Canım Dayım, yeğeni ile güzel bir dostluk kuran otistik bir birey olan Adem'in hikayesini konu ediyor. Savant sendromlu otistik bir genç olan Adem, çernobil faciasından sonra ailesiyle birlikte Samsun'a göç etmiştir. Facianın yol açtığı kanser hastalığı nedeniyle ailesini kaybeden Adem'in hayatında sadece ablası ve yeğeni Melek kalmıştır. Bir süre sonra Adem'in ablasının da hastalığı ilerleyip yatağa düşer. Bu durum üzerine ablası Adem'e, kızını yıllar önce boşandığı eşi Yusuf'un yanına götürmesini vasiyet eder. Ablasının vefatından sonra onun son isteğini yerine getirmek için Melek'i, babasının yanına Eskişehir'e götürür. Ancak kendisine yeni bir aile kuran Yusuf, Melek'i istemez. Bu durum üzerine Adem, yeğeninen sahip çıkmaya karar verir.

Sükut Evi, hayattan bunalan bir adamın kendisini yola vurması ile değişen hayatını konu ediyor. Modern hayattan bunalan 30’lı yaşlardaki genç bir adam, çareyi yola koyulmakta bulur. Anadolu’ya doğru yola çıkan delikanlının amacı, rivayete göre ‘ruhların tamir edildiği’ bir mekanı bulmaktır. Günler süren arayışına rağmen bahsedilen mekan ile ilgili herhangi bir iz bulamaz. Bu süreçte yolu bir dergaha düşen delikanlının aradığı huzur burada da değildir. Sevgilisi geri dönmesi için baskı yapsa da o yoluna devam eder. Delikanlı, yol boyunca başına gelen türlü talihsiz olaylar sonucu kendisini zor bela bir köye atar. Fakat bir süre sonra köy delikanlının içinden çıkamayacağı bir girdap haline gelir.