Su, babasının eve, elinde onun en sevdiği dondurmayla gelmesini bekleyen dokuz yaşında bir kız çocuğudur. Babası, eve geldiğinde sarhoştur ama niyeti hâlâ biricik kızına verdiği sözü yerine getirmektir. İkili, Kapadokya’nın büyülü atmosferinde bir gece yolculuğuna çıkar ama o gece beklenmedik şeyler olur ve Su, babasının gerçek kişiliğiyle tanışır. Gerçekle yüzleşen her çocuk gibi, Su da o geceyi hep, onu erken büyüten gece olarak hatırlayacaktır.

Saniye, kocası Süleyman, çocukları Hikmet, Yılmaz, Mehmet ve Asiye ile birlikte 1950’lerde dağ yamacına kurulmuş birkaç haneli bir köyde yaşamaktadırlar. Fakat ailenin derme çatma evlerindeki huzur yaşamı Saniye’nin vereme yakalanmasıyla derinden sarsılır. Saniye öleceğine o kadar inanır ki kendisinden sonra çocuklarına ve kocasına bakması için Süleyman'ı kısır bir kadınla evlenmeye ikna eder. Ama tedavi süreci başarılı geçer ve Saniye altı ay sonra evine sağlıklı bir kadın olarak geri döner. Bu ev artık iki kadının yuvası olacaktır.

İki kız babası olan Hasan, ölüm döşeğinde kızlarına birbirlerini asla bırakmamalarını ve destek olmalarını vasiyet etmiştir. Ancak Fatma ve kardeşi arasında büyük bir sorun vardır, o da Fatma'yı kıskanan kardeşidir. Fatma, eşi ve kızı Merve ile sakin bir hayat yaşarken kıskançlıktan gözü dönen kardeşi, Fatma'ya kıskançlık büyüsü yaptırır. Kabus gibi bir sürenin sonunda büyü güçlü bir hoca tarafından çözülür. Aradan seneler geçer ve Merve büyür. Ozan isimli bir adamla evlenmiştir ve mutludur. Ta ki annesinden teyzesinin öldüğünü bildiren bir haber alana dek... Cenazeye gelmesini rica eden annesini reddeden Merve, annesinin ağır tepkisiyle karşı karşıya kalır. Artık ya cenazeye gidecektir ya da annesinden tamamen kopacaktır...