Erik ve Philip, yazıya tutkun olan iki yakın arkadaştır. Özellikle Erik, yapıtlarını yayınlatabilmek için yayıncıların kapısını sürekli olarak aşındırsa da aldığı red cevabı değişmemektedir. Eric her seferinde yeni hayalkırıklıkları yaşarken Philip bir gecede hiç beklenmedik bir şekilde meşhur olur. Fakat birden altı ay sonrasına, bir akıl hastanesine gidiveririz. Philip hastaneden taburcu olmaktadır. Artık içinde yazmaya dair hiç istek kalmamıştır. Ama Eric, arkadaşının yazıya geri dönebilmesi için elinden geleni yapacaktır * orjinal bir film ve adi ile müsemma. adı, içi olan film 10 numaradır benim için. filmde sadece bu var. yaşayan = philip reprise eden= eric. çok iyi müzikler, Uzay gibi bir Norveç. ardından da bir "Oslo 31 August" iyi gider.

1990'da Norveç'te geçen filmde Katrine adında orta yaşlı bir kadının öyküsü anlatılıyor. Katrine 2. Dünya Savaşı sırasında Alman bir askerin Norveçli bir kadınla ilişkisi sonucu doğmuş, Doğu Almanya'da büyümüş, 20 yıldır ailesiyle birlikte Norveç'te yaşamakta olan mutlu bir insandır. Ancak Berlin Duvarı'nın yıkılmasının ardından ailesinden yıllarca sakladığı karanlık noktalar açığa çıkmaya başlamıştır.

Hikayesi 1130-1240 yılları arasında sürekli isyanlarla geçen gerçek Norveç tarihinden alınan filmde, yıl 1204'tür ve Norveç iç karışıklıklarla kasıp kavrulmaya devam etmektedir. Norveç Kralı ve çok fakir olduklarından akçaağaç kabuklarından yaptıkları ayakkabıları giydikleri için Birch Legs olarak adlandırılan grup, zafer kazanmak için herşeyi yapabilecek kilise piskoposunun adamlarına karşı savaşmaktadırlar. 2 yıl sonra 1206'da kral ölüm döşeğindedir ve geriye bırakabildiği tek varisi küçük yaştaki gayrimeşru oğlu Håkon Håkonsson'dur ve krallığın yarısı o bebeğin kellesini istemektedir. Ancak Skjervald ve Torstein adlarındaki iki Birch Legs savaşçısı hayatları pahasına bu veliaht prensi korumaya kararlıdırlar. İki savaşçı ve bebek çetin Norveç kışında ülkenin tarihini değiştirecek tehlike dolu bir yolculuğa çıkarlar.

Fakir bir çiftçinin oğlu olan Espen "Ash Lad", prensesini Dağ Kralı olarak bilinen aşağılık bir trolden kurtarmak için kardeşleriyle tehlikeli bir arayışa giriyor;

Küçük Emma'nın beşinci yaş gününe az bir süre kalmıştır ve istediği tek şey sevimli bir köpeğe sahip olmaktır. Bir veteriner olan annesi, bir köpeğin sorumluluğunu üstlenebilmesi için biraz daha büyümesi gerektiğini söylese de Emma, beş yaşın yeterince büyük bir yaş olduğu konusunda diretmektedir. Casper ise yeni bir anaokuluna başlar ve burada Emma ile tanışır; kısa süre içerisinde birbirlerinin en yakın arkadaşı olurlar. Zamanlarını daima birlikte oyun oynayarak geçirirler. Günlerden bir gün Emma, Bassa isimli son derece sevimli bir köpekle karşılaşır ve ona adeta aşık olur. Şimdi yapması gereken ise onu bir an önce evine götürmektir.

Japon iş adamı Katsumi Hosokawa‘nın doğum günü için özel bir parti düzenlenmektedir. Amerika’nın ünlü sopranosu Roxanne Cross da partinin konukları arasındadır ve özel bir konser verecektir. Başkan yardımcısının evinde verilen partide başlarda her şey yolundadır. Fakat partinin sonlarına doğru bir grup terörist partiyi basar. General Benjamin tarafından tutuklanan yoldaşlarının serbest bırakılmasını isteyen teröristler evdeki herkesi rehin alır. Bir süre sonra rehine sayısındaki fazlalık teröristler için sorun olmaya başlar. İçlerinde Katsumi Hosokawa ve Roxanne Cross’un da yer aldığı bir grup önemli kişi dışındakileri serbest bırakırlar. Hosokawa ve Cross bir ay sürecek bu zorlu bekleyiş sırasında birbirlerini yakından tanıma fırsatı bulur.

