Harley and the Davidsons
8/41
Gerçek olaylara dayanan HARLEY AND THE DAVIDSONS, 20. yüzyılın başlarında meydana gelen büyük sosyal ve teknolojik değişim zamanında bu ikonik motosikletin doğuşunu konu alıyor. Walter, Arthur ve Bill tüm varlıklarını ve geçimlerini riske ederek umut vadeden bir girişimde bulunuyorlar. Her biri değişik zorluklar yaşıyor ama hepsinin hayalleri ve hırsları bir motosiklette birleşiyor. Walter Davidson kuralları yok sayarak ve herhangi bir yere istediği kuvvette gitmesini sağlayacak bir motosiklet yaratan bu ortaklık sayesinde toplum baskılarından kurtulma şansı yakalıyor. Arthur Davidson için ismini temize çıkarma fırsatı sunan bu motosiklet, Bill Harley için ise sonunda baskıcı ailesinden kurtulmak ve mühendislik bilgilerini kullanmak anlamına geliyor.
Milwaukee’de bir barakada üretilen motosikletler, hayal edilebilen her türlü durumdan sağ çıkmayı başarıyor. Özellikle Walter motosikletlerin limitlerini zorluyor. Dizginleyemediği hırsı, onu tüm ülkeye yayılan ölümcül yarışlarda yer almaya ve en iyi motor yarışçısı olmaya itiyor. Walter’ın gözüpek kişiliği sayesinde Harley-Davidson da ün kazanıyor ve tüm risklere rağmen şirket sonunda en büyük rakipleri ve pazarda önemli bir varlığı olan Indian’ı geride bırakıyor.
Ancak kurucuları bir de temel bir manevi soru bekliyor – başarılı olmak için ne kadar risk alacaklar? Başta ülke çapında yayılan “motodrome” yarışları olmak üzere yarışlar çoğunlukla ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.
Yaratıcılık, yenilikçilik ve tasarım alevi ile ateşlenen Harley-Davidson’ın kurucuları, kendilerinden çok daha büyük rakipleri ile yüzleşiyorlar. Sanki her şey yeterince zor değilmiş gibi bir de Büyük Buhran başlıyor ve motosiklet endüstrisini kırıp geçiriyor. Ama Harley-Davidson ileri görüşlü iş fikirleri sayesinde zorlukların üstesinden gelmeye devam ediyor.
HARLEY AND THE DAVIDSONS, kurucuların gerek Amerikan Ordusu ile anlaşmalar yaparak gerekse de sürücülere yolda nasıl tamirat yapılacağını öğreterek ya da ülke çapındaki motosiklet kulüplerini sahiplenerek şirketin sadık takipçilerinin sayısını, hiçbir rakibin başaramadığı şekilde nasıl artırdığını gözler önüne seriyor. Sonunda tüm varlıklarını akıtarak o güne kadar aldıkları en büyük riski alıyorlar ve geniş kitlelere ulaşan teknoloji harikası bir yarış makinesi olan dünyanın ilk süpermotorunu yaratıyorlar.