Kaynak işçisi olarak çalışan Fikret, Hülya ile aynı mahallede yaşar. İkili evlenmeye karar verir. Bu sırada, Fikret’in Almanya’da işçi olmak için yaptığı başvuru da olumlu sonuçlanmıştır. Ancak Hülya’yı yalnız bırakmamak için gitmekten vazgeçer. Hülya ise gitmesi için bir şekilde Fikret’i ikna eder. Fikret gittikten sonra ise hiçbir şey Hülya’nın plânladığı gibi gitmeyecektir.

Lale, nişanlısı Ekrem ile mutlu bir yaşam sürmektedir. Bir gün nişanlısının kendisini aldattığını öğrenir. Bu duruma kızan Lale okulunu bırakıp Anadolu’ya öğretmen olarak gider. Gittiği köyde Murat adlı bir doktorla arkadaş olur. Bu arkadaşlık masum bir aşka dönüşecektir.

Fabrikatör Nurettin Bey, sanayi bölgesi olacak olan bir mahalledeki arsaları ucuz fiyata satın alarak rant elde etmeyi plânlar. Ancak mahalle sakinlerinden Kadir Ağa’nın yeğeni avukat Ayhan, mahalleliye işin iç yüzünü anlatır. Nurettin Bey’in plânları bozulur. Nurettin Bey, kızlarını mahalleye göndererek olayı basına aktarmaya karar verir. Nurettin Bey’in kızları fikir ayrılığına düşer: Hülya, babasının plânlarını öğrenir ve Ayhan’a yakınlaşır. Selma ise babasının tarafını tutarak Ayhan’ın kuzeni Turan’ı elde etmeye çalışır. Turan, kendisine teklif edilen parayla Ayhan’a karşı tanıklık eder. Ayhan, mahallede rüşvetçi olarak yaftalanır. Gerçeklerin açığa çıkması zorlu olacaktır.

Estetik bir ameliyatla çirkin yüzünü değiştirip, aşık olduğu kızın karşısına çıkan bir delikanlının öyküsü.

Sıtkı Bey, bankadan kredi almak için banka meclis üyesi Rauf Bey'den yardım ister. Rauf Bey, yapacağı bu yardım karşılığında Sıtkı Bey’in kızı ile evlenmeyi ummaktadır. Büyük yatırımını gerçekleştirmek isteyen Sıtkı Bey, Handan’ı Rauf ile zorla evlendirmeye çalışır. Nişanlanacakları gece Handan, uzun zamandır Nazmi ile birlikte olduğunu söyleyerek Rauf’la evlenmeyi reddeder. Ancak bir süre sonra Rauf ile evlenmek zorunda kalır. Bu sırada iftiraya uğrayan Nazmi, işlemediği bir cinayet yüzünden hapishaneye düşer. Yıllar sonra üçünün yolları yeniden kesişecektir.

Ünlü ve acımasız bir haydut olan Mask'ın gasp ettiği topraklara devlet el koymuştur. Mask, topraklarının elinden gitmesini hazmedemez ve bu işle uğraşan şerifleri ortadan kaldırmayı planlar. Şerif yardımcısının evini basıp öldüren Mask, şerifi öldürmesi için kardeşini görevlendirir. Şerifin yaşadığı çiftliğe giden Mask'ın kardeşi şerifle kavgaya tutuşur ve bu sırada ölür. Mask artık şerife iyice düşman olmuştur. Şerifin peşine düşen Mask çiftliği basar. Çiftlikte korkunç bir çatışma çıkmıştır. Olay yerine gelen şerif Mask'ı tutuklar. Çiftlik evinde hemen bir mahkeme kurulur ve Mask'ın idamına karar verilir.

Filmde, birbirini seven fakat kavuşamayan iki sevgilinin hikâyesi anlatılır. Ferdi, babasının kâhya olarak çalıştığı çiftlikte büyür. Çiftlik sahibi Ali Bey'in kızı Ceylan ile birbirlerini sevmektedirler. Çocukken beraber yaptıkları çeşmenin başında her gün buluşurlar. Çeşmenin suyu aktığı müddetçe birbirlerini seveceklerine yemin ederler. Ancak Ali Bey kızını çiftlikte çalışmaya başlayan ziraat mühendisi Yusuf ile evlendirmek istemektedir. Bir gün Ali Bey, Ceylan ile Ferdi’yi görüşürlerken yakalar. Ferdi’yi döverek kızını ona vermeyeceğini söyler. Bunun üzerine Ferdi, İstanbul’a gitmeye karar verir. Ferdi’nin gidişi ikilinin kaderini değiştirecektir.

