John King'in kitabından uyarlanan film, İngiltere'de ve aslında dünyanın pek çok ülkesinde futbolla iç içe geçen şiddet ve erkek kültürü üzerine çarpıcı bir yapım. Hafta sonları seks, bira, uyuşturucu ve bunların yetmediği noktalarda birilerini dövmek için yaşayan 20'li yaşlardaki Tommy'nin çevresinde gelişen film, neredeyse belgesel tadında bir gerçeklikle hikayesini perdeye taşıyor.

Catherine Tramell, San Fransisco'dan Londra'ya taşınır. Güzel kadın, kısa sürede başını kanunla belaya sokar. Scotland Yard için onun dosyasıyla ilgilenen polis psikoloğu Dr. Andrew Glass, kısa sürede kadının cazibesine kapılacaktır.Catherine'nin fiziği ve kıvrak zekası birleştiği vakit Glass çoktan sınırlarını kaybetmiştir. Öyle ki hayatının gidişatını tamamen değiştirecek bir kararın en heyecanlı ve gerilimli halini yaşayacaktır.

1995. Londra yakınlarındaki Essex. Tony Tucker , Patrick Tate ve Craig Rolfe bölgenin en korkulan suçlularıdır. Kulüpleri denetimleri altına alan çete aynı zamanda uyuşturucu trafiğini de yönetmektedir. Her şeyin kanla yazıldığı suç dünyasında en yakın dostları düşman haline gelecek; üç gangster, ölüm kalım savaşının kaybedenine dönüşmemek için kıyasıya mücadele edecektir.

Jay (Neil Maskell), rahat bir banliyö evinde dediğim dedik ve alıngan sarışın eşi Shel (MyAnna Buring) ve uyku vakti geldiğinde zırhlı arabaların Irak, Afganistan ve Bağdat’taki pusuları hakkında hikâyeler dinlemek yerine babasıyla şövalyecilik oynamayı tercih eden yedi yaşındaki oğlu Sam ile birlikte yaşayan eski bir asker. Sekiz ay önce Irak’da geçirdiği kaza sonrası evine dönen Jay, ailesi ile ilgili sorunlar yaşamaktadır. Eski bir arkadaşı olan Gal (Michael Smiley) ile buluştuğu bir partiden sonra, Gal’ın kendisine teklif ettiği işi kabul eder. Görev ise, kendilerine verilen üç kişilik listedeki hedefleri öldürmektir.

8 yıllık hapis hayatının ardından şartlı tahliye edilen Bill (Charlie Creed-Miles), şimdi 11 ve 15 yaşına gelmiş çocukları Jimmy (Sammy Williams) ve Dean (Will Poulter) için eve döner... Çocukları anneleri tarafından terk edilmiştir ve birbirlerini koruyup kollamaktadırlar. Dean isteksiz bir şekilde babasını kalması için zorlamaktadır, fakat Jimmy'nin başı Bill'in eski eroinman arkadaşlarıyla belaya girince, Bill ne tür bir baba olacağına karar vermek zorunda kalacaktır – iyi bir baba, veya özgür bir baba...

Genç ve güzel bir kadın, Chord adında kötü bir adam tarafından kaçırılır. Bu kadını kurtarmak içinse, elinden geleni ardına koymayacak bir adam vardır. Katillere karşı vicdansız ve masumlara karşı merhametli... Daha önce video çalışmaları ve kısa filmleriyle tanınan sinemacı Nacho Vigalondo'nun yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği ve görselliği ile şaşırtan filmin başrollerini Sasha Grey ve Elijah Wood üstlenirken Neil Maskell, Iván González ve Brian Elder gibi isimler onlara eşlik ediyor.

Hayalperest yönetmen Nicolas Winding Refn’in (DRIVE) etkileyici serisinden uyarlanan PUSHER’da Richard Coyle acımasız bir suç örgütü liderinin eline düştükten sonra gittikçe ümitsizleşen bir uyuşturucu satıcısını canlandırıyor. Umutsuzluğu arttıkça, insanlardan daha fazla uzaklaşmaktadır. Ama sonunda kendisiyle borçlu olduklarının açtığı ateş arasında hiçbir şey kalmayacaktır...

Birbirlerini tanımayan bir grup, kendilerini gözleri bağlı bir şekilde inanılmaz bir maceranın içinde bulur. Sadece bir hafta sonu macerası olarak düşündükleri bu yolculuk ölümcül bir oyuna dönüşmüştür. Ellerinde güçlü bir paintball silahı, harita ve talimatlarla amansız bir kovalamaca başlar. Artık hayatta kalabilmenin tek şartı oyunu tamamlamaktır.

1935 yazının en sıcak günleri... On üç yaşındaki Briony Tallis, ablası Cecilia ve hizmetçilerinin oğlu Robbie'nin gizli bir şekilde flörtleşmelerine tanık olur. Çocuk aklı ile gördüklerini yanlış yorumlaması üzerine yıllarca sürecek büyük bir trajedenin yaşanmasına neden olacaktır. O andan itibaren bir daha hiç düzelmeyecek kadar trajik bir şekilde kaderleri birbirlerine bağlanan bu üç insan da, hak etmedikleri bir kefaretin farklı şekillerde kurbanı olacaklardır.

