İki iyi arkadaş olan Marie (Monia Chokri) ve Francis (Xavier Dolan) bir akşam yemeğinde şehre yeni taşınan ve gizemli bir çekiciliği olan Nicolas (Niels Schneider) ile tanışırlar. Birbirini izleyen buluşmalar sonrası her ikisi de Nicolas'ın cazibesine kapılan ikilinin arasında, bu 'güzel' adamla beraber olmak için bir rekabet başlar. Erkek partnerleriyle mesafeli ilişkiler kuran bir eşcinsel olan Francis ve sevilme arzusundaki Marie, hayatlarındaki bu yeni adamın ilgisini çekmeye çalışırken, iki arkadaşı birbirine düşürmekten tatlı bir zevk alan arzu nesnesi Nicolas da kendi çıkarına göre tercihini yapar...

Bazen gerçekler acımasız olabilir! Evinde rahat bir şekilde oturmakta olan Germain Dagenais karısının haberi olmadan Internette sörf yaparken pornografik sitelere girer. Bu sırada korkunç bir şeye şahit olur: Kızı Nathalie birkaç gün içinde porno bir filmde başrolü oynayacaktır. Korkunç bir kabus! Dagenais kızını bu dönüşü olmayan yoldan geri çevirmek için Montreal’e doğru yola çıkar. Fakat çekimlerin yapılacağı gün Nathalie’nin başrolü paylaşacağı adam ölü bulunur. Onu kim öldürmüştür? Germain kızını durdurmak için başladığı görevinde fazla mı ileriye gitmiştir?

Bu yıl Tom Çiftlikte ile festivalin Uluslararası Yarışması’nda yer alan Xavier Dolan’ın bir önceki filmi Laurence Anyways 10 yıla yayılan benzersiz bir aşk öyküsü. 80’lerde başlayan filmde, Melvil Poupaud ameliyatla kadın olmak isteyen yazar ve edebiyat öğretmeni Laurence’i canlandırıyor. Kız arkadaşı Fred’e (müthiş bir performans sergileyen Suzanne Clément) yanlış bedende doğduğunu açıkladığında, inanılmaz zorluklara yıllar boyunca birlikte göğüs gerecek bir ikiliye dönüşüyorlar. Dolan’ın sinemasında olgunlaşma dönemine işaret eden bu melodram, 3 saate yakın süresine rağmen seyirciyi asla avucunun içinden bırakmıyor.

Denys Arcand’ın yedi yıllık bir aradan sonra sinemaya dönmesine vesile olan bu son filmi, hem ekonomik hem de sosyal anlamda oldukça rahat bir hayat süren bir mimar hakkında. Gösterişli bir eve sahip, güzel bir kadınla evli ve yakışıklı Luc’un tek sorunu her daim “daha fazlasını istemek”. Arcand bu filminde Kanada’nın sosyal yapısına dair önemli sözler sarf ederken, başrol oyuncusu Éric Bruneau da harika bir performans çıkarıyor.

Crisis, Kanada ve Amerika arasında uyuşturucu madde pazarlanması için organizasyon kuran bir satıcı, bağımlılıktan kurtulmaya çalışan ve oğlunun narkotikle olan gerçek ilişkisini çözmeye çalışan bir mimar ve yanında çalışan araştırmacı ile savaş haline girmek zorunda kalan bir profesörün hikayesini konu ediyor.