32 kişiyi öldürdükten sonra yeni bir hayata başladı. Ama nereye kadar? Güçlü bir adam, tam 32 kişinin katili. Dosttan çok düşmanı var. Çareyi silbaştan yeni bir hayata başlamakta buluyor. Ama gün gelecek düşmanları onun yerini bulacaktır.

Pop müziği bir neslin eline geçiren Napoli, İtalya'dan üç kardeşin korsan mixtape imparatorluğunun yükselişi ve düşüşü.

Tutkularından korkmayan, özgürlüğüne her şeyden fazla düşkün, otuzunda çok güzel ve entelektüel bir kadın Simona. Bu yönüyle gerçek bir dişi kurt. Aslında Simona yaşamında kendisini özgürleştiren tek şeyin tutkularına gösterdiği duyarlılık olduğunu bilen sıradan bir kadındır. Kendisini tutkularına bırakmadan önce hiçbir sahteliğin, ikiyüzlülüğün ya da boyun eğmenin arzularını kirletmesine izin vermemek için çok dikkatli davranmak zorundadır; hem birlikte olduğu erkeklere hem de kendi hissettiklerine karşı. Sınırlarını belirleyen kendisidir ve bunun hep böyle kalması için her bedeli ödemeye razıdır; çünkü sonuçta kazandığı kendi özgürlüğüdür. Seçtiği erkeklerle birlikteyken tek istediği tutkularına kendini tamamen teslim etmektir ama birlikte olduğu erkeklerin kendisini kontrol altına almaya çalışmalarına da karşı koyup sürekli kendini korumak zorunda kalır. Onun gerçek aşkı erkekler değildir.

Şiddet eğilimi insanın içinde mi vardır, yoksa bizi şekillendiren geçmiş travmalarımız mıdır––bu döngü hiç mi durmaz? Roma, 2000’lerin başı… Radikal bir çetenin mensubu olan genç Luigi, kardeşi Alessandro ve anneleri Licia ile birlikte yaşamaktadır; sürekli şiddet uygulayan babası Franco on yıldır hapistedir. Franco hapisten çıkar ve tıpkı eskiden olduğu gibi çocuklarını ve ailesini geri ister ama bunca yıldır hiç değişmediği ortadadır, hâlâ dokunduğu her şeyi zehirler. Babasıyla karşı karşıya gelen Luigi geçmişiyle yüzleşmek, kendi haline ve hayatına bakmak zorunda kalacaktır.