In Tree Hill, North Carolina two half brothers share a last name and nothing else. Brooding, blue-collar Lucas is a talented street-side basketball player, but his skills are appreciated only by his friends at the river court. Popular, affluent Nathan basks in the hero-worship of the town, as the star of his high school team. And both boys are the son of former college ball player Dan Scott whose long ago choice to abandon Lucas and his mother Karen, will haunt him long into his life with wife Deb and their son Nathan.

"Cesaret, cazibe, zafer... Şimdi ""GLOW"" zamanı! 80'lerin kısa süreli ama çok sevilen şov programından ilham alınarak hazırlanan GLOW, 1980'li yıllarda Los Angeles'ta yaşayan ve yükselmek için çabalayan işsiz bir aktris olan Ruth Wilder'ın (Alison Brie) kadın güreşçilerin parlak ve spandexli dünyasına dalarak bir star olma yolunda son bir şans yakalamasını anlatıyor. Hollywood'da yer bulamamış 12 diğer kadının yanı sıra, Ruth'un rakipleri arasında eski bir dizi oyuncusu olan ve bebek sahibi olmak için işi bırakan Debby Eagan (Betty Gilpin) da vardır; çünkü Debby bu yeni hayatın hayal ettiği kadar mükemmel olmadığını fark edip sektöre geri dönmüştür. Tüm bunların merkezinde, düşük bütçeli filmlerin bitip tükenmiş yönetmeni Sam Sylvia (Marc Maron) yer almaktadır. Sam'in yeni görevi, bu 14 kadına güreşin yıldızı olma yolunda önderlik etmektir.

Yetim Black, Sarah adında zor koşullara adapte olabilmiş kılık değiştiren bir yetimdir. Bir kadının intiharına tanık olduktan sonra Sarah kurbanın kendine çok benzediğini fark eder. Ölü kadının yerine geçerek birikimlerini kullanınca bütün sorunlarının çözüleceğini zannederken onun yerine şaşırtıcı bir gizemin farkına varır: Ölü kadın ve kendisi birer klondur. Sarah cevaplar aradıkça kendisi gibi birçok insanın olduğu öğrenir. Bu kişiler aile fertlerinden şüphelenmeyen ve tamamen farklı koşullarda yetişen genetik olarak aynı insanlardır. Bu klonları kimin yarattığını bilmezken neden bir suikastçi tarafından bir bir öldürüldüklerini de bulmak zorundadır.

Alan Shore and Denny Crane lead a brigade of high-priced civil litigators in an upscale Boston law firm in a series focusing on the professional and personal lives of brilliant but often emotionally challenged attorneys. A spin-off of long-running series The Practice.

I Am Not An Animal is an animated comedy series about the only six talking animals in the world, whose cosseted existence in a vivisection unit is turned upside down when they are liberated by animal rights activists.

"Bir insan on dakikada ortalama kaç kez yalan söyler?" sorusu ile yola çıkan Lie to Me, Dr. Lightman ve ekibinin yalanları ortaya çıkartma sürecini konu alan, psikolojik ağırlığı da olan bir yapım. Her bölümde, yeni davalar, yeni yüzlerma benzer yalanlar ile mücadele eden Lightman Grup, beden dilini ve yüz ifadelerini okuyarak yalanları analiz ediyor, sıradan vatandaşlardan hükümetin askeri birimlerine kadar her türlü çözümsüz vakayı ele alıyor. Amerikalı Davranış Bilimcisi Paul Ekman’ın hayatından yola çıkarak yaratılan dizide, yönetmen Quentin Tarantino'nun sevdiği oyunculardan Tim Roth, Dr. Lightman karakteriyle başrolde karşımıza çıkıyor.

Set during Christmas 1988, Lol is haunted by the devastating events that took place two and a half years before. She and Woody both find themselves struggling to cope with their lives without each other after he leaves the gang. Lol is carrying the burden of her guilt, whilst Woody is trying to build a domestic life with a new girlfriend and a potential promotion at work. Shaun has started drama college and, although still in a relationship with Smell, he has grown close to a girl performing in his Christmas play.

Ağabeyiyle Philadelphia'da geçirdiği bir gecenin ardından başarılı kariyeri ve hayatı tehlikeye giren dünyaca ünlü komedyen çaresizce bir çıkış yolu arar.

CIA ajanı Eva Geller (Michelle Monaghan), kamu düzenini bozarak uluslararası kamuoyunun ilgisini üzerini çeken bir adamla (Mehdi Dehbi) ilgili bilgileri ortaya çıkarır ve adamın kökenini araştırmaya başlar. Adam, onun mucizeler yarattığını iddia eden müridler kazanmaya devam ederken, küresel medya bu karizmatik adamın cazibesine giderek daha fazla kapılmaya başlar. Geller, bu adamın gerçekten ilahî bir varlık mı yoksa dünyanın jeopolitik düzenini bozabilecek aldatıcı bir sahtekâr mı olduğunu ortaya çıkarmak için uğraşmalıdır. Hikâye ilerledikçe, olaylar İsrailli bir istihbarat görevlisi (Tomer Sisley), Texaslı bir vaiz (John Ortiz) ve kızı (Stefania LaVie Owen), Filistinli bir mülteci (Sayyid El Alami) ve olayı haber yapan bir gazeteci (Jane Adams) gibi birçok farklı kişinin bakış açısından, iç içe geçmiş şekilde anlatılır.

