Tarihçilere göre, Çin’de Üç Krallık döneminde meydana gelen en kanlı savaş olarak bilinen Red Cliff savaşına 1 milyon asker katılmıştı. Hong Kong asıllı yönetmen John Woo, Çin tarihinin dönüm noktası olan bu savaşı en gerçekçi şekliyle beyazperdeye yansıtmak için 80 milyon dolarlık bütçeyle çalıştı.

Milattan Sonra 450 yılında,Çin Ruoran kabilesinin tehdidi altındandır. Bu tehdidi bertaraf etmek isteyen emekli bir asker olan Hua Hu, tekrar ülkesine hizmet vermek için orduya katılmak konusunda ısrarcıdır. Hua Hu’nun çok zeki ve savaş konularında oldukça yetenekli bir kızı vardır. Fakat orduya sadece erkekler katılabilmektedir. Mulan, babasını sarhoş eder ve babasının kıyafetlerini giyerek onun yerine savaşa katılır. Sert askerlik eğitimleri boyunca Mulan ne kadar cesaretki ve durdurulamaz olduğunu herkese kanıtlar.

Cao Nan adında gözü kara bir katil tarafından yönetilen acımasız bir çete, şehrin sokaklarında dehşet saçmaya başlarlar. Önlerine çıkan herkesi acımadan öldüren bu grubun kanlı oyununa son vermeye karar veren polisler, uzun süredir Namın peşinde olan dedektif Lui önderliğinde harekete geçerler. Ancak kısa süre sonra, bu adamları durdurmanın sandıkları kadar kolay olmayacağını anlarlar.

Çin'de halkını sefil bir yaşama mahkum ederek hüküm süren Mançu Qing Hanedanına karşı, özgürlükçü demokratik bir halk devrimi için toplumun her kesiminden insanlar bir araya gelmektedir. Devrime destek sağlamak için Dr. Sun Hong Kong'a gelecektir. Bunu engellemek isteyen hanedan bir çok suikastçısını görevlendirmiştir. Devrim yanlıları da Dr Sun'u korumak için hayatlarını feda etmeyi göze almışlardır. Suikastçiler ve fedailer arasında Hong Kong sokaklarında dava için sürdürülen ölümüne bir yarış * başlangıcı sıkıcı gibi görünsede film başarılı bir sekilde devam ediyor. özgürlük adına yapılan 3. sınıf saçma Amerikan propagandalarından çok daha başarılı bir yapım * İnsanların özgürlük için yaptığı fedakarlıkları konu alan bir film ve kısaca izlerken insanda gerçekten derin bir etki yaratıyor, ayrıca filmde aksiyon sahneleri çok iyi işlenmiş, uzak doğuyu yaşatan bir film olmuş, Şöyle bir örnekle ip man filmini beğenen biri olarak ben bu filmi çok beğendim

Muhteşem bir başyapıt. İlk filmiyle beğeniyi toplayan Kızıl Uçurum, ikinci filmiyle izleyiciyi kendisine daha da çekmeyi amaçlıyor. Çin'de Üç Krallık döneminde meydana gelen en kanlı savaş olarak bilinen Kızıl Uçurum savaşına 1 milyon asker katılmıştı. Hong Kong asıllı yönetmen John Woo, Çin tarihinin dönüm noktası olan bu savaşı en gerçekçi şekliyle beyazperdeye yansıtmak için 80 milyon dolarlık bütçeyle çalıştı.

Şiddetli bir tanışmadan sonra dolandırıcı olan Tang efsanevi eşkıya Pocky Zhang’e çekici bir teklifte bulunur. Tang, Pocky Zhang’e Goose Town’ın valiliğini ve hayatında göremeyeceği kadar para teklif eder. Fakat ikili Goose Town’ın acımasız ve bir o kadar da zengin Master Huang tarafından yönetildiğinin farkında değildir.

1949’da, Çin İç Savaşı’ndaki Huaihai çatışmaları sırasında, Dokuzuncu Piyade Bölüğü’nün lideri olan Yüzbaşı Guzidi, geri çekilme emri ona ulaşana kadar savaşmakla görevlendirilmiştir. Çatışmanın en ölümcül dakikalarında, bölük büyük kayıplar vermiş ve cephanesini neredeyse tüketmişken Yüzbaşı’nın en sadık adamı, yaşamını teslim etmeden önce bir geri çekilme emri geldiğini duyurur. Yüzbaşı Gu, arkadaşına inanmaz ve ne pahasına olursa olsun savaşmaya devam etmelerinde ısrarcı olur. Çok geçmeden, destek birliklerinin savaş alanından çekilmiş olduğunu ve emrindekilerin, onun ısrarcılığı yüzünden, belki de bir hiç için canlarını verdiklerini anlar. Çıldıran Gu, tek başına düşman siperlerine saldırır fakat hayatta kalır ve rütbeleri sökülmüş olarak bir hastanede uyanır.

Zhao ve Liu, ellili yaşlarında iki iş arkadaşıdır. Birlikte içki içip sarhoş oldukları bir gece, Liu ansızın ölüverir. Dostuna geçmişte verdiği sözü tutmak isteyen Zhao, Liu’nun cesedini doğduğu topraklara götürmek için Çin boyunca binlerce mil yol almayı göze alır. Yolculuk esnasında bir çok zorlukla karşılaşır. İnatçı köylü ülkeyi bir baştan diğerine kat edecek bir otobüse atlar fakat otobüs soyguncular tarafından durdurulur. Bir otelde geçirdiği gecenin ardından Zhao bu defa yolculuk için ayırdığı paranın çalındığını görür ve umutsuzluğa düşerek ağlamaya başlar. Ancak kararlılığı, gayreti ve nüktedan dili sayesinde her türlü zorluğun üstesinden gelir. Çin’in olağanüstü güzelliklerine tanıklık edeceği seyahati boyunca Zhao pek çok farklı karakter ile karşı karşıya gelecektir.

Changjin Gölü Savaşı'ndan sonra Çin Gönüllü Halk Ordusu, geri çekilen Amerikan birliklerinin ilerleyişini yavaşlatmak için Water Gate köprüsünü imha etme görevini üstlenir.

Genç ve ne yapacağı kestirilemeyen bir kral tarafından yönetilen Pei Krallığı’nda, askeri kumandan içten ve dıştan tehlike ile karşı karşıyadır. Ancak onun gizli bir silahı vardır; gölge. Bu yöntem sayesinde, hem Pei’nin düşmanlarını hem de kralı kandırabilecektir. Takıntı haline getirdiği rakip krallığı ele geçirmeyi planlayan kumandan, bu zamana kadar hiç görülmemiş, baş döndürücü bir saldırı gerçekleştirmek için, eşi (gölge) ve iki krallığın da kralına yönelik bir planı uygulamaya başlar.

1950 kışında, Kore Savaşı sırasında Changjin Gölü'nün buzlu ve karlı bölgesinde, Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasında kanlı bir savaş başlamak üzereydi.