilerinin de suçlu olmasına ve kanunları onlara karşı gelerek korumaya karar verirler. Böylece Britt, gizli kahraman Yeşil Yaban Arısı olur ve ortağı Kato ile suç ve suçluların peşinde sokaklara çıkar..

Having eluded the authorities after a series of grisly murders, the pair find sanctuary at the palatial home of Granny Ruth, an eccentric philanthropist who rallies the cause of "Unique Individuals". But even amongst "friends" the pair soon find themselves having to confront their murderous past.

After bassist Jason Newsted quits the band in 2001, heavy metal superstars Metallica realize that they need an intervention. In this revealing documentary, filmmakers follow the three rock stars as they hire a group therapist and grapple with 20 years of repressed anger and aggression. Between searching for a replacement bass player, creating a new album and confronting their personal demons, the band learns to open up in ways they never thought possible.

Boston'lı dövüşçü Mickey Ward'ın öyküsünü anlatan filmde, dünya hafif siklet şampiyonası sırasında kardeşi Dicky Eklund'ın desteği vurgulanıyor. Adams filmde Charlene adında, Mickey'in kız arkadaşı olan sert ve cesur bir barmaidi canlandırıyor. Loe ise filmde Bale ile Wahlberg'in annesini canlandırıyor.

Masumiyetin kaybolup cesarete dönüştüğü bir hikaye.Oliver Stone'un Vietnam'a 'sol'dan bir bakış attığı 'Doğum Günü Dört Temmuz', muhafazakar görüşlü, içi Amerikan vatanseverliğiyle dolu bir gencin savaşa gitmesini ve gerçeklerle yüz yüze gelmesini anlatıyor. Tom Cruise filmdeki rolüyle Oscar adayı olmuş ve unutulmaz bir performans vermişti.

Hayatın anlamını özgürlükte arayan kültür eleştirmeni David Kepesh (Kingsley), cinsel arzularını cezbeden iyi huylu öğrencisi Consuela Castillo (Cruz) tarafından trajik bir çıkmaza sürüklenir...

Tarihin en ünlü maceracı arkeologu Indiana Jones’a babası Dr. Henry Jones tarafından bir günlük gönderilir. Bu günlüğün içerisinde gizemli Kutsal Kase’ye dair bazı ipuçları ve bir harita bulunmaktadır. Özel bir koleksiyoncudan babasının ortadan kaybolduğunu öğrenen Indiana Jones, müze kuruatörü Marcus Brody’i de yanına alarak İtalya’ya babasını aramaya gider. Burada kendilerini buldukları yer ise bir Nazi bölgesidir ve Naziler de Kutsal Kase’nin peşindedir. Babasını kurtarmaya giden Indiana’nın birincil hedefi Kutsal Kase’yi Nazilerden önce ele geçirmek olacaktır.

Artık başarılı bir likör tüccarı olan eski bilardo Eddie Felson, bir gece genç ve karizmatik bilardocu ve video oyunu müptelası ve aynı zamanda bir oyuncakçıda tezgahtar olan Vincent Lauria ile tanışır. Julian gibi yetenekli bilardoculardan bahisli bilardo maçları düzenleyen Eddie, Vincent ve kız arkadaşı Carmen'i ikna edip onları bahisli bilardo maçlarının düzenlendiği ortamlara sokar. Bilardo dünyasında Eddie ve Vincent'in yolları, birbirlerine rakip olarak tekrar kesişecektir.

Hiç mahkeme salonuna girmemiş olmasına rağmen 60 ın üstünde dava kazanmış ve rahat kişiliği ile tanınan Donanma Avukatı Daniel Kaffe'ye Küba sınırında bir askerin öldürülmesi ile ilgili bir davanın gelmesi ile bütün sorunlar başlar. Müvekkilleri ile devamlı anlaşma yoluna gittiği için hiç mahkeme salonuna gitmeden dava kazanan Kaffe, bu sefer askerlerin cinayeti kabul etmemesi ve verilen emri uyguladıkları iddiası üzerine ve JoAnne Galloway isimli diğer donanma avukatı da işin içine girince davayı mahkemeye taşımak zorunda kalacaktır.

John Wayne zaman zaman süvarilere yardım eden bir kovboy olsa da geçmişinde Kızılderililerle beraber yaşadığı çok önemli anları vardır. Tesadüfen geçtiği bir yerde tanıştığı Geraldine Page’yi ve Page’nin tavırlarını oradan ayrıldıktan sonra unutamaz. Yanlız Page’nin bir sorunu vardır. Kızılderililer oğlunu alıp yetiştirmek isterler. Page bu durumdan nasıl kurtulacağının hesaplarını yaparken Wayne çıkar ve olaya el koyar.

Usta bir poker oyuncusu olan Huck Cheever, Vegas'ta düzenlenen önemli bir turnuvaya kazanmak için gider. Ancak, Huck burada kişisel sorunlarıyla mücadele etmek zorunda kalır.

An English teacher brings soccer to a German school in the 19th Century.

Nick genç yaşına göre çok fevri hareketleri olan biridir. Mafya olmak için çok çaba sarfedecektir fakat tüm dünyası amaçları uğruna bir anda değişecektir.

Bu hüzünlü şehir masalının başkahramanı, deniz kenarındaki bir kulübede yaşayan sekiz yaşındaki küçük Alisa. Alisa, balerin olmak ister büyüyünce, ayrıca özel bazı yetenekleri de vardır: İstediği zaman havayı değiştirebilir, dilekleri gerçekleştirebilir. Yıllar geçer, Alisa şimdi Moskova'dadır. On yedi yaşında, hayatın gerçekleriyle yüz yüze, isteksiz ve umutsuz. Görsel tarzı Amélie'yi andıran Denizkızı, aşk, modernlik, Yeni Rusya'da maddiyatçılık ve Moskova'nın modern yüzünü hem umut verici hem üzücü hem de tuhaf olmayı başararak işliyor.