50'lerin Welton Akademisi, ciddi, disiplinli ve akademik çevrelerde saygınlığı yüksek olan bir okuldur. Okul yönetiminin muhafazakar ve ortodoks tavırları okulu öğrenciler için sıkıcı ve bunaltıcı bir hale getirmektedir. Fakat yeni ingilizce öğretmeni John Keating'in okula atanmasıyla çok şey değişecektir.Keating öğrencilerine ders kitaplarını yırtıp atmalarını, kalıplaşmış düşünce şekillerinden uzaklaşmalarını ve hayatlarını dolu dolu yaşamalarını öğütlemesiyle okulun statükocu tavrına son derece zıt bir profil çizmektedir. Öğrencilerini şiir ve nitelikli edebi yapıtlarla tanıştıran Keating onların pek çoğu üzerinde derin bir etki yaratır ve onların geleceğe dair hayallerinin şekillenmesini sağlar. Elbette Keating’in yaklaşımının okul yönetimi tarafından farkedilmesi ve üstüne gidilmesi uzun sürmeyecektir. Fakat okul müdürü Nolan Keating’i okuldan uzaklaştırma kararı aldığında hayatlarını değiştirdiği öğrencileri Keating’i savunmak için harekete geçerler.

Nazi Almanya'sının yasaklananlar listesinde yer alan Swing müziği, gençler tarafından gizli de olsa büyük bir beğeniyle dinlemektedir. Nazi'lerin pek çok yasakla kısıtladığı gündelik yaşamın sınırlarını delmek isteyen iki genç, gündüz Hitler Almanya'sının sadık birer genci, geceleri ise kendi dünyalarının Swing Kids'i olmak arasında iki karaktere bürünmek zorunda kalmışlardır. Ama bu bölünmüşlüğün de elbet bir sonu olmak zorundadır. İki hayat arasında tercih yapmaları gereken gün, kapılarına dayanmıştır.

Edith Wharton’ın aynı adlı romanından uyarlanan filmde, 19. yüzyıl New York sosyetesinin gözbebeği genç Newland Archer, sosyeteye uygun hanım hanımcık bir kız olan May Welland ile nişanlanır, ancak düzenli hayatı, May'in sosyete geleneklerine bir o kadar aykırı kuzeni Kontes Ellen Olenska ile tanıştığı zaman altüst olur. İlk başta, Newland, istismarcı kocasını terk etmiş ve bu yüzden yüksek sosyetede dışlanmış bu güzel kontesi savunur ancak zamanla onda kendisine benzer bir ruh bulur ve birbirlerine aşık olurlar.

Motorsporları dünyasının, araba yarışlarının heyecanını ve gerilimini perdeye taşımayı amaçlayan 'Driven' biri genç diğeri tecrübeli iki yarışçının hikayesini anlatıyor. Jimmy genç, yetenekli ama bir türlü kendini tam olarak işine veremeyen bir pilottur. Hırslı ağabeyinin baskıları da onu zor durumda bırakmaktadır. Üstelik pistlerdeki en önemli rakibinin kız arkadaşına aşık olmuştur. Onun bu aklı dağınık halinden endişe duyan araba sahibi Carl Henry, eski bir yarışçı olan Joe Tanto'dan yardım ister. Eskiden çok iyi yarışlar çıkardığı ve ilerisi için büyük umutlar vadettiği halde feci bir kaza sonucu pistleri terk etmiştir Joe. Geri dönmeyi kabul eder ama böylece tecrübesiyle Jimmy'i zirveye çıkarma amacının yanısıra başka işleri de üstlenmiş olur: Geçmişiyle hesaplaşmak, artık rakibi Moreno ile evlenmiş olan eski karısı Carthy'e karşı duygularını gözden geçirmek gibi.

Roland Suso'nun yönetmenliğini üstlendiği İçimdeki Ben. büyük bir kaza atlatan ve hafızasını kaybeden bir adamın sonrasında yaşadıkları anlatılıyor. Ryan Phillippe, Sarah Polley'in başrolünü üstlendiği filmin konusu kısaca şöyle: Simon, ölümden döndüğü kazanın ardından gözlerini bir hastanede açar. Hafıza kaybından dolayı hayatındaki son iki yıla ait hiç bir şeyi hatırlamamaktadır. Kardeşi Peter'in öldürüldüğünü ve hatırlamadığı bir kadınla evli olduğunu öğrenir. Bu arada aşık olduğu bir kadının garip görüntüleri sürekli zihnini meşgul etmektedir. Sonunda, kardeşinin öldürülmesinin ardındaki nedeni keşfederken, kendi yaşamında da inanılmaz değişimler ortaya çıkar. Şimdi ve hafızasını kaybettiği zaman arasında gidip gelmektedir. Simon, zaman içinde yolculuk mu yapıyordu yoksa hafıza kaybı aslında ciddi bir deliliğin sinyallerini mi veriyordu?

Richard Linklater, pejmürde bir otel odasında geçen öyküyü, Stephen Belber'ın oyunundan uyarlamış. Liseden beri görüşmeyen Vince ve Johnny, yıllar sonra bir otel odasında biraraya gelip eski güzel günleri anarlar. Sohbet, eski bir tecavüz konusunun açılmasıyla renk değiştirmeye başlar. Aralarındaki konuşma içinden çıkılmaz bir hal almaya başladığında, üçüncü kişi de vakit kaybetmeden şenliğe katılacaktır. Dijital kamerayla, 150.000$'ın altına çekilen film, 2001 Sundance Film Festivali'nde gösterildi.

Film Shakespeare uyarlamalarından birisidir.Genç aşıklar Hero (Kate Beckinsale) ve Claudio(Robert Sean Leonard) bir hafta içinde evlenmek üzeredirler. Ama Hero'yu elde etmek isteyen başka bir adamın bir dizi komplosu sonucunda Hero ölmüş gibi gösteriliyor. Asker olan Claudio ve onun asker arkadaşları bu komplonun iç yüzünü ortaya çıkarmaya çalışırlarken ortalık bayağı bir karışıyor. Aslında hiçbir şey için bayağı bir gümbürtü kopartılmıştır?

Bir zamanlar gençleri peşinden sürükleyen disko fırtınasının kişisel dünyalara yansıması

Okul öğrencisi ve Avrupa doğumlu büyükannesi hayatlarının üzücü hikayelerini paylaşıyor.