1950'lerde İsveç'te geçen hikayede, ergenlik çağındaki Erik, üvey babasının dayağı yüzünden hayatı çekilmez hale gelmiş bunalımlı bir gençtir. Üvey babasının verdiği bir kararla evden uzağa, bir yatılı okula gönderilen Erik, bunu bir kurtuluş gibi görse de kısa zamanda hiç de göründüğü gibi olmadığını farkedecektir. Okulda öğrenciler arasında ciddi bir rekabet vardır ve güçlü öğrencilerin güçsüzleri ezdiği bir ortam oluşmuştur. Öğretmenlerin bile öğrenciler kadar baskı altında olduğu bir tür hapishanede olduğunu farkeden Erik'i, artık geride bıraktığı yaşantısından bile daha zor günler beklemektedir.

Deano ve Nige çocukluklarından bu yana birlikte olan iki yakın arkadaştır ve tek dilekleri de sonsuza dek de ayrılmamaktır. Ancak Nige'in başına gelen talihsiz bir olay aralarındaki ilişkiye yansıyacaktır. Nige, bir trafik kazasına neden olur ve bu kaza Norveç'li tanınmış bir futbolcunun ölümüyle sonuçlanır. Olayın şokuyla cesetten bir şekilde kurtulan Nige'in yaptığı ilk şey Deano'ya koşmak olur. Ancak Deano, başınıza bu türden kirli bir işe açtığınızda iletişime geçeceğiniz türden bir adam değildir... Robert Sarkies'in yazıp yönettiği filmin başrolünde, 2011 yapımı The Muppets'a yaptığı şarkıyla Oscar kazanan, Yeni Zellanda'nın parlayan yeteneği Bret McKenzie bulunuyor...

Haksız yere cinayetten suçlu bulunan sakar bir elektronik cihaz satıcısı, masumiyetini kanıtlamaya çalışırken polis teşkilatındaki yolsuzluk ve komplolarla karşılaşır.

2017 OSCAR ödüllerinde İsveç adına yarışan filmde, 59 yaşındaki Ove (Rolf Lassgård) mahallenin huysuz ihtiyarıdır ve birkaç sene önce kat mülkiyeti dernek başkanlığı görevinden de azledilmiştir ancak bunu hala kabullenmemekte ve mahalleyi bir demir yumrukla yönetmeye devam etmektedir. 43 senedir çalıştığı işinden de çıkarılmasının ardından bir sene önce vefat etmiş eşi Sonja’yı (Ida Engvoll) daha fazla düşünmeye başlar ve “onun yanında olabilmek” için kendini öldürmeye çalışır. Bir gün hamile Parvaneh (Bahar Pars) ve ailesi karşısındaki daireye taşınır. Parvaneh’in eşi geri geri giderken yanlışlıkla Ove’nin posta kutusuna çarpar. Bu şekilde aralarında beklenmedik bir dostluk oluşur. Sevgi ve hayata dair gerekli şeyleri çevrende bulundurmanın önemi üzerine dramatik bir komedi.