Bob the Builder, Keith Chapman tarafından yaratılan bir İngiliz çocuk animasyon televizyon programıdır. Orijinal dizide Bob, meslektaşı Wendy, çeşitli komşuları ve arkadaşları ve onların antropomorfize edilmiş iş araçları ve ekipmanı çetesiyle birlikte bir stop motion animasyon programında duvarcılıkta uzmanlaşmış bir inşaat müteahhidi olarak görünüyor. Gösteri birçok ülkede yayınlanıyor, ancak Bob'un İngiliz aktör Neil Morrissey tarafından seslendirildiği Birleşik Krallık'tan geliyor. Şov daha sonra yan ürün serisi Ready, Steady, Build! ile başlayan CGI animasyonu kullanılarak oluşturuldu. Bob ve grubu her bölümde tadilat, inşaat ve onarım işlerinde ve gerektiğinde diğer projelerde yardımcı oluyor. Gösteri, çatışma çözme, işbirliği, sosyalleşme ve çeşitli öğrenme becerilerini vurgular. Bob'un sloganı, diğer karakterlerin "Evet, yapabiliriz!" Bu cümle aynı zamanda programın Birleşik Krallık'ta bir milyon satan bir numaralı hit olan tema şarkısının da adıdır.

İngilizler tarafından yetiştirilmiş ve Rus mafyasının sürgünlerinden olan Alex Godman, hayatını geçmişinin gölgesinden kaçmakla geçirir. Anne ve babasının mafya bağlantılarından arınarak, kendi meşru işini yapmak ve kız arkadaşı ile birlikte yeni bir hayat kurarak, dürüst bir yaşam sürmek için uğraşır. Ancak bir cinayet, ailesini ve geçmişini tehdit etmeye başlar. Alex yeniden suçluların olduğu yeraltı dünyasına çekilir ve sevdiği kişileri korumak için değerleriyle yüzleşmek zorunda kalır. Ruslara ek olarak organize suçlar dünyasından Meksika uyuşturucu kartelleri, Pakistan uyuşturucu Lordları ve Balkan kökenli kaçakçılar ile yüzleşmesi gerekmektedir. (Dizi içeriği 16 yaş ve üzeri için uygundur)

Vatan haini ilan edilen bir asker siborg, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı distopik bir toplumda uğruna savaşabileceği bir sebep bulmakta güçlük çeker.

Gözlerimizi kapatıp uykuya daldığımızda bizi bambaşka bir dünya bekler. Düşdünya denen bu yerde Düşler Lordu Sandman, en derindeki tüm korkularımızı ve fantezilerimizi şekillendirir. Ancak Düş, beklenmedik şekilde yakalanıp yüz yıl boyunca tutsak edilince yokluğu hem rüyalar âlemini hem de gerçek dünyayı sonsuza dek değiştirecek bir dizi olayı tetikler. Düş, düzeni yeniden sağlamak için farklı dünyalarda ve zamanlarda seyahat ederek sonsuz varlığı sırasında yaptığı hataları telafi etmeye çalışır. Bu yolculuk sırasında hem eski dost ve düşmanlarıyla tekrar karşılaşır hem de kozmik ve insani yeni varlıklarla tanışır.