Yorkshire Dales'deki birkaç ailenin hayatı bir çiftlik ve yakındaki bir köy etrafında döner. Cinayetler, ilişkiler, yalanlar, aldatmalar, kahkahalar ve gözyaşları ile hepsi köyde.

Başmüfettiş Morse'un sağlam bir müzik kulağı, bira zevki ve vakalara hassas bir burnu vardır. Her ilginç vakayı çözmek için Dedektif Çavuş Lewis ile yola çıkarlar.

Dizimiz, Belle de Jour adlı bir telekızın blogundan ve kitaplarından esinlenilerek ortaya çıkartıldı. İlk başlarda bu gizemli Belle’in kim olduğu bilinmese de dizi popüler olduktan sonra -2009 senesinde - Brooke Magnanti, The Sunday Times‘a kimliğini açıkladı. Magnanti, 2003-2004 yılları arasında doktorasını yaparken, bir yandan da telekızlık yaptığını belirtti. Öncelikle, baş karakterimizin sıradan bir telekız olmadığını belirtmekte fayda var. Kendisi, gayet üst sınıf olarak tanımlanıyor. Belli bir ajansa bağlı olarak çalışıyor ve yaptığı işten gayet memnun. Ailesi ve arkadaş çevresi ne kadar durumun farkında olmasa da bu alemde Belle olarak tanıdığımız karakterimiz bir nevi paraya para demiyor. Londra’da yaşayan “Belle”in, yaptığı iş dolayısıyla biz seyirciler de bir sürü ilginç müşteriyle tanışıyoruz. Kimisinin komik ve absürd istekleri olurken, kimisinin de duygusallığı dikkatimizi çekiyor.

Belki de çarpıcı biçimde farklı kişilikleri, dedektif Jane Rizzoli ile tıp doktoru Maura Isles arasındaki ilişkiyi çok etkili kılıyor. Boston'un cinayet bölümündeki tek kadın polis olan Jane sert, acımasız ve korumasını nadiren düşürürken, kusursuz giyimli Maura bazen buzlu bir mizaç sergiliyor - sonuçta ölüler arasında yaşayanlardan daha rahat. En iyi arkadaşlar birlikte ilginç ve destekleyici bir ilişki kurdular; Koruyucu kalkanı birbirlerinin şirketine bırakırlar ve Boston'un en karmaşık vakalarını çözmek için uzmanlıklarını birleştirirler.