Londra sokaklarında büyümüş Arthur (Charlie Hunnam), efsanevi kılıç Excalibur'u saplandığı yerden çıkarana dek kral soyundan olduğunu hiç bilmemiştir. Ancak iş kılıcı çıkarmakla bitmez, kılıcı doğru kullanmayı da bilmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde ailesini katlederek tahta çıkan acımasız amcası Vortigern'i (Jude Law) yenmesi mümkün olabilecektir.

İngiliz sinemasının harika çocuğu Ben Wheatley'nin yeni filmi Gökdelen, kült yazar J.G. Ballard'ın aynı adlı romanından uyarlama. Film, Hikâyenin geçtiği 70'lerin distopya havasını yansıtan bir bilimkurgu. Dış dünyadan izole, sakinlerinin tüm ihtiyaçlarını dışarı çıkmadan giderebilecekleri bir sisteme sahip, upuzun gökdelenlerden oluşan dev bir site dışarıdan nasıl görünür? Gazete ve televizyonlardaki lüks site reklamları gibi mi? Güvenli? Sıcak? Zengin? Huzurlu? Hikâye tam da böyle bir dünyada başlıyor. Gökdelen sakinlerinin kalplerine yayılan küçük nefret tohumları, "üst, orta ve alt kattakiler" arasında giderek vahşileşen akıl almaz derecede şiddetli bir savaşa dönüşüyor * Film, Ballard'ın uyarlanması zor dünyasını yansıtma başarısıyla övgü topladı.

Serseri bir adamın, Londra'da kaçırılan kız arkadaşını kurtarmak için 12 saat boyunca mücadele etmek zorunda kalacaktır. Filmin yönetmeni Adam Randall ve Başrolde Josh Bowman yer alıyor.

Görme engelli bir piyanist olan Sofia’nın hayatı, üst komşusu Veronique’nin şüpheli bir cinayete kurban gitmesiyle altüst olur. Olayın sorumluları, cinayetin tek tanığı olan genç kadının peşine düşerler. Sofia kendini bir anda acımasız bir suç örgütünün hedefi haline gelmiş halde bulur. Gizli ajanlar, suç ve şantajla örülü yeraltı dünyasında cinayetin perde arkasını çözmeye çalışırken Sofia’nın yolu, Veronique’nin eski bir savaş suçlusu olan babasıyla kesişecektir.

İşlemediği bir suçtan yattıktan sonra hapishaneden salıverilen Harvey Miller'ın aklında intikam vardır. Kendisine en önemli zararı veren yerel bir uyuşturucu kaçakçısını soymak için yardım etmeleri adına en yakın üç arkadaşını yanına alır. Kaçırma işleri ters gidince Harvey’in planı,filmin sonuna kadar sizi tahminlere sürükleyecek sürpriz dönüşümlerden oluşan şüpheli ve heyecanlı bir olaya dönüşecek...

Sıkıca mühürlenmiş olan antik bir mezar yüzyıllardır unutulmuş bir çölde yatmaktadır. Ancak askeri bir operasyon sonucu keşfedilir ve açılır. Zamansız bir şekilde hayatı elinden alınan antik kraliçenin ruhu da uyanmış olur. Yüzyıllar boyunca büyüyen öfkesiyle günümüze uyanan kraliçe insanlığa boyun eğdirmeye ve kendisine yapılanları ödetmeye kararlıdır.

Colin, genişleyen ailesi için Yeni Yıl kutlamak için lüks bir ülke malikanesi tutar. Ne yazık ki Colin için ailesindeki lider konumu, yabancılaşmış kardeşi David'in gelişinden dolayı ciddi bir tehdit altındadır.

En son görülmesinden on yıl sonra, gaddar bir mafya infazcısı oğlunu bulmak ve ona ihanet eden çeteyi düzenli olarak bulmak için eve döner. İntikam arayışı, kısa süre sonra karısı ve mafya babası babası arasında vahşi bir hesaplaşmaya yol açar.

25 Mayıs 2005 tarihinde İstanbul'da oynanan Liverpool - Milan Şampiyonlar Ligi final maçını izlemek için hayaller kuran 11 yaşındaki fanatik Liverpool taraftarı Will, babasıyla birlikte İstanbul biletlerini alır. Fakat yolculuklarına az bir süre kala Will'in babası ölür. İngiltere’deki yatılı okulundan kaçarak, içindeki futbol aşkıyla, inancının ve hayallerinin peşine düşen 11 yaşındaki Will’in yolu Bosnalı eski futbolcu Alek’le Paris’te kesişir. Bir süre sonra dünyanın dört bir yanındaki taraftarlar onları yürekten desteklerken, İstanbul’a varmak hayatlarında bir dönüm noktası olur. İstanbul, onlar için, hayattaki yalnızlıklarına rağmen yaşama azmini yeniden kazanmanın, hayal kurmak için asla vazgeçmemenin sembolü haline gelir.