Avustralyalı yazar Liane Moriary’nin aynı adlı çok satan romanından uyarlanacak Big Little Lies’da; dışarıdan mükemmel hayatlara sahipmiş gibi gözüken üç kadının, bir cinayet olayı ile yollarının kesişmesi işlenecek. Çocukları anaokuluna giden kadınlar, veli toplantısı esnasında gerçekleşen bir cinayeti aydınlatmaya çalışacak.

Kendisine akıl hastası, şizofreni teşhisi konulan ve çocukluğundan beri bununla mücadele eden David Haller'i (Dan Stevens) merkezine almaktadır. Hayallerinde bir kız ile tanışır ve herşey bir anda değişir. Gördüğü ve duyduğu tüm seslerin gerçek olma ihtimali ile karşı karşıyadır.

II. Dünya Savaşı’nın yarattığı yıkımın ardından İngiltere siyasi karışıklık içindedir ve bu zorlu dönemde tahta bir kadın geçmektedir. II. Elizabeth'in tahta geçmesi ile yeni bir dönem başlayacaktır. Kraliçe II. Elizabeth'in tahttaki ilk yıllarının perde arkasının konu edildiği dizide, siyasi rekabetler, aşk ve 20. Yüzyılın ikinci yarısına şekil veren olaylar anlatılıyor.

Los Angeles'ın dışarıdan gelen güçlerce işgal edilip duvarla çevrilmesinin ardından eski bir FBI ajanı ve eşi, kayıp oğullarını bulmak için her şeyi riske atar.

İki konuk ileri teknolojinin kullanıldığı bir eğlence parkında Vahşi Batı macerasına çıkar. Parktaki insanlar robottur ve park Roma, Vahşi Batı ve Ortaçağ dönemlerine benzetilerek sahici bir hayat yaratmak amacıyla tasarlanmıştır. Merkezi bilgisayar sistemi bozulunca robotlar zincirlerini koparır ve parkın iki konuğu robot bir silahşör tarafından takip edildiklerini fark eder.West World ya da Batı Dünyası, yapay bilincin ortaya çıkması ve suçun geleceğiyle ilgili karanlık bir yolculuğu anlatmaktadır.

Rosie Larsen’i Kim Öldürdü? Rosie Larsen düzgün, okulunda başarılı, kendi halinde bir kızdır. Sevgi dolu bir ailede 2 küçük erkek kardeşiyle mutlu mesut yaşamaktadırlar. Tek hatası şımarık bir zengin çocuğuyla yaşadığı oldukça kısa süreli aşk! Dizi, işini bırakıp evlenmek ve tek oğluyla birlikte taşınmak isteyen polis Sarah Linden’in bu cinayeti araştırmak için yolculuğunu ertelemek zorunda kalmasıyla başlar.

Buzda geçen 250 yıldan sonra yeni bir vücutta dirilen bir mahkûm, özgürlüğünü geri kazanmak için akılalmaz bir cinayeti çözmek zorundadır.

Irak'ta öldürüldüğü tahmin edilen bir Amerikan askeri, kaybolduktan 8 yıl sonra geri döner. Ancak eve dönüş sevinci sona erdikten sonra, onun gerçekten bir Amerikan kahramanı olup olmadığı ya da bir terör saldırısı planlayan uyuyan bir hücrenin parçası olup olmadığı konusunda şüpheler ortaya çıkar.

Neil Gaiman'ın aynı isimli romanından uyarlanan dizide eski bir mahkum, bir dolandırıcının seyahat ortağı olur. Ancak zamanla dolandırıcının yeni tanrılarla savaşmak için asker toplamaya çalışan eski tanrılardan biri olduğu ortaya çıkar.

Hill House, 80 yıl önce Hugh Crain tarafından yaptırılan ve birçok tepenin arasında kalan bir malikânedir. Hikaye dört ana karakter ile ilerler; doğaüstü araştırmacı Dr. John Montague, çekingen genç kadın Eleanor Vance, tasasız ve derbeder bir hayat yaşayan, lezbiyen sanatçı Theodora ve onlara ev sahipliği yapan, Hill House'un genç mirasçısı Luke Sanderson... Dr. Montague, doğaüstü varlıkların bilimsel kanıtını bulma umudu ile Hill House malikânesini kiralar. Geçmiş tecrübelerinden yola çıkarak, paranormal hikayelere ilgi duyan birçok insanı davet eder. Bu daveti sadece Eleanor ve Theodora kabul eder. Geçmişi korkunç hikayelerle dolu bu evde her biri ayrı odalarda yaşamaya başlar. Kısa süre içinde, açıklanamayan tuhaf ve paranormal olaylar ile hikaye gelişir.

The OA, yedi sene önce kaybolduğunda gözleri görmeyen, kör bir kadın olan Prairie Johnson'ın, yıllar sonra gözleri düzelmiş bir şekilde ortaya çıkışının gizemli hikayesini anlatıyor.

Dizi, Pennsylvania’daki küçük bir kasabada yaşanan genç kadın cinayetlerini ve onları araştıran dedektif Mare Sheehan’ın henüz taze olan aile trajedisi arasında sıkışıp kalmasını konu ediniyor.

