Dr. Martin Harris, Berlin gezisi sırasında bir trafik kazası geçirir ve komaya girer. Komadan çıktığında ise, karısının bile onu tanımadığını görür. Dr. Harris, bir başka kişinin kendi kimliğini çaldığını ve yerine geçtiğini görünce daha da büyük bir şoka uğrar. Kaza öncesinde tanıdığı herkes, artık onun Harris olduğuna inanmamaktadır.Kendi kimliğini ispatlama mücadelesinde yalnızdır, yorgundur ve umutsuzdur. Bilmediği sebeplerden ötürü Gina adlı genç bir kadın ona yardım etmeye başlar...

Soygun suçundan hapiste olan Franck Adrien, kendisi içerideyken karısının maddi sıkıntı çektiğini öğrenir.Artık tek çaresi kalmıştır hapisten kaçmak...

Dedektif Carter ve Müfettiş Lee, bu sefer pek de alışkın olmadıkları bir yerde Paris sokaklarında suçluların peşinde yeni bir mücadele veriyorlar. Fakat ne diline ne de yaşam tarzına alışkın olmadıkları bu şehirde işleri o kadar da kolay olmayacaktır. Büyük çaplı bir suç örgütünü çökertmek için geldikleri Paris'te, aynı zamanda eski dostları Büyükelçi Han'ın kızı Soo Yung'u da kurtarmak istemektedirler. Ama bu sefer oldukça sıkı bir maceranın içine düşmüşlerdir.

Karaiplerin ücra köşesindeki bir adaya gömülmüş bir hazine; kana susamış ve gemisi olmayan, tahta bacaklı bir korsan; şehvetli, mutsuz ama bir gemisi olan barones; hatıralarına kazınmış bir hazine haritası olan ama bir türlü hatırlayamayan korkusuz, hayalperest, genç bir adam; unutulmuş hatıralar konusunda uzman olan sarhoş bir doktor. Ve 1700'lü yılların bir sabahında hepsi gelecekleri için Treasure Island'ın tehlikeli kıyılarına doğru denize açılırlar.