Tarık'ın köyde doktorluk yapan arkadaşı onu köye çağırır. Onu köye davet eden meslektaşı da ahlaksızlıkları ortaya çıkınca Tarık’ı bile beklemeden kaçar. Güneydoğu'da yer alan bu köy terör ve fakirlikten her zaman etkilenmiştir. Bundan etkilenen Tarık köyde kalmaya karar verir ve doktor olarak orada görev almaya başlar.

Terör olaylarının tavan yaptığı 1997 yılında yurdun dört bir yanındaki ailelere her gün acı haberler ulaşmaktadır. Gözyaşı her gün farklı bir evden ama aynı gerekçeyle akmaktadır. Askerler şehit olurken bölge halkı da terörden ciddi zararlar görmektedir. Evler yakılmakta, insanlar terör ya da devlet yanlısı diye sınıflandırılmakta küçük çocukları zorla dağa çıkarılmaktadır. Bölgede büyüyen Serdar, Kara Harp Okulu’nun son sınıfındayken acı bir haber ile yıkılır. Köy teröristlerce basılmıştır ve hemen hemen tüm köylüler öldürülmüştür. Ölenler içinde Serdar Üsteğmen'in annesi, babası, amcası da vardır. Kız kardeşi ve sevdiği kız ise kayıptır. Üsteğmen Serdar okuldan birincilikle mezun olur. Artık hayatta tek başınadır. Üsteğmen Serdar büyüdüğü köye tayin olur ve macera başlar.

Annesiz babasız büyümüş, genç yaşta hayatın yükünü sırtlamış, çok güzel ve gururlu bir genç kız olan Süreyya’nın, karizmatik iş adamı Faruk’a aşık olup Bursa’ya gelin gitmesiyle başlayan hikayesi.