Norveç'teki terör saldırılarının ardından olayı bizzat yaşayan bir genç, yaslı aileler ve bir ulus, adalet ve toparlanma için birlik olur.

Açılışla birlikte kral ve kraliçe zehirlenir. Ardından Per ve Pal kardeşler şüpheli olarak tutuklanır. Küçük kardeş Espen (Kül Oğlan) ve prenses Kristin saf altından yapıldığı söylenen efsanevi Soria Moria kalesini bulmak için işe koyulur. Soria Moria'da, Yaşam Suyu içeren bir kuyu vardır. Kristin'in ebeveynlerini tedavi edebilecek tek şey bu kuyudur. Ancak bazı kötü niyetli Danimarkalılar da kaleyi bulmak için arayış içerisindedir. Espen ve Kristin başarısız olursa kardeşler, krallık ve belki de tüm dünyanın sonu gelecektir.

Alaska'da bir kasaba olan Nome'da ölümcül bir salgın başlar. Salgının tek çaresi 600 milden daha uzak olan bir yerdedir. Kasaba halkı, köpek ve kurt eğitmeni Leonhard Seppala'dan serumu getirmesi için yardım ister. Seppala, cılız görünümlü ve yaşlı bir Sibirya kurdu olan Togo'yu liderlik etmesi için yanında götürür. Seppala'nın eşi Constance, Togo'yu yavru olduğu dönemden beri tanıyordur ve onun her koşulda cesaret ve sadakat gösterebileceğini biliyordur. Seppala ve Togo yoldayken korkunç bir fırtınayla karşı karşıya kalırlar. -70 dereceye varan soğukta Togo ve Seppala büyük bir yaşam mücadelesi verecektir.

Bir tanker ufak bir sebepten tünelin içinde kaza yapınca Noel için evlerine gitmekte olan insanlar bir anda ölümcül bir yangında dumanların arasında mahsur kalırlar. Dışarıda ise şiddetli kar fırtınası ve çığ yardım ekiplerinin olaya müdahale etmesini zorlaştırmaktadır. Tünelde mahsur kalan insanları amansız bir yaşam mücadelesi beklemektedir.

Kıyamet sonrasındaki kıtlıkta bir otelde düzenlenen tuhaf gösteriye kitleler akın eder. Bir aile ise giriş ücretinden daha büyük bir bedel ödeyeceklerini fark eder.

12 yaşındaki Petter ve ailesi yaz için ıssız bir çiftliğe taşınırlar. Bu durum Petter'ın canını çok sıkar. Ormanda dolaşırken bulduğu köpek hayatını değiştirir. Sahibinden oldukça kötü muamele görmüş bu köpeğin bakımını üstlenir. Ancak sahibi, köpeği geri istemektedir. Petter, Kızılderili Nina ve boğa Samson birlik olup köpeği kurtarmak için yola koyulurlar. Bir yandan da kasaba sakinlerini uzun zamandır rahatsız eden araba hırsızlarının da foyasını meydana çıkarırlar. Petter'ın sıkıcı yaz tatili birden bire tehlike ve heyecan dolu bir maceraya dönüşür. Şehirdeki arkadaşlarını özlemez bile; çünkü inanılmaz gözükse de yaz tatilinde bir köpek, bir kız ve bir boğa ile hayat boyu sürecek bir dostluk kurmuştur...

Václav Vorlícek'in 1973 yapımı Çek filmi "Külkedisi İçin Üç Dilek "in Norveç yapımı yeniden çevrimi. Babası öldüğünden beri Külkedisi, ona kendi evinde bir hizmetçi gibi davranan zalim üvey annesi ve şımarık üvey kız kardeşiyle birlikte yaşamaktadır. Külkedisi, ormana yaptığı günlük kaçışlardan birinde, aralarında krallığın yakışıklı Prensi'nin de bulunduğu birkaç adamın avlanmasını engeller. Sindirella ve Prens birbirlerinden hemen etkilenirler, ancak Prens'in bir sonraki kraliyet balosunda uygun bir gelin bulması beklenmektedir ve Sindirella'nın bu baloya katılmasına izin verilmez. Büyük bir cesaretle donanmış ve üç sihirli meşe palamudundan güç alan Sindirella, kendi ayakları üzerinde durmaya ve kendi kaderini belirlemeye karar verir. Üvey annesinin zulmünden kurtulabilecek ve gerçek aşkı bulabilecek midir?

O insanların en cesuru değil ama ona büyük bir sorumluluk ve muazzam bir görev verildi; 2. Dünya Savaşı'nın patlak verdiği ve Norveç'in işgali sırasında tüm Norveç altın rezervini Almanlardan almak.