Berlin, 1941. Beş arkadaş Avrupa’nın çehresini ve kendi hayatlarını değiştirecek bir macerada kahraman olmak istemektedir. Wilhelm savaştan çok edebiyata ilgi duyan hassas bir hayalperest olan küçük kardeşi Friedhelm ile doğu sınırına gider. Doğu sınırındaki Wehrmacht’ta çalışmayı dört gözle bekleyen hemşire Charlotte ise Wilhelm’e aşıktır. Greta hayalleri olan yetenekli bir şarkıcıyken, Yahudi erkek arkadaşı Viktor ailesini Almanya’dan ayrılmaya ikna edememiştir. Friedhelm zaman içinde ruhsuz bir ölüm makinesine dönüşür. Wilhelm birlğinden ayrılır. Charlotte’ın Nazi ideolojisi Alman ordusuna yardım eden Yahudi bir hemşireye ihanet edince yıkılır. Greta kendisini bir SS subayına satarak Viktor’un kaçmasını sağlar. Milyonlarca kişi onlar gibi kahraman olmak istemiştir ama hiçbiri savaşın onlara neler yapabileceğini düşünmemiştir.

A disgraced, 75-year-old ex-sheriff, whose life ends at the hands of corrupt cops, is brought back to life and given a second chance by a pair of young tech scientists, as a 35-year-old with unpredictable near-superhuman abilities.

Uluslararası bir krizin ortasında, bir diplomatik kariyer memuru İngiltere elçisi olduğu yüksek profilli yeni işi ve parlak bir politikacıyla çalkantılı evliliği arasında bocalar.

Bu bilimkurgu antolojisi dizisi, insanlığın en görkemli buluşlarının ve en karanlık içgüdülerinin zıtlaştığı karmaşık ve teknolojiyle dolu bir yakın geleceği konu alıyor.

Kıyametten 200 yıl sonra, lüks nükleer sığınakların edepli sakinleri, kendilerini yüzeyde bekleyen inanılmaz karmaşık, oldukça tuhaf ve çok vahşi dünyaya adım atmak zorunda kalıyor.

The life of Christ through the eyes of those who encountered him called The Chosen.

The misadventures of hapless cafe owner René Artois and his escapades with the Resistance in occupied France.

Dizi, insan cinselliğinin öncülerinden Masters ve Johnson'ın sıra dışı yaşamlarına, çalışmalarına ve araştırmalarının ateşlediği devrime ışık tutuyor.

Jake Adelstein’ın aynı adlı romanından uyarlanan Tokyo Vice, Tokyo Metropolitan Polis merkezinde yaşanan yolsuzluk olaylarını takip ediyor. Başrol Ansel Elgort dizide, yolsuzluğu açığa çıkaran Amerikalı gazeteci Jake Adelstein’a hayat veriyor. Adelstein hiç kimsenin göründüğü gibi olmadığı bu dünyada zorlu bir göreve atılıyor.

2. Dünya Savaşı'nı anlatan en başarılı TV dizisi olarak gösterilen Kardeşler Takımı, askerler arasındaki görev duygusu, dostluk, güveni son derece etkileyici sahnelerle sergileyen bir cesaret öyküsü. Band of Brothers / Kardeşler Takımı, tarihçi ve biografçı Stephen Ambrose tarafından yazılan aynı adlı romanından uyarlanan, II. Dünya Savaşı temalı, 10 bölümlük televizyon dizisi serisidir. Ortak yapımcılığını, Akademi Ödüllü Er Ryan'ı Kurtarmak filminde beraber çalışan Steven Spielberg ve Tom Hanks üstlenmiştir. Dizi, II. Dünya Savaşı sırasında Amerikan ordusunun 506. Alay'ın 101. Hava Gücüne bağlı Easy Bölüğü askerlerinin yaşadıkları tecrübeler esas alınarak kurgulanmıştır. Dizi, öncelikle askerlerin temel eğitim aldığı Georgia'daki Toccoa kampından başlamıştır. Devamında ise Normandiya Çıkarması, Operasyon Market Garden ve savaşın sonunda doğru gerçekleşen Bastogne Savaşı ile sona ermiştir. Dizideki olaylar Ambrose'nin Easy Bölüğünden hayatta olanlar ile gerçekleştirdiği bire bir röportajlar ile şekillendirilmiştir. Ayrıca savaş sonrası hayatta kalmayı başaran askerlerin yazdıkları kitaplardan da yararlanılmıştır.

Danimarka ve İsveç'i birbirine bağlayan köprüde bir ceset bulunmasıyla birlikte, her iki ülkenin de cinayet masası dedektifleri harekete geçer. Tam bir işkolik olan İsveçli Dedektif Saga Noren, kaba saba, garip bir kadınken, Danimarkalı Dedektif Martin Rohde ise, yeni olduğu ameliyat sebebiyle fiziksel olarak zorluk çekmektedir. İşlenen cinayetin faillerini bulmak üzere iki ülke polisi beraber çalışmaya başlarlar ve her kazılan topraktan çıkan bir başka ipucu ile bu cinayetin basit bir cinayet olmadığı anlaşılır.