MS 1375de Çin'de Ming hanedanlığı kurulur ve Yuan hanedanını çin seddinin kuzeyine sürer. Bir Ming elçisinin öldürülmesi nedeniyle Ming ile Koryu(Kore) hanedanlığının arası açılır. Koryu bir diplomat gurubunu ilişkileri düzeltmek için yollar fakat gelenler casus olduğu gerekçesiyle iyi karşılanmazlar ve tutuklanırlar. Bu arada Timur askerlerinden bir gurup Koryu diplomatlarını ve korumalarını tutuklayan çin askerlerine saldırır ve onları öldürürler. Serbest kalan parasız ve yorgun Koryu ekibi memleketlerine dönerken yolda Yuan hanedanlığına ait bir generalin askerleriyle birlikte Ming hanedanlığının prensesini kaçırdıklarını görürler.

İsa'dan Sonra 924'te, Birleşik Shilla Hanedanı'nın sonu gelmiştir. Şer güçler şahlanmış, acımasız iblisler kol gezmektedir. Ruhları görme yetisine sahip YI Kwak, nişanlısı Yon-hwa'yı köy halkının ihanetiyle kaybettikten sonra kraliyet iblis avcıları birliği Chuyongdae'ye katılır. Onun da katılımıyla karanlığın güçlerine karşı güçlü savaşçılarla üstünlük sağlamış olan kraliyet birliğinin lideri Ban-chu karısının ölümünden soyluları suçlamakta ve intikam almak için sadık askerleriyle başkente saldırmayı planlar. Ancak ani bir baskın her şeyi mahveder. Kurtulmayı başaran YI Kwak, tuhaf bir tapınak aracılığıyla ölülerin dünyası olan Jungcheon'a sürüklenir. Jungcheon, Budist inancına göre Cennet ve Yeryüzü arasında olan bir ara dünyadır, yeniden doğmak için hazırlanan ruhların 49 gün boyunca kaldığı bir yerdir.

Umutsuz bir aşkın peşine düşen ve sürekli yolları şaşıran bir kız, yine unutkanlık sonucu bir erkekle karşılaşır ve tesadüfler sonucu ona aşık olur. Biraz zorlamayla başlayıp, gerçek bir aşka dönüşen bu ilişki, zamanla gelişen umutsuz bir hastalığın kurbanı olacaktır. Ve aşkın tek besini anılar, yavaş yavaş silinir. anıların silinmesiyle korku başlar...

1930'ların kaos içindeki dünyasında Kuzeydoğu Asya'da, Kore Yarımadası Japon Emperyalistlerinin eline düşmüştü pek çok Koreli Çinle ülkelerini ayıran Mançurya'ya, atlarla dolu uçsuz bucaksız otlaklara ve vahşi topraklara kaçmıştı, ve bu acımasız yerde hayatta kalabilmek için bazıları kaçınılmaz olarak atlı haydutlara dönüşmüştü. Bir hırsız olan UTae-gu (Tuhaf) bir Japon subay trenini soymaya kalkışır, ancak işler karışır ve Japonlarla silahlı çatışmaya girer. Kurşun yağmurunun ortasında Qing Hanedanının Mançurya'da bir yere gömdüğü hazinenin yerini gösteren esrarengiz bir haritayı ele geçirir.

Hye-Young, Amsterdam'da yaşayan genç ve güzel bir ressamdır. Şehrin en işlek meydanında insanların resimlerini yaparak geçimini sağlamaktadır. Park Yi ise, şehirde uluslar arası uyuşturucu trafiğinde önemli rol oynayan Kore mafyasının emrindeki bir kiralık katilidir. Park Yi, bir papatya tarlasında resim yaparken gördüğü Hye-Young'a aşık olur. Onun çalıştığı meydanı karşıdan net bir şekilde gören bir daire kiralar ve hergün onu izler. Ancak kendini gösterme cesaretini bulamaz. Bunun yerine hergün saat 4:15'de onun dükkanının önüne bir demet papatya bırakıp, "çiçekler" diye bağırıp ortadan kaybolmaktadır. Bu gizemli hayranından hergün aynı saatte çiçekler alan Hye-Young, hiç görmediği bu adama aşık olmuştur. Bir gün, Hye-Young kalabalık meydanda çalışırken, tesadüfen saat 4:15'de elinde bir demet papatya ile karşısına bir adam çıkar. Ama bu adam, uyuşturucuların peşindeki İnterpol dedektifi Jeong Woo'dur

