Kötülerin kötüsü ve görenlerin korkulu rüyası korkunç Cin, bu sefer daha da kötü ve daha korkunç güçlerle donanmış olarak karşımıza çıkıyor. Güzeller güzeli Diana her görenin hayran kaldığı güzelliği ve masum haliyle çok etkileyici genç bir kızdır. Farkında olmadan kötülüklerin kralı Cin'in yattığı mezarı açar ve onun serbest kalmasına neden olur. Serbest kalan Cin, Diana'nın fakültesindeki her önüne çıkanı acımasızca öldürmeye başlar. Serbest kalırken Diana tarafından bilmeden talep edilen üç dileğini yerine getirmek için onu bulmak zorunda olan ve bu dilekleri yerine getirdikten sonra, cehennemin dibinde yatan kötülükler ordusunu serbest bırakacak Cinden kaçan Diana arasında amansız bir kovalamaca başlar. Diana, bu Cini durdurmanın yollarını aramaktadır...

Bir grup arkadaş kış tatilleri süresince snowmobiling yapmaya karar verirler. Ancak kış şartlarının etkilediği ortamda fırtınanın etkisiyle yanlış bir dönüş yaparlar ve fırtınada kaybolurlar ve kendilerine sığınabilecekleri bir barınak ararken terk edilmiş bir sanatoryuma rastlarlar. Hava şartları ve fırtınadan korunabildikleri için burayı bulduklarından şimdilik mutludurlar. Fakat sanatoryum sorunlu bir geçmişe sahiptir, eski hastaların bazıları hala orada bulunmaktadır ve davetsiz ziyaretçilerden pek de mutlu olmamışlardır. Kolejli gençler ölümcül kedi-fare oyununda hayatta kalabilmek için gece boyunca savaşmak zorundadır. Hava şartları nedeniyle mahsur kaldıkları bu yerdeki güç gösterisinden sadece kendi fikirleri ile korunabileceklerdir.

Filmde Afganistan'ta bulunan Kanadalı askerler ve bölge halkından toplam 3 kişinin kesişen yolları anlatılıyor. Taliban bölgesinde inşa edilecek bir köprünün inşaatı için oradan bulunan, inşaat ekibini korumakla görevli ekipten Ryan (Rossif Sutherland) öldürdüğü kişilerin insan olduğunu aklına getirmekten kaçınan keskin nişancıdır. Ancak Ryan ve ekibi Taliban tarafından pusuya düşürülüp esir alınır. Burada tanıştıkları eski bir mücahit olan Hayalet lakaplı adam (Neamat Arghandabi) sayesinde kaçmayı başarırlar. Dönüşlerinde Ryan, istihbaratçı Pete'e (Paul Gross) "Hayalet"ten bahseder. Pete, Hayalet'le tanışmay konusunda ısrarcı olur. Hayalet gerilerde bıraktığı savaş günlerine geri dönmeyi hiç istemese de şartlar onu kendi iradesinin dışındaki yerlere sürükleyecektir.

Bir gece evine dönerken sokakta bir cinayete şahit olan Anna, dehşet içinde kaçmaya çalışırken katil tarafından saldırıya uğrar. Gözlerini hastanede açan Anna, şoku atlatmaya çalışırken çevresindeki insanları tanıyamadığını fark eder. Yüz körlüğü olarak da bilinen prosopagnozi hastalığına yakalanmıştır. Baktığı bütün yüzler sürekli değişmektedir, artık erkek arkadaşı dahil kimseyi tanımamaya başlayan Anna için günlük hayat tam bir kaosa dönüşmüştür. Geride tanık bırakmak istemeyen seri katil ise bu sırada çoktan Anna'nın peşine düşmüştür.