Daedalus uzay aracının ilk mürettebatı, Mars'ta ilk sürdürülebilir koloniyi başarılı bir şekilde kurmak için kendisini insan kabiliyetinin eşiğine getirmelidir. Hem gelecekte hem de günümüzde geçen bu seri, gelecekte belirlenen senaryolu unsurları, modern bilim ve inovasyon alanında günümüzün en iyi ve en parlak beyinleri ile belgesel gerçek röportajlarla harmanlayarak, araştırma ve geliştirmenin uzay teknolojisini nasıl yarattığına ışık tutuyor. Mars'a bir göreve ilk girişimi.

Einstein’ın başarılarını ve hayatının bilinmeyen yönlerini anlatan “Deha”, öğretim görevlisi pozisyonlarında yer almayı başaramayan, doktoraya kabul edilmeyen fakat hayal gücü kuvvetli ve isyankar olan bir patent görevlisinin nasıl evrenin ve atomun sırlarını gün yüzüne çıkardığını anlatıyor. Her bölüm Einstein’in olağanüstü bilimsel başarıları ile beraber bu güne kadar çok fazla konuşulmamış karmaşık ve tutkulu kişisel hayatına da ışık tutuyor.

Louis C.K. kendisinin kurgulanmış bir versiyonu olarak yıldızlar; New York'ta iki kızını büyüten komedyen ve yeni boşanmış bir baba.

2006 yılında Tony ve Emily Hughes, 5 yaşındaki oğulları Oliver ile Fransa'ya giderler, Oliver'ın Kuzey Fransa'daki büyük bir kutlamada kaybolmasıyla tatilleri kabusa dönüşür.

CIA ajanı Eva Geller (Michelle Monaghan), kamu düzenini bozarak uluslararası kamuoyunun ilgisini üzerini çeken bir adamla (Mehdi Dehbi) ilgili bilgileri ortaya çıkarır ve adamın kökenini araştırmaya başlar. Adam, onun mucizeler yarattığını iddia eden müridler kazanmaya devam ederken, küresel medya bu karizmatik adamın cazibesine giderek daha fazla kapılmaya başlar. Geller, bu adamın gerçekten ilahî bir varlık mı yoksa dünyanın jeopolitik düzenini bozabilecek aldatıcı bir sahtekâr mı olduğunu ortaya çıkarmak için uğraşmalıdır. Hikâye ilerledikçe, olaylar İsrailli bir istihbarat görevlisi (Tomer Sisley), Texaslı bir vaiz (John Ortiz) ve kızı (Stefania LaVie Owen), Filistinli bir mülteci (Sayyid El Alami) ve olayı haber yapan bir gazeteci (Jane Adams) gibi birçok farklı kişinin bakış açısından, iç içe geçmiş şekilde anlatılır.

Hatfields & McCoys ismindeki mini dizi, Amerika’nın Batı Virginia eyaletinde yaşayan Hatfield ve Kentucky eyaletinde yaşayan McCoy ailelerinin mücadelesi üzerine odaklanıyor. 1800’lü yıllardan itibaren aralarında devam eden sürtüşme ve kan davası nedeniyle ülkenin en tanınmış düşman aileleri olarak bilinen iki tarafın arasındaki nefret dolu rekabet her iki taraftan birçok ölüme neden olurken, olaylar neredeyse Batı Virginia ve Kentucky eyaletleri arasında bir iç savaşa kadar tırmandı. Devil Anse Hatfield ve Randall McCoy aslında Amerikan İç Savaşı döneminde iki arkadaş iken savaş sonrasında eve döndüklerinde aralarındaki ilişki bozulmuştur. Ted Mann (Deadwood) ve Ron Parker (Broken Trail) ikilisinin senaryosunu hazırladığı dizi, ana hikaye olarak bizlere bu mücadeleyi anlatırken bir yandan da Hatfield’in oğlu ile McCoy’ın kızı arasındaki aşk ilişkisi, eyalet başkanlarının çatışması, McCoy’ın oğullarının yaşadıkları, kundaklama olayları ve işlenen cinayetler gibi birçok gelişmeyi gözler önüne serecek.

A three-part drama about serial killer John Christie and the murders at 10 Rillington Place in the 1940s and early 1950s.

Bates Motel, Carlton Cuse, Kerry Ehrin ve Anthony Cipriano tarafından televizyon için hazırlanan bir Amerikan gerilim dizisidir. Alfred Hitchcock'un çığır açan 1960 yapımı filmi Psycho'daki olayların öncesini anlatan bu dizi, Norman Bates ve annesi Norma'nın hayatına odaklanıyor. Dizi, Norma'nın kocasının ölümünden sonra, yeni bir hayata başlamak için oğlu ile birlikte bir motel satın almasıyla başlar. Norma ve Norman sahil kasabası Oregon'daki evlerine yerleştikten sonra, kasabanın hiç de göründüğü gibi olmadığını anlarlar. Yerli halk da onlarla kendi sırlarını paylaşmamaya kararlıdır. Ama Bates ailesi kendi sırlarını korumak için her şeyi yapacaklardır. Dizi, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi eleştiri sitelerinden genel olarak olumlu eleştiriler almıştır. Vera Farmiga, dizideki performansıyla 2013 Emmy Ödüllerinde, En İyi Kadın Oyuncu Emmy Ödülü'ne aday gösterildi.