8 yıl önce, bir kültür merkezinde edebiyat öğretim üyesi olarak çalışmakta olan Üniversite Profesörü Hak-Kyu ( Jung Woo-Sung ) kendinden yaşça küçük olan eski bir eğlence parkı çalışanı Deok-Yi'ye aşık olur. İkisi arasındaki ilişki bir skandala yol açar ve Hak Kyu Deok Yi'yi arkasında bırakarak küçük bir kasabaya taşınır. Geçirdiği bir rahatsızlık sonucu görme yetisini kaybeden Hak Kyu aradan geçen 8 yıldan sonra popüler bir yazar olmuştur; fakat şimdi de bir cinayet zanlısı olarak suçlanmaktadır... Film klasik Kore masalı olan "Simcheong Hikayesi" ("Simcheong Jeon") 'un günümüze uyarlamasıdır.

Ha Yoon-ju, Kore Polis Kuvvetleri Özel Suçlar birimine sınavla kabul edilir. Bu özel suç birimi, potansiyel suçluları gözetim altında tutarak onların hareketlerini takip etmektedir. Ha Yoon-ju, liderliğini Hwang Sang-Jun’un yaptığı ekibe girer. Birbirinden yetenekli üyelerin bulunduğu bu ekip tehlikeli suç organizasyonunun başı olan James’in izini sürmeye başlar...

Dedektif Han Do Kyung'un karısı son evre kanserdir. Karısı için asla yapmayacağı bir şey yapar ama yakalanır. Han Do Kyung savcılığın baskı altındayken Park Sung Bae'yi tutuklamaya çalışır.

Kuzey Kore istihbarat bürosunda eski bir ajan olan Eom Chul-Woo (Jung Woo-Sung) ile Güney Koreli bir hükümet yetkilisi olan Kwak Chul-Woo (Kwak Do-Won), Kore savaşını önlemek için gizli bir operasyon yürütüyor…

Film, Kuzey Kore ve Güney Kore’nin birleşme kararından sonra gelişen olayları konu almaktadır. 2029 yılında Kuzey Kore ve Güney Kore hükümeti birleşerek bir devlet kurmayı kabul eder. Son 5 yıldır da bunun için hazırlıklar yapılmaktadır. Bu arada, birleşmeyi destekleyen ve bu birleşmeye karşı çıkanlar olmak üzere insanlar iki gruba ayrılır ve büyük tartışmalar meydana gelir.

Soon-Ho fakir bir avukattır. Cinayet davasında bir şüpheliyi savunuyordur. Soon-Ho, dava üzerinde çalışırken Ji-Woo ile karşılaşır. Cinayet davasındaki tek tanık Ji-Woo'dur ve otizmlidir.

Beş parasız kalan Joong-Man, bir çanta dolusu para bulur. Gümrük memuru Tae-Young, kız arkadaşı onu dolandırıp kaybolunca büyük bir borca girer. Borsada tüm parasını yitiren Mi-Ran geçinmek için konsomasyona çıkmaya başlar. Feleğin çemberinden geçmiş bahtsızların yolları bir noktada kesişecektir.

Film, yaklaşan bahar öncesinde sert bir kış geçiren Seul'de Başkan Park'a düzenlenen suikastın ardından yaşananları konu alıyor. Büyük bir kaos yaşananırken herkesin özlemini duyduğu Seul baharı beklenmedik bir yöne doğru yönelir.