Çoklu kişilik bozukluğu olan bir kadının hayatının geri kalanını yaşantısındakilerle birlikte geçirmeye çalıştığı anlatılır. "Waking Madison", son derece yetenekli bir oyuncu kadrosuna sahip ve Katherine Brooks tarafından çok akıllıca yönetilmiş bir film. Büyük bir duygusal derinlik tüm karmaşıklığı ile inceleniyor. Elisabeth Shue, Sarah Roemer, mükemmel oynuyorlar. Patton ve Francis Conroy gerçekten ortaya inanılmaz oyunculuk çıkarıyorlar.

22 yaşındaki uyuşturucu taciri (torbacı) Chris (Hirsch), zulası annesi tarafından çalınınca ya hemen 6.000$ bulmak ya da öldürülmek seçenekleriyle karşı karşıya kalır. Çaresizliğe kapılan Chris, annesinin 50.000$ değerinde bir hayat sigortası olduğunu öğrenince babası ile birlikte onu öldürtme planı yapar ve bu iş için aynı zamanda "dedektif" olan “Killer Joe”'ya (McConaughey) başvururlar. Her zaman nakit çalışan Joe bu sefer kurallarında bir istisna yapar ve Chris'in genç ve çekici kızkardeşi Dottie'yi (Temple) para ödenene kadar "teminat" olarak alır... Tabii para ödenirse...

Gizli görevlerin üst üste geldiği bir zamanda, CIA için çalışan ajanımız bu sefer kimsenin bilmediği, sadece patronunun ve takımının bildiği bir görev verilir. Amerika borsasını doğrudan etkileyen ve para akışını belirleyen bir şirkete gizlice sızıp şirketi içten çökertmesi gerekmektedir. Ama eski takım arkadaşlarının amaçları farklıdır. Aynı düzen içinde olmaktan ve herhangi bir şekilde ilerleyemeyeceklerini anladıkları zaman hedef değşirirler ve bu ortada dönen paraya el koymak isterler.

Celeste eski kocası Carlos tarafından vurularak delik deşik edildikten ve vaftiz oğlu kaçırıldıktan sonra işi kural dışı yöntemlerle halletme zamanının geldiğini anlar. Vaftiz oğlu Rob'u kurtarmaları için her biri acımasız suçlular olan üç kardeşi kiralar. Ama Güney'de hiçbir iş kolay bir şekilde işlememektedir. Basit bir kurtarma operasyonu bir an da büyüyerek Güney çeteleri arasında büyük bir çatışmaya dönüşür.Bu tuhaf ekip bir yandan Celesten'in çocuğunu korurken diğer yandan da güzel suikastçilerin, yerli Amerika'lı kelle avcılarının ve Federal ajanların arasından yollarını çatışarak açmaları gerekmektedir

Müdür olarak çalıştığı bankada gerçekleşen bir soygunda, yakın bir arkadaşını kaybeden Jacob olayı bir türlü unutamaz. Eski bir polis olan komşusu James ile güçlerini birleştirerek saldırganı yakalamak ve ondan intikam almak için harekete geçer. İkili, soyguncunun sonraki adımlarını bulmaya çalışsa da deneyimli suçlu Gabriel onlardan daima bir adım önde olmayı başarır. Gabriel, peşine düşen Jacob'ın eşini ve kızını kaçırdığında ise olaylar tamamen farklı bir noktaya gelir ve üç karakter için de kırılma noktaları yaşanmaya başlamıştır.

Yorucu bir günün ardından itfaiyeci Jeremy Coleman (Josh Duhamel) ve iş arkadaşları gün sonunda bir şeyler içmeyi kararlaştırırlar. Jeremy biraz daha alkol almak üzere markete girdiğinde tesadüfen tezgahtarın neo-nazi Hagan'ın (Vincent D'Onofrio) ellerinde acımasızca öldürülüşüne tanık olur. Jeremy canını zor bela kurtardıktan sonra Hagan'ın son suçunu öğrenen Dedektif Mike Cella (Bruce Willis) vaka ile ilgilenmeye başlar. Hagan tutuklanır ve Jeremy onu teşhis eder ancak Hagan çift taraflı aynanın arkasında duranın Jeremy olduğunu bildiğini onun adını ve adresini telaffuz ederek gösterir. Jeremy, duruşma öncesinde tüm kariyerini tanık koruma programı için feda etmek zorunda kalır. Kariyerini kaybetmenin acısıyla başa çıkmakta zorlanmasına rağmen tanık koruma memuru Talia Durham'la aralarında filizlenen aşkla teselli bulur. Bir süre sonra, Hagan’ın avukatı duruşmaya haftalar kala müvekkilinin hapisten çıkarılmasını sağlar. Sonuç olarak Jeremy ve Talia'nın hayatları tehlikeye girer..

Film, bir mahkumun cezaevinden çıktıktan sonra eşine ve eski yaşamına dönme çabasını anlatıyor... * Bu kadar güzel dram bulmak cidden zordur. Mükemmel bir yol hikayesi. Yavaşçacık ve usulca kalbinize giriyor ve içini sonuna kadar dolduruyor. Sonunda kalbiniz mutlulukla patlıyor.

Dalton adında efsanevi bir soğutucunun oğlu olan DEA ajanı Shane Tanner, New York'ta gizli görevdeyken, amcası Nate Tanner'ın Kara Pelikan denilen bir grup adamlar tarafından dövüldüğünü öğrenir. Amcasına yardım etmek için Kara Pelikan'ın müdavimlerinden olan yerel okul öğretmeni Beau Hampton ile birlik olur ve kötüleri alt eder.