Konuşmaları sırada Haluk’un gözü duvardaki resme takılır. “Büyük bir çerçevenin içinden annem bana gülümsüyordu.” Acı gerçeği hemen anlar; Annesi ve General’in birkaç yıl önce ölen eşi aynı kişi. Piyer de kardeşi. Kulaklarında babasının vasiyeti yankılanıp duruyor. Yaşlı adamı boğarak öldürür. Filmdeki herkes sanki Haluk’a yardım etmekle görevli. Bu kez Nüvit imdada yetişir. Kaçmak isteyen esirlere yardım eden birini tanıyormuş. O’nun aracılığı ile delikanlıyı İstanbul’a ulaştırır. ‘Yardım’ı bu kadarla kalmaz. Cinayeti de üstlenir! Kurşuna dizilme sahnesi 2 dakika sürüyor. ‘Funeral in Berlin’deki (1966) (Konrad Elfers) ‘Fate of Two Pawns’. 15 yıl sonra Piyer, ‘ödeşmek için’ Nüvit’in kurukafasını ve son mektubunu Haluk’a getirir. Sevdiği kadının öldüğünü ve Ümran’ın kızı olduğunu öğrenen kahramanımız için ‘kendi vücudunu ortadan kaldırmak’tan başka yapacak bir şey kalmıyor.

Filmde, firar eden bir mahkûmla ünlü bir iş adamının kızı arasındaki aşk öyküsü konu edilir. Zeynep, tanınmış bir iş adamının kızıdır. Nişanlısı Tarık ile birlikte tatilden dönmektedir. Mahkûmları taşıyan bir cezaevi nakil aracı yolda kaza geçirmiştir. Kazadan kurtulan bir grup mahkûm firar eder. Yolda karşılaştıkları genç çiftin arabasını durdururlar. Tarık’ı öldürüp Zeynep’i de kaçırırlar. Mahkûmlardan Mehmet, genç kadını arkadaşlarına karşı himayesi altına alır. Böylelikle başlayan ilişkileri zamanla aşka dönüşecektir.

Reis Bey, görevinde hiç taviz vermeyen kanunlara son derece bağlı ve kararlarında acımasız bir hakimdir. Sanıkların suçlu olduğuna kanaat getirirse, onları idam sehpasına göndermekten çekinmeyen Reis Bey'in hayatı bir katil zanlısıyla ilgili dava sonucu değişir.Tüm deliller, mahkemeye gelen zanlının suçlu olduğunu göstermektedir ve Reis Bey, onu da idam ettirecektir. Sanık, her ne kadar suçsuz olduğunu iddia etse de, 'Merhamet' diye yalvarsa da Reis Bey, kararını verir ve adam, idam edilir. Daha sonra, sanığın suçsuz olduğu anlaşılır.Görevi bırakan Reis Bey, artık hayatını merhamet duygusunun yaygınlaşmasına adamıştır. Belalı insanların bulunduğu bir kahvede insanlara merhameti anlatır. Herkes, Reis Bey'e büyük saygı göstermektedir. Bir gün, bir polis baskını sırasında orada bulunanlardan biri, yanındaki uyuşturucuyu hakimin cebine saklar ve hakim yakalanır. Reis Bey, yıllarca hakim koltuğunda oturduğu mahkemede bir iftira sonucu artık bir sanık olarak yer alacaktır.

Başrolünü Hülya Koçyiğit ve Cüneyt Arkın'ın paylaştığı "Dudaktan Kalbe", Paris'te yaşarken memleketlerine dönen bir çifti konu ediniyor. Döndüklerinde bir süreliğine adamın amcasının evinde kalmak zorundadırlar. Ancak adam, komşu çiftlikte yaşayan başka birisine aşık olmaktan kendini alamayacaktır.

Büyük ada'da kamp yapan bir grup gençten Turhan'ın (Tamer Yiğit) ada sakini Jale (Leyla Sayar) ve Mine (Tülin Elgin) ile yaşadığı iki ayrı aşk hikaye ediliyor.

Deniz Harp Okulu'nu bitirmiş dört subayla, bir binbaşı kızının öyküsü.

Hayatımın Kadını

Minyeli Abdullah daha önce ayrıldığı eşi Sevda ile yeniden evlenir.Çevresiyle sosyal ve kültürel faaliyetlerine daha çok ağırlık verir.İhtilalle yönetime gelen hükümet tarafından Kahire Başkomiserliğine getirilir. Bu durum bazı çevrelerde rahatsızlık oluşturur.Abdullah şahısların hakimiyetine uymaktansa hamallığa dönmeyi tercih eder.

Kürkçünün karısını avlamaya giderken kendi avlanan bir aptalın güldürüsü.

Tımarhaneden kaçan bir delinin düşsel öyküsü.

Birbirinden ayrı büyüyen iki kız kardeşin anne ve babalarını birleştirme hikayeleri.