Güçlü bir general, krallıklarını ani bir istilaya karşı savunmak için, artık büyümüş ve zafer hayali kuran bir savaş yetimiyle birlikte savaş alanına geri döner.

Sene 1814, yer Edo, şimdiki adıyla Tokyo... Zamanının eline su dökülemeyecek sanatkarı Tetsuzo, köhne atölyesinde yorulmak nedir bilmez durumda çalışır durur... Kabiliyetini ve inatçılığını babasından alan 23 yaşındaki Oei, sık sık babasının yerine resimleri yapsa da, adını bilen bir elin parmağını geçmez. Mahareti, zaman zaman sorun çıkaracak kadar kuvvetlidir. Yıllar sonra, Avrupa, Tetsuzo'nun engin yeteneğini fark edecek, Renoir'i, van Gogh'u, Monet'i, Klimt'i ve nicelerini mest edecekti. Lakin, bugün bile ona hayatı boyunca destek çıkan, sanatına yadsınamayacak derecede katkı sağlayan kadını kimseler bilmez. Bu, Üstat Hokusai'ın kızının, efsanelere konu olmuş babasının gölgesinde kalan özgür ruhlu kadının, Oei'nin içinize işleyecek hikayesi...

Acımasız bir savaşın ardından, eski asker Van, egemen imparatorluk tarafından kontrol edilen bir madende çalışır. Bir gün, ölümcül ve tedavi edilemez bir hastalık taşıyan bir vahşi köpek sürüsü, hayatta kalanlar olarak sadece Van ve Yuna adında genç bir kız bırakarak, onun yalnız varlığı alt üst olur. Sonunda özgür olan ikili, kırsal kesimde basit bir varoluş arar, ancak hain güçler tarafından takip edilirler. Yuna'yı ne pahasına olursa olsun korumaya kararlı olan Van, krallığı kasıp kavuran vebanın gerçek nedenini ve olası tedavisini ortaya çıkarmalıdır.