Lise öğrencisi Santi’nin (Junio Valverde) güneşe karşı ileri düzeyde alerjisi vardır. Annesi, oğlunun sağlığı için ıssız bir dağ kasabasında, güneş ışığı almayan bir eve taşınır. Akabinde, yaşadıkları çevrede şiddet olayları baş gösterir. Hastalığı nedeniyle okulda arkadaşları tarafından dışlanan Santi, polise göre bu olayların da sorumlusudur. Ancak gerçek göründüğü gibi değildir.

Annesinin saygısını kazanmak için çılgın işler yapan bir gencin hikayesi... Kadınlara özel hizmet vererek para kazanan ve kendi işlerini yapmaya başlayan bir genç, iki sapsız arkadaşıyla beraber bir genel ev açmaya karar verir. Buranın getireceği başarıyla annesini etkilemeyi planlamaktadır.

Bir araba kazasında yanarak ölmekten son anda kurtulan eşini yanıklardan oluşan görüntüden kurtarmak için yeni bir deri yaratmak üzerine çalışmalar yapan estetik cerrahı Dr. Robert Ledgard (Antonio Banderas) on iki yıl boyunca evindeki laboratuvarında çalışmaya devam eder ve domuz-insan kanı karışımıyla elde ettiği bir deri üretir. Eşinin yanmış vücudunu görmesi üzerine intihar etmesi ve küçük kızlarının da buna şahit olmasından sonra büyük depresyon geçiren aile iyice hassaslaşmıştır. Küçük kız büyüdüğünde de psikolojisini bozan bir olay yaşayacak, bu olayın üzerine Dr. Ledgard, yaptığı deneyleri büyüterek adeta Dr. Frankenstein haline gelecektir.

Gonzalo ve Iván Pelayo bir ekip kurarak, yaşamları boyu önlerine çıkan en iyi fırsatı değerlendirmeye karar verirler. Bu sıra dışı ailenin yegane amacı kendilerine has bir yöntemle rulet masasından binlerce dolar ile kalkmaktır. Ardından kumarhane vurgununun çapını da genişletirler. Fakat başlarına bela olan bir kumarhane müdürü bu yanlarına kolay kolay bırakmayacaktır. Yönetmenliğini ve senaristliğini Eduard Cortés’in üstlendiği ve gerçek bir hikayeden uyarlanan filmin oyuncu kadrosunda Daniel Brühl, Gonzalez Arantxa, Sònia Casademont gibi isimler yer alıyor.

Meksika'ya gitmekte olan bir uçağın içindeki yolcular hayatlarındaki son saatleri geçirmektedirler. Ölüm kaçınılmazdır ve bu gerçek yolcuların çenesine vurur! Yaşamda artık saklayacak hiçbir şeyleri kalmadığından en gizli sırlarını, sakları yönlerini birbirlerine tek tek anlatmaya başlarlar…Ünlü İspanyol yönetmen Pedro Almodovar'ın uzun bir aradan sonra komedi türünde çektiği bu tamamı bir uçakta geçen son film, bir grup uçak yolcusunun ölüme yaklaşmaları ve böylece bilinmezlerini diğerlerine anlatmaya başlamaları üzerinden ilerliyor...

Aynı trafik kazasında anne babalarını yitiren kuzenler Vivien ve Chloe’yi halaları büyütür. Halaları vefat ettiğindeyse büyük yatırımlar yaptığı pastanesini iki kuzen arasında paylaştırır. Ancak pastane borcun içinde yüzüyordur. Bir taraftan pastaneye el konulmaması için çabalarken bir taraftan da pastacılık konusundaki farklı görüşleri yüzünden birbirlerine düşerler. Aşk ise bu pastanenin olmazsa olmazlarındandır. Chloe’yu peşinden koşan ünlü şefe yavaş yavaş teslim olmamaya çalışırken Vivien en büyük düşmanları bankacı Paul’un ilgisine karşı koymaya çalışır.

İspanya'da bir barda,müşteriler kalabalıktan sıkılmış, günün stresini atmaya çalışan, farklı kesimden insanlardır. Bir gün barın önünde iki kişi öldürülür. İçeride olan insanlar, birbirlerinden şüphelenmeye başlayınca, korkunç ve bir o kadarda komik gelişmeler yaşanır...

Sara, Lucía, Sofía ve Claudia kız kardeşler; annelerinin cenazesinde bir araya gelen, farklı kişilikleri olan dört modern kadındır. Henüz yaslarını yaşayamadan, yıllardır "baba" olarak adlandırdıkları adamın gerçekten babaları olmadığını keşfederler. Gerçek babalarının kim olduğunu, kendileri, anneleri ve yaşamları hakkında daha fazla şey keşfetme arayışı içine girerler.