Based on the true story of Louis "Red" Deutsch. A New Jersey bar-owner is plagued with prank phone calls that prompt him to flip into psychotic, profanity-laden rages.

Profesyonel hırsız Mason, kardeşiyle birlikte banka soygunu yaparak en büyük vurgununu gerçekleştirmeye çalışır. Ancak işler sarpa sarınca, etraflarını saran kolluk kuvvetleriyle içeride sıkışırlar. Gerilim, Mason’ın eski sevgilisiyle, başmüzakereciyle pazarlık yaparken artar.

Güney Kore yapımı bir aksiyon filmi olup ve "The Roundup" serisinin devamı niteliğindedir. Film, dedektif Ma Seok-do'nun (Don Lee) heyecan dolu maceralarını sürdürüyor ve onu yeni bir suç çetesiyle karşı karşıya getiriyor. Ma Seok-do, uluslararası bir suç örgütünün peşine düşmektedir. Bu suç örgütü, insan kaçakçılığı ve uyuşturucu ticareti gibi yasadışı faaliyetlerle uğraşmaktadır. Dedektifimiz, bu tehlikeli çetenin lideri olan acımasız bir suçlu ile yüzleşmek zorunda kalır. Ancak, Ma Seok-do'nun karşısındaki düşman sadece fiziksel güç değil; aynı zamanda zekâ ve strateji gerektiren bir rakiptir. Ma Seok-do, geçmişte yaşadığı kayıplar ve içsel çatışmalarla yüzleşirken, izleyicilere onun kararlılığını ve adalet arayışını gösteriyor. Ayrıca, filmdeki yan karakterler de oldukça önemli bir rol oynuyor; bazıları dostken, bazıları da haindir. Adaletin peşinde koşan bir adamın hikâyesini anlatırken, aynı zamanda insan doğasının karanlık yönlerine de ışık tutuyor.

Lu has a perfect life. Or so she pretends to have. She meets the handsome, short-tempered Argentinian, Diego, who is on a visit to Mexico, and she is confident to get him head over heels in love with her. In order to win a wager with her friends, her life will take a turn when she does the impossible to win him over, including taking a trip to Argentina to look for him.

As the silhouette of a lonely girl runs through the woods, something in the shadows is lurking her.

Several little boys run along a pier, then jump into the ocean.

In the summer of 1986, three sixteen year old friends spend their Saturdays sneaking into movies at the local multiplex. But when one of the guys also invites the girl of his dreams to see the latest comedy, each of the teens learn more about life and love.

A group of friends have created a brand new subculture that is taking over the streets of Glasgow. They've established their very own fight club, but this is no ordinary wrestling event - this is brutal, riotous chaos. Fights don't always stay inside the ring, people are bounced off the side of buses and thrown off balconies in pubs. They now plan the biggest show of their lives. The stakes are high, will it bring them the fame and recognition they need to survive?

Six strangers awake to find themselves the new tenants of a mysterious old house. Terrorized by insane Tiki-men in masks and taunted by their deranged captors,it soon becomes clear that only one singular action will save them: Kill.

Brent Weinbach is weird. In this show, Brent attempts to adjust his quirky personality so that he can fit in with the world around him, which would be valuable to his career as a comedian and entertainer. Through an absurd and abstract discourse, Brent explores the ways in which he can appeal to a broader, mainstream audience, so that ultimately, he can become successful in show business.

Ebeveynlerini öldürmekten müebbet hapis yatmakta olan Lyle ve Erik Menendez bu belgeselde, şoke edici suçları ve onu takip eden davalarla ilgili düşüncelerini anlatıyor.

Roughly chronological, from 3/96 to 11/96, with a coda in spring of 1997: inside compounds of Aum Shinrikyo, a Buddhist sect led by Shoko Asahara. (Members confessed to a murderous sarin attack in the Tokyo subway in 1995.) We see what they eat, where they sleep, and how they respond to media scrutiny, on-going trials, the shrinking of their fortunes, and the criticism of society. Central focus is placed on Hiroshi Araki, a young man who finds himself elevated to chief spokesman for Aum after its leaders are arrested. Araki faces extreme hostility from the Japanese public, who find it hard to believe that most followers of the cult had no idea of the attacks and even harder to understand why these followers remain devoted to the religion, if not the violence.

Morbius Jr, now an OId Man, is nearing the end of life, when he finds the last hope for all Morbkind. However, as he fights to protect the future of Morbheads, he finds himself facing off against an unlikely of enemy... HIMSELF.

Prömiyerini yaptığı Sundance'te tatlı bir sansasyon yaratan Fremont, eleştirmenlere göre "Jim Jarmusch filmlerine benzer bir hava estiren", soğukkanlı bir mizahla duygusallığı bir potada eriten, küçük bir bağımsız Amerikan filmi. Gerçek hayatta da Afganistan göçmeni olan Anaita Wali Zada, eskiden ABD ordusunda çalışan 20'li yaşlarındaki Afgan çevirmen Donya'yı canlandırıyor. Kendisi gibi göçmenlerle birlikte aynı binada oturan Donya, yalnız geçen heyecansız hayatını bir düzene sokmak için çaba gösteriyor. Çin işi fal kurabiyeleri üreten bir fabrikada kendisinden falları yazması istendiğinde hayatı değişiyor. Beklenmedik bir aydınlanma anında, dünyaya kurabiyelerin içinde mesajlar göndermeye karar veriyor. Edinburgh Film Festivali'nin kapanış filmi olan Fremont, Londra'da yaşayan İranlı ödüllü yönetmen Babak Jalali'nin dördüncü uzun metrajlı filmi.

1990s, Banpo Town, rural China. A woman's body is found by the river. Ma Zhe, Chief of the Criminal Police, heads up the murder investigation that leads to an obvious arrest. His superiors hurry to congratulate him, but several clues push Ma Zhe to delve deeper into the hidden behaviour of his fellow citizens.

Oyo İmparatorluğu'nun en parlak günlerinde gaddarlığıyla nam salmış Reis Ga'a, tahta çıkmasını sağladığı krallardan daha güçlüydü. Ama onu alt eden, kendi kanından birisi olacaktı.

From 1970-1977, six low budget films shown at midnight transformed the way we make and watch films.

The municipality of a small Breton village has decided to welcome a family of Ukrainian refugees. To their surprise, they receive Fayad family – coming from Syria. They thwart all the clichés that the French expected: they are friendly, refined, educated… So much so that, in this small, humming village, it is no longer clear which side the barbarians are on…