Fatma (Fatma Girik) ve Orhan (Ediz Hun) mutlu bir evliliği olan ve bu evlilikten bir de bebekleri olan bir çifttir. Ancak minik bebek nadir bir hastalığa yakalanmıştır ve ameliyat olmak zorundadır. O günün koşullarında ameliyat ancak yurtdışında yapılmakta ve yüklü miktarda para gerektirmektedir. Orhan' ın para bulma çabaları sonuç vermemektedir. Öte yandan çalıştığı şirketin sahibinin kızı Orhan' a aşıktır ve babasına Orhan' la evlenme konusunda baskı yapmaktadır. Babası ise evli bir adamın, kızının mutluluğu için de olsa yuvasının yıkılmasına razı değildir. Ancak kızının bu tutkusunun hastalık derecesinde artması sonucu Orhan' a durumu anlatır ve çocuğunun kurtulması için gerekli olan parayı karısından boşanıp kızıyla evlenmesi karşılığında vermeyi teklif eder. Orhan, bu teklifi şiddetle reddeder, ancak bu çirkin teklif bu defa bir anne olan Fatma' ya yapılır. Fatma, bir yanda sevdiği adam, diğer yanda ölümle pençeleşen bebeği ile çaresiz bir duruma düşmüştür.

Çocukken ailesini kaybeden Nevin, akrabası olan Mehmet Bey'in yanında büyür. Aradan geçen uzun yılların ardından Mehmet Bey'in de vefat etmesiyle Nevin iyice yapayalnız kalır. Bu sırada Mehmet Bey'den kendisine miras kaldığını öğrenen Nevin, büyük bir şok yaşar. Mirasın bir kısmı ise ünlü bir bestekar olan Nevzat'a kalmıştır. Ancak Nevin ve Nevzat'ın mirası alabilmesinin tek koşulu birbirleri ile evlenmeleridir.

Filmde, ailesinden uzakta büyüyen Türkan’ın eve döndükten sonra üvey annesiyle yaşadıkları anlatılır. Türkan küçük bir çocukken annesi evi terk eder. Bunun üzerine babası Türkan’ı Almanya’ya gönderir. Türkiye’ye döndüğünde babasının Sezer adında bir kadınla evlendiğini öğrenir. Ancak Sezer, Türkan’ın babasını aldatmaktadır. Türkan bunu kanıtlamaya çalışırken babasını kendinden iyice uzaklaştırır. Bu arada babasının yanında çalışan mühendis Murat ile yakınlaşır. Ancak Türkan, babasını ve Murat’ı korumak için fedakârlık yapmak zorundadır.

Atatürk ilkelerine bağlı, devrimci bir öğretmen olan Kemal (Cüneyt Arkın), Karalar köyüne görev yapmak üzere gelince, başta Şerif Hoca ve gerici takımı tedirgin olur. Çünkü Kemalin amacı köye okul yaptırıp, tüm çocukları okutmaktır. Ne var ki Kemal yolundan dönmez. Üzerine atılan bir iğfal iftirası nedeniyle taşlı sopalı bir saldıraya uğrar. Kemal, bu saldırıda hayatını yitirirken, eşkiya Duran Ali (Fikret Hakan), olayı yaratın suçluları öldürüp, intikamını alır.

Fabrika işçisi Murat ile zengin bir aileye mensup Filiz’in evliliğini konu alır. Murat, kardeşi Nil ile yaşamaktadır. Sesi çok güzel olan Nil konservatuara gitmektedir. Üvey kardeş olan Filiz ve Şule, Nil’in konservatuar arkadaşlarıdır. Filiz, iş adamı Osman Bey’in kızıdır. Şule ise Osman Bey’in ikinci eşi Lale’nin kızıdır. Şule ve konservatuardaki diğer öğrenciler Nil ile dalga geçerken, Filiz ona destek çıkar. Kalp hastası olan Nil ölür. Murat’a âşık olan Filiz, ailesiyle bağlarını kopararak Murat ile evlenir. Yıllar sonra Filiz ve ailesi tekrar karşılaşacaktır.

Murat Paşa, verdiği ğır cezalarla nam salan bir zaptiye nazırıdır. Huzuruna çıkarılan şoförü Yunus, paşanın hizmetkarına aşık olmuştur. Yunus her ne kadar niyetinin evlenmek olduğunu söylese de zindana atılmaktan kurtulamaz.Bu sırada Yunus'un aşık olduğu hizmetkar kadın hamiledir ve bu yüzden o da zindana atılır. Birçok kişi gençleri affetmesi için Murat Paşa'ya yalvarır ama sonuç değiştirmez. Üstelik araya girdikleri için de cezalandırılır. Ceza alanların arasında bulunu kalfa kadının ise intikamı büyük olacaktır.

Melek, trenle yolculuk yaptığı sırada kalp krizi geçirerek vefat eder. Trende annelerini kaybeden Meral ve Ferdi'ye yolcular arasında bulunan Münevver adında bir kadın sahip çıkar. Akrabası Ferdana ile yaşadığı çiftliğe çocukları götüren Münevver, burada çocuklar için huzurlu bir yuva kurmaya çalışır. Ancak Ferdane'nin oğlu Kenan ve yeğeni Şermin çocuklarla birlikte yaşamaktan rahatsız olur. Kenan bir süre sonra eğitimi için Amerika'ya gönderilince evdeki huzursuzluk sona erer. Yıllar sonra eve geri dönen Kenan ve Meral arasında beklenmedik bir aşk başlayacaktır.

Rabia, dedesi İlhami Efendi’nin yanında büyüyen genç bir kadındır. Dini korku unsuru haline getiren bir imam olan İlhami, Rabia’yı baskı altında büyütür. Sesi ile herkesi büyüleyen Rabia, musiki dersleri almaya başlar. Bu sırada eski bir peder olan Peregrini ile tanışan Rabia, ondan batı tarzı müzik dersleri almaya başlar. Bu sayede yakınlaşmaya başlayan Rabia ve Peregrini, çok geçmeden birbirlerine aşık olur. Ancak onların ilişkilerinin önünde aşmaları gereken birçok engel vardır.

Film, eğlence düşkünü ünlü bir cerrahın zorla evlendiği kasabalı kıza âşık oluşunu anlatır. Kemal, bir gün babasından gelen ani bir haberle kasabaya gider. Babası hayatını düzene sokacağını düşünerek Kemal’i kasabadan Feride'yle evlendirir. Feride’yi küçümseyen Kemal, sevgilisi ve arkadaşlarıyla eski hayatını sürdürür. Feride’yi ziyarete gelen kız kardeşleri durumu görüp bir plân yaparlar. Kemal, şehirli ve güzel bir kadına dönüşen Feride’ye âşık olur. Ancak Kemal’in sevgilisi Firuzan ise başka plânlar yapmaktadır.

Filmde, oğlunu arayan bir adamla bir grup çocuğun öyküsü konu edilir. Bir gün mahalledeki köşklerden birine görme engelli bir adam taşınır. Adama yardımcı olması için bir köpek arandığına dair gazeteye ilân verilir. Macera peşinde koşan mahallenin çocukları haberi okur ve Ömercik’in köpeği ilânda belirtilen adrese götürülür. Bu sırada çocuklara dilencilik yaptıran bir çete mahallede bulunan eski bir binaya yerleşir. Ömercik’in arkadaşlarından biri çeteyi izlemeye başlar. Kısa bir süre sonra durumdan diğer arkadaşlarını da haberdar eder. Bu on küçük şeytanı geçmişte yaşadıklarının aksine tehlikeli bir macera beklemektedir.